Chat n° 010 - Tarih: 17 ekim 2001

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan aiberg nickiyle bağlandı

<> Slm dr

<> Hoşgeldiniz hocam

 

Herkese slm&slm. Allah ilmimizi artırsın.

 

<> Dabbetül Arz'ın ne olduğunu açıklar mısınız? Yaşar Nuri şu anda kendince yorumlar türetmekte de hocam

 

Dabbet de 7 anlamlı, Tarık gibi diğerleri gibi. Bir çok anlamı var: Tümü de genetik üzerine dayalı.

 

<> Bu 7 anlamı açıklayın lütfen

 

7 anlam 7 gün eder.

 

<> Kısaca

 

Dinazor'dan falan söz etmiştim. (Jurassic Park'dan yıllarca önce yazmıştım.) Mikroçip-silisyum'dan söz etmiştim. (15 yıl önceydi)

Bir de hybrid deneme yaratığından söz etmiştim. (Bu ileride gerçekleşecek ve/veya geçmişte oldu.)

 

<> Evet bilgisayar olduğundan da bahsetmiştiniz

<> Evet ben hatırlıyorum bir tür androiddi. Hatta insanlık ondan 1999da msg aldı sanırım. Alınan sinyalin bir tür kendi kendini geliştiren bilgisayar olduğu iddia edilmişti.

 

1999 yılı sonu gen haritasının başlangıç yılıdır.

 

<> Şu amerikadaki insanları tv başında kilitleyen uzaydan alınan sinyalden bahsediyorum

 

Pardon sinyal mi geldi uzaydan? Genlerle oynamak demek, bütün nesli tükenmiş canlıların iyi ya da kötü dönüşü demektir.

 

<> 1999da hocam hatırlamıyor musunuz, çok konuşulmuştu. Neyse ben konuya girdim yine affedin.

<> Yaşar Nuri şu anda Kanal 7de Dabbetül Arz = Stephen Hawking'dir diyor :))

 

Dabbe biyomekanik robotlardır. Genetik oynamalarla elde edilmiş biyolojik mikroişlemcilere sahiptirler. İnsana çok yakındırlar, insan kadar olmasa da bilgi, güç ve beceri yönünden çok ilerlemişlerdir ve insani duygulara sahip değillerdir, sadece belki poker oynayamazlar.

Bence insanı diğer bütün canlılardan ve geliştirilmesi muhtemel her türlü biyomekanik androidden ayıracak en önemli özellik insanın poker oynayabilmesidir.

 

<> Peki insandan ayırt edilebilir mi bunlar ilk görüşte?

 

Evet, poker oynayan bilgisayar programları da var, ama demek istediğim o değil. Normal bir insan insani duygulardan soyulduğunda nasıl canavarlaşıyorsa o tür androidler de ipini kopardığı anda insanın başına bela olacaktır.

Ha, bunun temelinde bilgisayar yok mu? Var, ama yaklaşımlarımız farklı.

İçinde dabbe geçen bütün ayetlerde canlılardan söz ediliyor. Bu ayetteki dabbenin cansız olması izah edilemez. Bu nedenle biyomekanik olması gerek diyorum.

Bunları Avni Çetinkurt ile bir radyo programında konuşmuştuk. Bunlar Avni Çetinkurt'un aklında kalan cümlelerimmiş, öyle yazıyor.

Aynı bilgisayar kaotik simulasyonlar da (örneğin meteorolojik tahlil ve tahminler) yapar ve gerçeğine çok benzer. Bence biri ne anlama geliyorsa öteki de o anlama geliyor: İnsanın uzun sürede ve zahmetle yapabileceğini kısa surede yapmak.

Bu açıdan bakılınca bence bilgisayarla şehirler arası otobüs arasında, işlev alanları dışında, bir fark yok. O konuda önemli olan bilgisayar değil o bilgisayarı yapan ve programlayan mühendisler programcılar ve ona neleri sayacağını söyleyen insandır.

Benim spekülasyonumda karar verebilen, yıkıcı güce sahip ve bir şekilde serbest kalmış insansılar var. Son söz yine o yazıdaki son söz: O ortaya çıkıncaya kadar keyfiyeti ve mahiyeti hep spekülasyon olarak kalacak ve kimsenin görüşü diğerinden daha iyi olmayacaktır.

Benim spekülasyonumda karar verebilen, yıkıcı güce sahip ve bir şekilde serbest kalmış insansılar var. Son söz yine o yazıdaki son söz: O ortaya çıkıncaya kadar keyfiyeti ve mahiyeti hep spekülasyon olarak kalacak ve kimsenin görüşü diğerinden daha iyi olmayacaktır.

Bunlar, Radyo Fener'de, Avni ile söyleşmemdeki cümleler.

 

Dabbe tül Arz: Bilgisayar teknolojisine işaret edebilir mi?

Kur'an'da, Adem'in yaratıldığı Salsal=Çamur diye çevrilir. Oysa metan-amonyak-su buharı ve Karbondioksit dörtlüsünün ilkel atmosfer olduğu gözönüne alınırsa, "Balçıktan süzülmüş bir Salsal" dendiğinde, bu ilkel atmosferin milyonlarca yıldırım ile Adenin-guanin, cytosin ve Tymin denen dört çekirdek asidine (Nükleotik baza) döndüğünü görürsün. Bu işlemin adı SALSAL'dır.

Şeytan, Adem'e "Topraktan" kurutulmuş bir çamur olduğu için secde etmemektedir: Gerekçesi ise basitti. Ben ateştenim (Enerji) sürekli yakanım. O Adem ise topraktır (Madde) sönmüştür, küllenmiştir...

Sönmüş küllenmiş kelimesi ise canlıların oluştuğu Karbon kimyasını anlatmıyor mu?

O halde toprak iki türlü anlaşılmalıdır.

1. Karbon kimyası olan organik oluşum.

2. Silikon...

Yani C ve Si elementleri de var işin içinde...

İkisi de bize hitap ediyor. Şu seramik kilimiz, şu cam yapımında kullandığımız toprak silisyum değil mi?

(Ayrıca Silisyum=Arz ve Germanyum=Gök kelimelerinden şu transistörlerin yapılımı da sözkonusu olmuş olabilir. German=Gök+ler demektir. Mesela Nur 35 böyle giriyor misale.)

Hele ki "Silicon Walley" denen dünya merkezi vadi mikrochip'lerin hem ham madde hem mamul madde olarak üretildiği merkez bir fabrikalar dizisi değil mi?

Şu anda mikroçip denen miniyongaların anamaddesi SİLİSYUM'dur. İşin tuhafı fiil olarak Debelenmek debelenmiş, tepili, yeraltında tepilmiş anlamına gelen DABBE ve ARZ=Silisyum gezegeni.

(Şu anlamda söylüyorum, dünyanın içi NiFSial'den SiAl vb. katmanları halinde silisyum ile doludur. Magma ve Lava dediğimiz, zamanla kayaçlaşan yanardağ püskürükleri ile yeryüzü dağ-vadi oluşmuştur. Dünyanın yüzeyi de öyle: Silme Silisyumdur, "Benim sadıh yarim gara torpahtır." diyen Aşık Veysel'in de kastettiği Turab...)

ARZ=SİLİSYUM,

DABBET=MİNİ YONGA ????? olabilir mi? Buna bakalım:

Gelecekte silisyum yerine başka bir buluş gelirse ya da mikroçiplerde demode-out olunca savımız geçersiz kalacaktır.

Dur biraz: Bir de antinom yapalım ve Bilgisayarı (Daha doğrusu Sibernetiği) savunalım:

Şu anda bilgisayarlar üçüncü kuşakta seyrediyorlar. (Pentium IV, V, VI, VII, VIII, IX, X, XI bile olsa teknik olarak aynı kuşakta sayılırlar.)

Sonraki kuşak ise "En iyi hatırlayan, kendi kendine karar verebilen" holografik hafıza yolundan geçecektir. Avni Çetinkurt'un söylediği gibi, "Cyborg=Yapay organizma" kapsamına girebilecektir.

Bir sonraki kuşak bilgisayarlar ise doğrudan ZİHNİN ta kendisine ulaşacaktır. Yani holografik hafıza, şimdi insanda olduğu gibi, çekirdek asitlerine yüklenecektir. Biz nasıl anımsıyorsak, bilgisayar da öyle anımsayacaktır. (Üstelik de kuduz gibi gerçek=organik olan virüslerden etkilenecektir.)

Beynin keşfine bir yolculuktur Sibernetik zeka, yapay zeka vb...

Bize anılarımızı anımsatanlar biliyorsun ki, adenin, guanin, Sitosin ve timin denen çekirdek asitleridir. Bu ileri teknoloji sayesinde çekirdek asitleri (A, G, C, T) ile bir bilgisayar (O zaman da adı bilgisayar değil, yapay beyin olur) yaparsak bunlar da Salsal ailesinden olacaktır.

Aynı mantıkla Kur'an alimler için şifreler (misaller, bilimsel modellemeler) vermektedir.

NUN=Nokta (Aynı zamanda Arapça sıfır)

KALEM=Program dili (Aynı zamanda şeklen BİR rakamı ve Elif harfi)

İkisi birden 1 ve 0 olarak Bineer (Binary, Digital, İkili sistem, De Morgan matematiği vb.) gibi...

Nokta boyutsuzdur, kalem ise tek boyuttur. Levhi Mahfuz ise iki boyutludur. İşte manyetik levha ve mahfuz=Bellek'te... Levhi Mahfuz bir Hard Disk'tir... Belki de Kiramen Katibin bir REM Bellek...

Arş katmanlarındaki şu bilgi-işlem merkezi incelemeye değer...

Dabbetül Arz da pekala Mikro Chip olabilir... Kürsi de bir Monitor...

 

<> Formatlanırsa yandık yani

 

Evet.

Akıllı mikrobiyomotorlar (amip büyüklüğünde) yapmak hatta nano teknolojiler ile bir tür dabbet kolonileri oluşturmak olasıdır.

Hawking "Kıyamet virüsü=Dabbet" diyor.

 

<> Yaşar nuri de kendi kapasitesi oranında yorumluyor... :)))

<> bilgisayar dergilerinin birisinde rusların düşünen bilgisayarı yaptığını okumuştum

 

Şimdilik düşünen bilgisayar mümkün değil. Kuşaklar atlanması gerekiyor. Bilgisayar kuşaklarından söz ediyorum. Altıncı kuşak bilgisayar "Rüya görebilecek" bir teknoloji harikası olacaktır.

Ama şimdilik beklemeliyiz. Zaten teknoloji inanılmaz bir hızla gelişiyor.

Ne var ki, kapitalist imalatçılar, bilim adamlarının yolunu kesiyorlar "Acele etme, depoda çok stok var. Ara modeller, yedek parçalar satalım" diyorlar mucitlere... Yani beynimizdeki bilgisayar atılımlarını bize yaptırtmayan egemen güçler var.

Bunları bir daha tanımlamak bile gereksiz. Onlar malumdur ve (ellerinizden öperler)...

 

<> Amerikalıların bilgisayarlarda elektron yerine foton kullanma denemeleri yaptığını, Japonların ise amino asitleri kullanma yöntemini araştırdıklarını bir belgeselde duymuştum.

 

Evet herşey prototip üretmek için. Dünyayı ellerine geçirme savaşları bunlar. (Tek merkezden yönetilen, tek tip bir insan oluşturmak.)

 

<> Montauk ve zihin kontrolü (H.A.A.R.P)...

 

İşte bu "Karşı tarafın" Graceland üzerinde oynamak istediği oyun. Orwell'in 1984'ü gibi, biri bizi gözetliyor. (Big Brother/Big Boss vb.)

 

<> Graceland?

 

(Greece=Yunanistan değil.)

 

<> Hawking graceland'ı insanların beyinlerine işledi dün

 

Evet orada neler oluyor bilmem ama, ben Büyük Birader konusuna girmek istemiyorum. Çünkü ardından gerçekten Montauk'lar falan çıkacak, yine laf lafı açacak.

 

<> Devam edelim hocam

 

Geleceğin siyonistleri "This world is mine, Jahow give this planet to me" diyorlar. Bu bir şarkının adıdır. Bilen var mı? Bu şarkının adı "Exodus"tur. Yani çıkış.

 

<> Yahow???

<> "gave"

 

Yahova. Give, gave, given'in gave'i.

 

<> Kimin şarkısı?

 

Exodus bir song'dur...

 

<> Planet yerine land olacaktı galiba şarkının orjinalinde.

 

Evet bu "Geçmişte" land=Vaadedilmiş toprak'tır. Gelecekte ise MİLLİ MARŞ gibi, benim verdiğim text ile yazılacaktır emin olunuz. "This land is mine, God gave this land to me..." This land olacaktı.

 

<> Evet ben öyle biliyorum şarkıyı

 

Ben de gelecekteki şeklini söyledim. ;-))

Şimdi reklamımı yaparım ha???

 

<> Reklamlar ve çay molası

 

"Herkese bir Hans kampanyası"

 

<> :)))

 

Reklamları izlediniz, şimdi haberler:

Demek ki artık Millenium gereği, bizim Tennessee de konuşmaya başladı, Kıyamet virüsü falan diye.

 

<> Evet

 

O benim Tennessee'den arkadaşımdır. İkimiz de missisippi çocuklarıyızdır. Birimizin en çok sevdiği şarkı Tennessee Nights. Benimki de Tennessee Waltz. Ya da Mrs.cp & miss.ccp gibi.

Alfa Bravo Charlie. Sonra Delta. İşte orada Graceland.

Ya da karşısında "Exodus" şarkısı.

Acaba hangisi olmalıydı? Hangi taraftanız????

 

<> Graceland

 

Grace kelimesi, İlahi yardım demektir. Kur'an'ın SON SURESİ olan NASR'ın asıl adı ne biliyor musunuz?

NASR=İNAYET=  G R A C E

İza Cae Nasrullahi=Allah'ın yardımı (Grace) geldiğinde.

Valhalla her iki taraf için de kullanılır bir "Uzaysal başkent, district" vb. Yani Valhalla'dan kötü niyetli biri de zamanda yolculuk yapabilir/Yaptı da... Ancak ALLAHLAW (Şira'daki Valhalla) SADECE   A  L  L  A  H   Nasrı (Grace)dır, Allah Vaadidir.

Bizler bütün planları boşa çıkacak olan Grace karşıtları için değil, Ondan beteri olan "Sophianistler" için endişeliyiz. Çünkü Exod'ların hakkından gelecek olan Hz. İsa (Dönüşteki İsa'dır.) Ne var ki, ondan "AZ ÖNCE" ve "KILI KILINA, UCU UCUNA" ramak payı ile "KAZANACAK OLAN" Mehdi'nin, öncü askerleri olmaktır savaşımız.

İsa as. ırkdaşı Yahudileri "Üçüncü bela" ile halledecektir. Ama Mehdi Süfyani savaşları böyle değil. "Zaman üzerinde bir dama-santranç oynanıp da ortaya çıkarılmış bir tuzak" değil.

Süfyanilik biz müslümanların tarih boyunca başına gelen en büyük belanın adıdır. Siyonistlerle işbirliği halindedirler. Gelecekte de onlarla birleşeceklerdir. Orta Asya'daki müslümanlar tarafından durdurulacaklardır.

 

<> Helal olsun Orta Asya Müslümanlarına

 

Bunlar "YESEVİ"nin zaman içindeki "Yesevi"leridirler.

Onlar kurtuluş gününe kadar, SİMSİYAH BİR BAYRAK'a yemin etmişlerdir. Onların bayrağı "BARIŞ" bayrağı beyaz olup da SAVAŞ edenlerin tersine Bayrakları karadır. Ta ki barış=Beyaz bayrak Mehdi ile geri dönene kadar... Çünkü Mehdi kazanırsa "BEYAZ bayrak"a yeminliler.

 

<> Siyah, nur'u içine alır; beyaz, nur'u aksettirir.

 

Evet, ve İslam'ın rengi var mı? VAR

 

<> Yeşil?

 

Cennet için yeşil demektedir Allah. Ama türbe yeşili değil. Kızıldan mor'a kadar hatta IR ve UV ortalaması tam 5500 frekans ile anlatılan YEŞİL'dir.

 

<> Yeşil renklerin ortasıdır.

 

Zaten onun ortalamasıdır. Yeşil hem sıcakkanlı renktir hem de soğukkanlı renktir. Dünyada 7 rengin ortasıdır. Cennette ise başlı başına bir ASAL renktir. Çünkü ahırette, 7 değil 7 kez sonsuz renk var. 7 Nota değil 7 kez sonsuz ses var. 7 gün değil 7 ebediyet var.

 

<> 7 tat?

 

O da var elbette. Tad zaten yedidir. Asit (Acı) Baz (Ekşi) Metal klorları (Tuzlu) glikoz-sakkarin (Tatlı) bildiğimiz dört tadın bizdeki izlenimleridir. Tadı yok (Su gibi) demek ise "SAYDAM" bir taddır. Bazı şeylerin kokusu da yoktur sanırız ve "Saydam"lıktandır. Bir şey acı=Asitli, Ekşi=Bazlı demektir.

Bu işin bir cebiri var. (7 Renk 7 ses gibi, kokunun, tadın da bir cebiri vardır.)

O konulara bugün girersek dağılırsınız. (Reklamları izlediniz.) Görevim dağıtmak değil, toplamak. (Reklamlar bitti.)

 

Aklımızı başımıza toplayalım. Graceland'lı olalım.

 

<> Graceland'ın şura başkanları burada şu anda :-))

 

Neden olmasın ki? En azından sizler, onların büyük büyük dedesisiniz. Sizin biyo-psiko genlerinizden olan çocuklarınız değil mi onlar?

 

<> İnşAllah

<> Kendimi artık Türk gibi değil de Graceland'li gibi hissediyorum ;-))

 

Graceland bu işin ingilizcesi. HANİF kelimesinin de İNGİLİZCESİ diye düşünün. Hanif kelime ile yakından ilişkili... (İslam Protestantlığı'na Haniflik denir.)

 

<> Greenland'ın anlamı tam olarak ne peki?

<> yeşil ülke

 

O kelimenin aslı Grönland. Ama Graceland o anlamda değil. Mehdi'nin hemen arkasındaki İsa'lı dönemi de içeren büyük bir ideal o. Geçmişten baktığınızda "Ütopya" ama gelecekten baktığınızda, ALLAH YARDIMIYLA KURULU BİR DÜZEN olduğunu görüyorsunuz.

Düzen diyorum, Düzine (Dosen, Dozen, Dutzend=12 ile ilgisi çok büyük)

Ve ben "karşı bağdakilerden" korkmuyorum. Ama ben "Süfyanilikten" korkuyorum. Onları hatırladınız mı?

 

<> Evet

 

Onlar, şu bizim Usame. Onlar şu bizim Gonca Kuriş'i öldüren Hizbullah. Onlar Edeb Ali'den bir aile. Onlar Yezid Yezidin Babası Muaviye ve Onun babası Ebu Süfyan, ve onun babası KURAYZ'ın Kurayzalı hısım aileleri.

Bu, geçmişte "Ekilmiş ve nedensel bir tohum", gelecekte meyvesini vermiş "SONUÇSAL" bir fesad olmuş.

Vay canına? Ebu Süfyan ekti, 300 yıl sonra Mehdi'ye kadar vurdu... Bizler de arada kaldık. (Ara dönem anlamında.)

 

<> 300 yıl? Kesin mi?

 

Eh neredeyse ehli kehf gibi bizim de mağaramızda 300 yıl kalmamız gerekiyor diyebilirim. Bu Allah'ın takviminde 7,4 saat etmektedir.

 

<> Ama Haqq galip gelecek ki!!!

 

Hakk dediğiniz şudur: Allah'ın vaadidir. Yani İsa'nın Yahudi'lerin hakkından geleceği bir Allah vaadidir. Ama Hanif (Mehdist) ile Süfyanistin kavgası için Allah "Size bıraktım" demektedir.

"Bir kavim kendini düzeltmezse Allah da onları düzeltmeyecektir" ayeti uyarınca bu böyledir.

Hatta şu da ayettir: "Azmak isteyenin azmasına da yardım ederiz." Bu ayete göre, kendini düzeltmeyen bir kavim için Allah düzeltmeyeceği gibi, azmasına da yardım edecektir.

İşte "EL-ARABİ" Araplar bunun için Kur'an'da yerin dibine sokuluyor, çıkarılıyor.

Ne kafirlikleri ne münafıklıkları ne de Kur'an dili olan Arapçayı bilmediklerini geçen chat'lerde izlemiştik.

Allah, İsa'ya "Hak olan vaadi gereği" yardım edecektir. Ama "Mehdi-Süfyani" savaşını bizim gayretlerimize bırakmış. Bu yüzden "İki Bağın sahibi" iki ayrı ayette iki ayrı anlatımla verilmiştir.

Şimdi bu konularda sizin yorumlarınızı merak ediyorum. Biraz "İnteraktif" yorumlarınızı bilmek isterim. (Eğer yorum yerine soru sorarsanız, REKLAMIMI yaparım, kahrolursunuz.)

 

<> Sizi dinliyoruz gereksiz yere konuşmak konuşmamaktan iyidir

<> Susanlardan şimdi yorum mu bekliyorsunuz?

 

Herkesten yorum bekliyorum.

 

<> Peki orta asyadan başlayacak dediniz. Şu an afgan savaşı, bu savaşın başlama işareti sayılamaz mı? 300 yıl değildir belki?

 

O Savaş bir MİLAT/Millenium sonucu çıkan savaş. Afganistan Kuzeyi zaten (Türkmen, Özbek vb.) Türk bölgesi.

 

<> Peki bu savaşın yan etkisi olarak israil destekli arap tankları Türkiye'ye saldıramaz mı, su bahanesi ile? Çünkü Fırat kurudu...

 

Afganistan'dan sonra Irak bölünecek. Lübnan ve Suriye bölünecek. Afganistan da bölünecek. Daha Türkiye'ye saldırmaya çok var.

 

<> Mehtiyi yıldız savaşlarında düşünmeliyiz, ama ondan önce küçük deccaller ve mehtiler elbette olacak.

<> Küçük kıyamet alametleri

 

Küçükler bitti, şimdi gelenler ortanca alametler. Ortancalar ortaya çıktı ama siz fark etmemiş olabilirsiniz.

Kur'an'da ayette Allah şöyle vaadediyordu: "Ey firavun son nefesinde tevbe edenlerin tevbesi kabul edilmez. Seni böyle secde etmiş bir halde, binlerce yıl sonra yine bu sahilde (Denizin yarıldığı yerde) böyle korumuş olarak ve ibret olsun dile kıyıya vuracağız."

 

<> Londra'da müzede sergileniyor

 

Evet, bunlar kaçırdığınız ORTANCA alametler.

 

<> Şu an nerde?

<> Londra müzesinde, gidip gördüm

 

Londra'da... (Firavun dördüncü Ramses olduğu söyleniyor.)

 

<> Secde vaziyetinde

 

Evet secde durumunda...

 

<> Ama biraz çekiştirmişler, yatay sergiliyorlar.

 

Onu HIZIR cezalandırdı. Nasıl cezalandırdı???? Musa niçin Hızır'ı aradı?

 

<> İlim için

 

Balık hangi ÇATAL yerde "Canlandı"?

 

<> Denizin birleştiği yerde

 

"İşte aradığımız işaret buydu" diye döndüklerinde kimi buldular? Hızır'ı. Hızır'ı buldukları yer ise, "Gelecekte DENİZİN YARILACAĞI" yer idi.

Yani Musa ve ümmeti (Beni İsrail) o Kur'an'da adı geçen KAYA'dan denize yürüdüler. Deniz ikiye ayrıldı. Arkada da bizim Londra'lı Ramses... Sonra deniz Hoooop üstlerine kapanıverdi ve boğuldu Firavun ile ordusu...

 

<> O durakapalamı ile oradaydı?

 

Hayır Hızır TARİF etti: Deniz bu, şu kayadan İsrail oğulları denize yürüsün. Arkadan geçeni de ben cezalandıracağım."

İşte böyle oldu bu işler...

 

<> Denizin açılması ne hikmet, nasıl bir teknoloji?

 

Evet, ileri teknolojilere biz "Mucize" diyoruz. (Az cüz'i rastlanan anlamında)

Evrende iki kutup ve aralarında bir nötr vardır. Birinci Kutup Merkezkaçdır=Künnes. Merkezcil kutup ise=Hunnes'dir. İkisi arasında "BİR BÖLGE" vardır.

Bunu şöyle tanımlayalım: Künnes=Cosmos, Hunnes=Chaos. (Chaos=Kalın hı harfi yani Haos diye okunur.) Bu ikisi içiçedir. Deniz gibi dümdüzdür.

Şimdi Chaos ile Cosmos arasındaki biyolojik geçiş sırrını hatırladınız mı?

OSMOS. Ozmoz'u biliyoruz artık değil mi?

 

<> Bilmiyorum özürler

 

Şöyle de diyebiliriz: "Gökler yerler ve İKİSİ ARASINDAKİLER."

Osmos ya da osmotic pressure, hücrelerde "çok yoğun ortamdan, az yoğun ortama" GEÇİŞİ sağlayan bir mekanizmadır. Örneğin, çok tuzlu bir suda yaşayan tek hücrelilerin yoğunluk farkı nedeniyle kendi sitoplazmalarının hücre zarını delip geçmesine osmos olayı deniyor. Yani vücudun içi dışarıya boşalıyor.

Hücre zarlarında (membran) bir ağız vb. yoktur. Dışarıdaki ihtiyaçlarını OSMOS yoluyla membrandan geçirip kendi bünyelerine katarlar.

 

<> Permiability

<> Turbor deplazmoliziz

 

Bunları hatırlatabildim mi? Her biyoloji okuyan az çok hatırlayacaktır.

 

<> yes

<> Bilmiyorduk öğrendik

<> Allah razı olsun

 

Şimdi bu OSMOS genel kuraldır.

Isı da öyle değil mi? Termodinamik yasalara göre, ısı sıcak uçtan soğuk uca doğru hareket eder. Elektrik gerilim farkı (Voltaj) da öyle... Bunları hatırladık mı?

 

<> evet

 

Şimdi kuralı evrenselleştirelim:

Chaos (Düzensizlikten) COSMOS (Düzene) bir gidiş var. Gidişi Osmos gerçekleştiriyor:

Chaos >> OSMOS >> C+OSMOS

 

<> Maksimum düzensizlik, minimum enerji.

 

Evet. Bunlar sayesinde entropi (Chaos=Düzensizlik) ölçüsü de ortaya çıkıyor. Haos (Hunnes) ile Kosmos (Künnes) bunlara Yin Yang da deniyor.

Tekvir 15-16. ayetler... Ellerinizden öperler

 

<> 81-Tekvir/15: Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara),

<> 81-Tekvir/16: O akıp akıp yuvasına gidenlere,

 

Şimdi bu işin arapçasını bilen birimiz arapça orijinal olarak HUNNES ve KÜNNES'i bulup gösterebilir mi?

[Mealdeki] hiçbir ifade doğru değil. Orada "Künnes'e ve Hunnes'e andolsun" diyor ALLAH...

 

<> 81-Tekvir/15: fela uksimü bil hunnesi

<> 81-Tekvir/16: elcevaril künnesi

 

Evet burada Cosmos ve Khaos anlatılıyor. Yani HUNNES ve KÜNNES'i gördünüz mü?

 

<> evet

 

Yani "Yuvasına akıp gitmek" diye bir şey yok.

Elindeki Kur'an'ı canı istediği gibi çeviran zararlı biri. İlmin yetmiyorsa, yazmayacaksın arkadaş diye Ahırette sorarlar adama...

 

<> Kur'an onlardan davacı olacak

 

Hunnes=Kaos ve Künnes=Kozmos ÇOK evrensel Çok çok eski Allah'ın ilk öğrettiği dinsel kavramlardandır.

Kore Bayrağında bile onun sembolü var.

 

<> ying-yang

 

Budistler Yin ve Yang derler. Evet bu böyle...

Pekiyi Cosmos ile chaos (Künnes ile Hünnes) arasındaki OSMOS nedir, duydunuz mu?

 

<> Geçişme=ara bölüm=orta karar

<> Nötr bölge?

 

Evet OSMOS denen TÜNEL. Tünelin içi NÖTR'dür zaten. Tünelin yüzeyi (Dışta) Magnetik alandır. Hablilverid=Şahdamarı planı budur.

 

<> Ateşin yakmaması gibi?

 

Evet, ateşin yakmaması gibi.

Şimdi bu kayıp parçanın ardına düşelim.

(Bilmediğimizin ardına düşmek değil, kayıp parçanın ardına düşmekten söz ediyorum. Kim demiş ki, bilmediğimizin peşinde gidiyoruz da ayağımız mes'ul??? Biz Allah'ın bildirdiğinin peşinden gitmekle yükümlüyüz. Zaten onu yapıyoruz.)

Hunnes ve Künnes'i birbirine bağlayan "GİZLİ DEĞİŞKENLER GEÇİDİ" yani ödeme-dengeleme tünelleri vardır. Karadelik-Akdelik tüneli (Worm Hole gibi)

Allah bize "ŞAHDAMARIMIZDAN DA YAKINDIR" derken, bu damarın içinde herşey olur biter, ama dışında olan bizler içeride ödenenleri bilmeyiz.

Kayıp parçayı bulmak için yeniden Denizin yarılmasına dönelim. Araya bir OSMOS duvarı (Geçidi, tüneli) oluşturuldu. Kablolu tüp geçit gibi mi acaba?

İlahi nizamda bir elektroliz olayı mümkündür, geçide ihtiyaç yok.

Su dediğin nedir 2H bir Oksijen. İşte deniz oracıkta ayrılıverdi: H2'ye O'ya.

 

<> Wauw maşallah, ne kadar basit ama ne kadar mükemmel

<> Elektroosmos

 

Evet elektroosmotik olarak.

O ayrışmadan çıkan iki gaz basıncı suyun kapanmasını önledi.

Musa ve ümmeti salimen bu kanaldan geçtiler, deniz dibinde yürüyerek. Oradan "Nötral bölgeye" yani yemin edilen yere "Tur'u Sina" dağı yamacına çıktılar. Arkada kalan firavun ve ordusu üzerine deniz kapanıverdi.

Bir noktada kapanmadı. O noktada "BALIK" canlanmıştı ve azık torbasından kaçmış denize girmişti ya? Firavun da aynı noktada "Yarı Canlı" kaldı.

Yani ona deniz yiyicileri ve mikrorganizmalar zarar veremedi. Sapasağlam olarak ve Kıyametin ortanca alametlerinden biri olarak karaya vurdu.

O bölge çok ıssızdır. (Sina) Bir cesedin bulunduğu bildirilene ve Savcı oraya gelene kadar 4 gün geçmişti. Yani biraz biraz çürümenin nedeni budur. 6 bin yıl boyunca bir şey olmadı ama, kıyıya vurunca hızla bozundu. Tam bir secde halindeydi. Dolayısıyla bozunma yüzünden ve taşıyanların da hatası nedeniyle secde durumu biraz yana doğru kaykılmış oldu.

Sudan ateşi, ateşten suyu çıkaran, kurudan yaşı, yaştan kuruyu çıkaran vb. böyle 11 ayet var.

Sudan ateş çıkar mı? Malum yakıcı bir gaz olan Hidrojen ile yanıcı bir gaz olan Oksijenin H2O biçiminde birleşmesi demektir bu.

Onları birleştiren ve ayıran, OSMOS denen gizil (Spesifik) bir TÜNEL'dir.

Mucizeler Allah katındadır. Yani bu ayete göre "Mucizeler Tünel içindeki ALLAH" katındandır.

Haydi bir yorum arası verelim mi? Mesela İbrahim'i yakan ateş neden serin bir su oldu dersiniz? Ah şu Hidrojen ile Oksijen, bir de şu OSMOS (Hablilverid)...

 

<> Hidrojen ile Oksijen birleşmesinden oldu

<> Elektiriğin yüksek voltajda bizi es geçmesi gibi

 

Evet tüm yorumlarınız dosdoğru.

 

<> Hidrojenle oksijen de işlerine gelince birleşiyor gelmeyince ayrılıyor. Kim sağlıyor acaba bu davranışı?

 

Evrensel Kural olduğunu söyledim zaten Hunnes ve Künnes'in. Hani Elence neydi o??? Rumca yani?

Evren kuralı Chaos-Kosmos ve (Üçüncüsü) Osmoz üzerine kuruludur. İki kutup (Tin ve Zeytun) ile üçüncüsü (Emin/nötr bölge ya da Sina). Daha sonra ise KUDÜS ve MEKKE...

 

<> Hz. İbrahim olayında ateş nasıl suya dönüştü ya da öyle mi oldu gerçekte?

 

Vallahi [candaş], Urfalılar balıklı gölün ateşten suya dönüştüğünü söylüyorlar. Yani ateşin olduğu yerde tam tersine su oluşmuş. İçinde de "Yuşa"nın balıkları diyorlar...

İncelemeye değer. Çünkü Urfa'da 7 peygamber mezarı olduğu söyleniyor. Bir Türkiye için 7 resulullah Mezarı çok çok yüksek bir rakam. Yani lehimize...

Hz. İbrahim'in mezarının Urfa'da ve balıklı göl altında olduğunu "Hızır Tezkiresi" de yazıyordu. Urfa=Arapça ODA (Türbe) demektir aynı zamanda.

Bunun nedeni de Haniflerin babasıdır.

 

<> Hz. İbrahimin doğduğu mağara da orada

<> Ayrıca kehf mağarasından bahsediliyor Urfa'da

 

Evet gerçekten kutsanmış bir bölge.

Şimdiki konu ne olsun? İsterseniz devam da ederiz ama sizler sıkılırsınız diye çekiniyorum.

Konuyu değiştirirsek tekdüzelikten kurtuluruz. (Hans'ın olduğu yerde monotonluk olur mu hiç? Hans bir heyecandır. Reklamları izlediniz.)

 

<> Ben hala piramitlerdeyim, nasıl yapıldı değil neden yapıldı

<> Mısır Aztek ve Kamboçya piramitleri dünyayı üç eşit parçaya bölüyor

<> Burçlara ne dersiniz?

<> Şimdiki şeddeli cezmli Kuranlar nasıl ortaya çıktı

<> Niye Quran'ı bir opera gibi okunuşunu öğretiyorlar?

<> Ben piramit derim

<> Mısır piramitleri orion kuşağını işaret ediyor hem

<> Sirius ty ile bağlantısı nedir piramitlerin

 

Walla gidip geliyor Piramit (Ehram) oluyor konu. Orası dünyanın en bir nötr bölgesiydi.

 

<> Quran mevzusuna geçelim derim?

 

O zaman karar verin.

 

<> Atatürk'ün hayatındaki 19'lar?

 

Ama Kur'an hakikaten en önemli olan bir konu. Bunu yapalım. Çünkü Atatürk'ün hayatındaki 19'lar için şekilli, tablolu, hatta grafikli çalışmak gerekli. Örneğin Arş'ın 4 direği ve Asal sayılar diye söze başlamıştım bir keresinde... Ama çizim olmadığı için aynı hızda vazgeçmiştik konudan. Yani grafik ve matematik isteyen konuları çizimsiz anlatmak...

 

<> Peki hocam bu çizimleri yapıp haber grubuna assanız yazı olarak? (rica)

 

Bu ayın 22.sine kadar gruba yazı yazamayacağım. Çünkü yazılacak olan yazılar çok vurucu, hatta dinimizi oturup baştan keşfetmemiz gerekecek türde yazılar.

Şimdiye kadar İslam'ı üçe kategorize ediyorduk:

1. Hadis İslamı

2. Hanif İslamı

3. Hafif islamı

Birinci tür İslam malumunuz. İkinci ise yine malumunuz biz azınlık... Üçüncü tür ise yani "hafif" İslam ise çok yaygındır. Bir avuç Hanif'i çıkarırsanız, geriye kalan Hadis ve Hafif Müslümanlar. Yani işimiz iş?

İleride büyük İslam içsavaşında üçe ayrılacağız: Süfyaniciler, Mehdiciler ve üçüncü olarak "Savaştan kaçanlar".

Bunlar, sonuncular HAFİF müslümanlardır. Görevleri kaçmaktır. "Hadis ve Hanif müslümanlar hele bir çarpışsın, biz kazananın yanında oluruz."

Pekiyi kim Hadis, kim Hanif, kim Hafif?

Hafif müslümanlar için şimdiye kadar şöyle bir yol izliyorduk:

Soru 1. "Hocam İslamiyete göre namaz kaç vakit kaç rekat?"

Bizim tavrımız şuydu: "5 Vakit ve 40 rekat" diye onaylıyorduk.

Ama bizi yakalamanın bir yolu vardır: Bir gün birisi şöyle bir soru sorduğunda yakalanıyorduk: "Hocam Kur'an'a göre kaç vakit kaç rekat namaz vardır?" Cevabım şu oluyordu: "3 vakit ve ikişer rekat."

FARK SORU SORANLARDADIR. Yani ilk soruyu soran ile ikinci soruyu soran kişiler NE sormuşlar, bir dikkat ediniz?

 

<> Yani islamiyetle Ku'ran ayrı mı?

<> Kolayı zor yapmak süfyanist şeytanların geleneği

<> İslam ve Kur'an

 

Evet İSLAM ve Kur'an.

İslam'a örnek: "Taliban, erkeksiz dışarı çıkan ve 4 adım arkadan yürümeyen bir kadını öldürmeye yetkilidir." bu islama göre böyledir.

Kur'an'a göre ise: "Adem ve Havva'nın elele tutuşup yürüdüğünü" görüyoruz.

 

<> Peki biz şimdi hangi vakitlerde, kaç rekat kılacağız? Kur'an'a göre olanın vakitlerini açar mısınız?

 

İşte bu hassas noktada sorulara değinmeye korkuyorum. Artık "Hafif müslümanlara" göreceli yanıt yok. Kur'an'da namaz ÜÇ vakittir. İnanmayan bütün ayetleri indirsin ve buraya yazsın. Üçü beş diye göstermek için binbir takla atılmıştır meallerde... Ama onu ortaya koyabiliriz.

Aramızda Arapça bilen ve hatta arap asıllı olan bile var. Birlikte bunları çevirebiliriz. Ya da en iyisi, Ayın 22'sinde Namaz konusunu ele alabiliriz.

Artık Hanif ile Hafif de AYRILMAK ZORUNDA. Gerekirse yaprak dökümü bile olsa, ayrılmak gerekebilir. Hafif'lerin hep yanındaydık. Kırmadık. Öğrencilerim "Türban" dediler imza bile verdim. (Üniversitede hoca idim bu kelle koltukta olmak demektir.)

Ama biliyorum ki Nur-31. ayette "Humurihinne=Başörtülerini" demiyor

Ama biliyorum ki Nur-31. ayette "Humurihinne=Başörtülerini" demiyor,

"Saçlarını omuzlarından aşağı uzatsınlar" diyor.

Ama HAFİF müslümanlık gereği, "Hocam Türban islamiyetin emri değil midir?" dendiğinde Koca bir EVET diyordum. Kur'an'a göre HAYIR diyordum.

Ziynet başka takı başkadır. Takı=Cevahir/Mücevher'dir. Mücevher demiyor Allah'ımız "Ziynet" diyor. Müzeyyen=Süs kelimesini bir dilimize dolamışız gidiyor.

Kadın ve erkeğin BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI taraflarına ziynet denir. Erkekte şort bayanlarda bikini (İki parça) bu ziynet bölgelerini örtmeye yeterlidir.

Yani şöyle bir örnek:

Bir bayan, banyo kapısını kilitlemeyi unutmuş, içeriye bilmeden biri giriyor. Refleksle önce bir el önünü, ikinci eli ise göğüslerini kapattırır.

SAÇLAR???????

Saçların neyinden utanılır ki? Saçımdan ne olur ki? Saçım doğum mu yapar? Saçım süt mü verir? Saçımın neresi HARAM? Saçımın neresi seksi? Saçımın neresini ÖRTMELİYİM? NİYE?????????

Eğer kadınlar örterlerse Allah erkeklere de aynı emri çıkarırdı. Çünkü Nur-30. ayet, "Mümin erkeklere deki...." diye başlıyor.

Nur-31. ayet ise, "Kul lil müminati=Mümin kadınlara de ki..." diye başlıyor.

Nur-31. ayet ise, "Kul lil müminati=Mümin kadınlara de ki..." diye başlıyor.

Eğer kadına saç örtmek FARZ ise Otomatikman ERKEĞE de   F  A  R  Z   olur/olurdu... O zaman erkekler de başlarını örtsünler. Eşitlik budur!!!!!!! Allah katında kadının saçı, sesi haram ise, Erkeğin de saçı haramdır.

Yorum bekliyorum.

 

<> Bikini ve şort dediniz; bikini altı şorttan daha açık değil mi, yani neden şort o zaman?

 

Şimdi: Erkekler için bir futbolcu şortu yeterlidir. Öylece namaz da kılabilir. Çünkü kadınlarla erkeklerin  F A R K L I  bölgeleri=ZİYNET'tir. Kadın ve erkekte farklı o bilinen bölgelerden ortak olanı ŞORT içinde kalır. Ortak olmayanı (göğüs) ise erkekte saklanmaz, ama kadında "ÜST BİR ÇAMAŞIR" ile örtünür.

Allah ve Melekleri "Erkek, Röntgenci vb." olmadıkları için, bir bayan kendi başına o kılığıyla namaz kılabilir. Allah erkek değildir, melekler de.... Nefsi yoktur saydıklarımın. Allah'ın da nefsi yoktur. Hatta "Kıyam bi nefsihi" derken bile yanlış söylüyoruz. Nefsi yok ki, bir de kendiliğinden Kaim olsun?...

Allah her yerde, Meleklerim (Kiramen katibin) de. Tuvalette, ben banyoda soyunuk iken. En pis yerlerde ve benimle birlikteler. Allah, erkek veya kadın değildir. Melekler de........

Allah bu konuda, ayetlerle gazap püskürüyor.

"Oğul edinmekten, meleklerin kızlar olmasından vb." büyük bir günah olarak söz ediyor.

 

<> Bize hep yanlış öğrettiler!!!

<> Beynimizi estetik değerleri düşünmeye programlamalıyız yoksa şeytan aklımızı ele geçirir.

 

Evet, doğru söylüyorsun. Estetik önce yüzümüzdedir. Yüz bir tablodur ve cinsel obje değildir. Yani erkek gibi laf atarsak, hiç bir karşıt cinsimiz için "Öff yavrum ne güzel bir burun amaninn şu kulaklar" falan demeyiz. Çünkü bunlar ziynet değildir. YÜZ estetik bir tablodur. Yüz güzeldir ve ayetlerde kapanması asla istenmez. (Afganistan, Arabistan, Farsistan, Libyaistan vb. hariç.)

Yani görüyorsunuz ki,

1. Hadislere göre İslam

2. Kur'an'a göre İslam

3. HAFİF'lere göre İslam

 

<> 7-Araf/185: Peki, bu Kur'an'dan sonra, hangi hadise iman ediyorlar?

 

Hadislere göre Saç konusu "Eğer ki bir kadının, saçının bir teli, bir şimşir (Tarak demek istiyor) üzerinde kalsa ve onu helali olmayan bir erkek görse, kıyamete kadar o saç teli yüzünden Allah ve Melekleri ona lanet eder."

Buyrun size HADİS. Ebu Hureyre'den. Sahih Mahih denenlerden.

Ben saçımı tarayacağım, tesadüfen bir tel tarakta kalacak, o teli bir erkek görecek, ben yandım ki ne yandım.

?????????????????????

 

<> Kadınları daha rahat sömürmek için öyle yapıyorlar

<> sapık herifler zaten beyinlerini cinsellik ele geçirmiş

 

Bu Hadis (Süfyani) İslamiyeti.

Benimkini biliyorsunuz KUR'AN dini.

 

<> 12-Yusuf/111: Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis değildir; aksine o, önündekini tastikleyici, her şeyi detaylandırıcıdır.

 

HAFİF din ise bambaşka bir şey: "Yaw kadın çamaşırıyla namaz kılar mı?" diye sorar. Çünkü Allah ile "Babamız"ı özdeşleştirmişiz. Allah deyince sakallı kalın sesli, çatık kaşlı, elinde sopa bir simge düşünüyoruz. Kadınların saçlarına düşman olmuş. Seslerine de. Hatta topuklu ayakkabıların çıkardığı seslere de?

Hayır benim Rabbim bunların hiç biri değildir. Bunun için SÜBHANALLAH der melekler hiç durmamaksızın.

Biz ne sanıyorduk sübhanallah demeyi ya? Ne sanıyorduk "Tenzih etmeyi"? Ne sanıyorduk "Tesbih etmeyi"?

Bu bakımdan şu soru çok önemli: İster bana, ister Zekeriya Beyazıt'a ister Yaşar Nuri Öztürk'e soru sorarken size o sırrı veriyorum: Sorunuzdaki tek nüans şu:

a) Kur'an'a göre

b) İslamiyet'e göre

İşte bu nüansı kullanarak iki aynı yanıt alacaksınız.

Bayraktar Hoca'ya, Rahmetli Nurbaki arkadaşıma... Hangimize sorarsanız, soru şeklinden cevap şeklini de siz belirlemiş oluyorsunuz.

 

<> Kurana ve ayetlere dayanarak bu konuların tek tek aydınlatılması gerek

<> Bence onaylaya onaylaya tek ayetlerden yola çıkmalıyız ki karışıklık anlamazlık olmasın

<> Hocam ayetlere girelim yani tam teşhise gelelim.

<> Ayetler?

 

Bir dakika ayetler deyip tutturmuşsunuz. Ne ile ilgili ayetler? Namaz ile ilgili mi? Hangi ayetler?

 

<> Ziynet namaz rekat ile ilgili

<> Namaz ve örtünme...

<> Ziynet, örtünmek...

 

Beni şimdiye kadar Ayetsiz mi sanıyordunuz?

 

<> Hayır öyle demedik

 

Bu kadar 25 yaşından beri emisyon ettiğim bu bilgilerin tek bir kaynağı vardır. Ayetler zaten... Sadece Kur'an yani Ayetler.

İsterseniz "İslam'a göre" diye başlayalım ve size ne evliya menkıbeleri neler neler anlatırım, ne masallar, ne hadisler döktürürüm???

"Kur'an'a göre" derseniz, buyrun başlayalım. Mesela namaz kaç rekat buradan ayetleri bulalım önce?

 

<> 11-Hud/114: Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl...

<> 17-İsra/78: Güneşin en üst noktasından, gecenin kararmasına kadar namazı kıl. Sabah Kur'an'ını da gözet. Çünkü sabah okunan Kur'an tanıklarca gözlenmektedir.

 

Evet bunu yorumlayalım.

"Etrafen en nehar" başka yerde de "tarafeyn en nehar"=GÜNÜN İKİ TARAFI, Gündüzün iki tarafı.

Yani gündüze iki namaz vakti vermiş; GECEYE İSE TEK vermiş, tek bir namaz vakti vermiş.

"Geceye yakın" diye bir şey yok orada. Olay şu, İsteyen gecenin bir yerinde kalkıp, dilediği kadar namaz kılabilir.

(Üç vakit farz yani emir kipidir, emir sigasıdır.) Ama "Gecenin bir yerinde kalkıp namaza dursalardı" dendiğinde emir değil DİLEK KİPİ olur. Serbestsiniz kılıp kılmamakta...

Ama dikkat ediniz: Günün iki yanında ve gecede [toplam] üç vakit emrolunmuştur. Vitir olan ise arzunuza bırakılmıştır.

Orada üç vakit bellidir. Dördüncü olanı (Yani dilek kipi olanı) ise geceyarısından sonraya tehir etmiştir ayet. Hud-114'ün Arapça'sını yazar mısınız? Bu ayeti sizler verdiniz ve arge yapmalıyız.

 

<> 11-Hud/114: ve akımıs salate tarafıeynin nehari ve zülefen minelleyl innel hasenati yüzhibnes seyyiat zalike zikra lizzakiriyn

 

Akımetüsselat=İkame edilen (Yerine konan) Namazdır. O bir kredi borcudur. Yani Kalu Bela'da verilmiş sözümüzdür ve vakitli farz olduğu için bu namazı kılarız.

Akıymetüsselat=Bilinen namazdır.

Ama Akıyme (İkame, Kaim) denmediğinde o NAMAZ DEĞİLDİR, DUA anlamına gelir.

Örneğin "Allah ve melekleri nebilerine SALAT ederler...." ayetinde SALAT=NAMAZ derseniz bir çarpılırsınız ki sormayın. Allah ve Melekleri niçin "Peygambere" tapıp namaz kılsınlar... Doğru yanıt şu: "Allah ve melekleri nebilerine DUA ederler..."

İşte bu ince ayrımdan inceleyin ayetleri. Göreceksiniz ki, şimdiye kadar özenle seçtiğiniz ve ezberlediğiniz ayetlerde:

1. Dua var.

2. Namaz var.

3. Dua ve Namaz yok, VAKİT var.

Yukarıdaki Hud 114'de AkımetüsSelat (Kıyam, Rüku, Secde ve Ka'deli namaz) apaçık var.

Namaz vakitlerini ise GÖLGE (Güneş) belirliyor. Ak iplik ile kara iplik ayırt edilince (Gölge en uzun olunca) sabah giriyor. Gölge giderek kısalıyor ve kısalıyor. Öyle ki direğin dibine düşüyor.

İşte onunla ilgili ayette "SALATI VUSTA=ORTA DİREĞE DİKKAT ediniz" diyor. "AkıymetüsSelat" demiyor. Yani "Öğle Namazı KILIN ve DİKKAT edin" demiyor. İkame kelimesi yok.

Tam tersine, VASAT'tan (Ortalama, ortadan) türeme ve bizim çok iyi bildiğimiz ORTA DİREK=VUSTA var.

Direğin gölgesi dibine düşene kadar günün bir yanı yani taraflardan biridir.

"Amman dikkat, eğer gölge direğin öteki tarafına geçerse, Günün ikinci tarafı üzerine namaz VAKTİ başlamış oluyor" diyor ayet...

Namaz'dan söz etmiyor, NAMAZ VAKTİNDEN SÖZ EDİYOR.

Hanifliğe niyet etmek iyi de, bir de yol yöntem bilmek gerekecek dostlarım.

Günün iki tarafı diye sadece yukarıdaki ayette değil iki ayrı ayette de geçmektedir. Birinde "etrafen" diğerinde "tarafeyn" diye geçmektedir.

Nehar=Gündüz ve Taraf+eyn=İki taraf demektir.

Fakat aynı ayet şöyle diyor: Öğle vakti çok kısa olan gölge giderek uzar uzar ve güneş batarken en uzun halini alır. Bir süre sonra ak ve kara ipliği de ayırt edemezsiniz. (Mesela kitap okuyamazsınız.)

Bunun anlamı şudur: GECE GİRDİ, SABAHA KADAR TÜM GECE İÇİN BİR TEK VAKİT VAR.

Öğlen direk vardı öte tarafta, ama dünyanın gece olan yüzünde bir direk ve gölge olamayacağı için, direği gece bölümüne nokta nokta uzatın. Göreceksiniz ki, Gece de ikiye ayrılıyor.

Biri gece yarısından önceki ve farz olanı, öteki ise "Onlar gecenin bir yerinde kalkıp namaz kılsalardı, haklarında çok iyi olurdu" ayeti uyarınca VİTİR denen ve isteği bağlı bir namaz. Farz değil. Dileyen kılar ya da hiç kılmaz.

İşte Hud 114'deki "Geceye yakın" denen ayet ile anlatılan meal budur.

Şimdi başka bir Namaz ayeti daha bulunuz. Onu da inceleyelim. Bana 5 vakit diye bir tek ayet göstermeniz mümkün değildir. (Mealleri bozmaları beni bağlamaz. Ben Allah'ın bildirdiğine inanırım.)

 

<> 17-İsra/78: Güneşin en üst noktasından, gecenin kararmasına kadar namazı kıl. Sabah Kur'an'ını da gözet. Çünkü sabah okunan Kur'an tanıklarca gözlenmektedir.

<> 3+2 isteğe bağlı mı?

 

3+2 yok ki nereden çıkardınız bunu? 3 vakit var, üstü fazla mesai hepsi bu. Bakın Kur'an'da FARZ (Emir) olan Namaz üç vakittir. Dilek kipi olan namaz aklınızı karıştırmasın.

 

<> 2-Bakara/238: Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.

 

"Orta namaz" dediği, deminki "Salatı Vusta", "Orta direğe dikkat ediniz" diyor. Arapçası çok iyi olur. İsra 78'in de arapçasını isterim.

 

<> 3 namaz farz, 1 dua, bir de fazladan olan mı geçiyor Kur'an da?

 

Kur'an'da üç vakit var, ötekini unut... Sonra bir gün onu da açarız.

 

<> Duayı da namaz yapıp 5'e mi tamamlıyorlar?

 

Hayır Salat=Dua, Akimetüssalat=NAMAZ. Onu sana arkadaşlarımızdan bilenler anlatabilir.

 

<> 2-Bakara/238: hafizu alessalavati vessalatilvusta ve kuumu lillahi kaanitiym

 

Dikkat:

Hafizu=Muhafaza edin/Koruyun/gözetleyin/aman kaçırmayın

alesselavati=Selatlarınızı (NAMAZ KILIN DEMİYOR, Akımetüsselat yok burada)

ves selatil VUSTA=Günün iki yanının ayıracı olan DİREK=Vusta.

 

<> 17-İsra/78: ekımissalate lidülükişşemsi ila gasakılleyli kuranelfecr inne kuranelfecri kane meşhuda

 

Gördünüz mü, "Ekımüsselat=Namaz kılın" diyor.

Güneş'in en yüksek (Öğle direği) olduğu yere ve sonra da onun arkasından güneşin battığı yere kadar ve daha sonra da FECR=Gün ağarana kadar, ÜÇ VAKİT sayıyor, namaz kılın diyor.

Ayrıca sabaha karşı meleklerin devri teslimi nedeniyle kılınan o namazın da şahitli olduğunu bildiriyor. (Gecenin şerri bitmektedir.)

Bana kim "Kur'an'da 5 vakit namazı buldum yeri de şurası" diyelebilir???

İkindi namazı şöyle var: İkindi demek ASR demek, dolayısıyla ASR Suresi=İKİNDİ namazı oluyor(muş).

Asr=İkindi suresinde namazın nasıl kılındığını yazabilir misiniz? Asr suresi üç ayet olup, ikindi namazını ve nasıl kılınacağını anlatmaktadır. İzleyelim:

 

<> 103-Asr/1: Asra yemin ederim ki

<> 103-Asr/2: İnsan gerçekten ziyan içindedir.

<> 103-Asr/3: Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.

 

Şimdi lütfen bana bulunuz:

1. Burada ikindi namazı nerede?

2. Nasıl kılınır?

3. Salat ve akimetüssalat var mı?

4. Bu İKİNDİ namazı mı?

5. Yorum bekliyorum.

 

<> Salat dahi yok arapçasında

 

Arapça Asr=YÜZ YIL, AŞR=ON YIL demek. (Aşar, öşür, aşure ondalık ve on malzeme demektir.)

ASR=Asır = Yüzyıl demektir. Asr=Asır=100 yıl.

 

<> Yok, apaçık

 

Evet bana ikindi ve yatsı namazlarını bulacak olan var mı?

 

<> Peki beş vakit namaz neye dayandırılıyor?

 

İslamiyet'te var elbette, Kur'an'da yok sadece.

 

<> İkinci ayette "İnsan hüsran içindedir" diyor zaten.

 

Evet insan hep hayal kırıklığına uğratmıştır yaratanını, ve yaratanımız bize Kenud=Nankör demektedir, "Doğrusu insan çok nankördür" ayeti gibi.

 

<> 107-Maun/4: Vay haline o namaz kılanların ki,

<> 107-Maun/5: Namazlarında gaflet içindedir onlar.

<> 107-Maun/6: Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.

 

Evet, maun=Yüze çarpılan, geri çevrilip yüzüne atılan, başa çalınan şey demektir.

 

<> Zalim Haccac, yani Halife Osman döneminde tek otokrasi merkezi olan bu adam namaza da Kur'an dışı dualar soktu, değil mi?

 

Evet, biz YEZİD DİNİNİN NEFERLERİYİZ. Maalesef.

 

<> 98-Beyine/5: Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

 

Evet, bu bizim şu an burada olanların DİNİDİR.

Nisa suresi 102 ve 103'ü rica ediyorum.

 

<> 4-Nisa/102: Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. [Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kafirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.]

<> 4-Nisa/103: Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.

 

İstersen bir de 101.i yazalım ki namazın nasıl kısaldığını görelim.

 

<> 4-Nisa/101: Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır.

 

"Namaz seferde kısaltılır", bunu anladık mı?

 

<> Evet

 

(Sefer yolculuk halidir ki savaş ve eşkıya pkk korkusu da buna dahildir.)

Dikkat: "Sen içlerinde bulunup da onlara namaz kıldırdığında..." Yani "Sen İMAM olduğunda" diyor.

"Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar"....

"Onları İKİYE ayır" diyor. Önce birinci grup gelsin namazını kılsın. Bir rekat tamamlanınca öteki grup da gelsin ve ikinci rekatı kılsınlar. Arkadaki cemaat namazı KISALTIYOR, yani birer rekat kılıyorlar.

AMA İMAM KISALTMIYOR, Yani iki grubun da namazı bitirmelerini bekliyor. İmam namazı kısaltmıyor ve normal günlerdeki gibi kılıyor.

Yarısı bir rekat eden NAMAZIN tamamı kaç rekattır?

??????????

 

<> Birer rekat olduğunu nerden anlayacağız?

<> Bir rekat orada açık

<> Anladığım kadarıyla farz namazlar iki rekat

<> Namazın iki rekat olduğunu nereden anlıyoruz? Genel olarak namazı kast ediyorum

 

İmam namazı kısaltmıyor. (Kısaltsa o da bir rekat kılmış olacak insanları ikiye ayırması gerekmiyor.)

 

<> "Secdeye" diyor.

 

Secde bir rekatın bitimidir.

 

<> "Secdelerini bitirince" demiyor, tek secde var.

 

Evet her bir grup BİRER secde edecekler. İlki edecek ikincisi etmeyecek diye bir şey yok.

Namaz 4 hareketlidir.

Kıyam ile rekat başlar, Rüku ile eğilir, Secde ile rekatı tamamlarız. Ayağa kalkar ikinci rekata başlarız. Namaz bitince de oturur KA'DE ederiz, yani dördüncü hareketi yaparız. Bu dördüncüsü Namazı bitirir. Secde ise rekatları ayırır.

Anlaşılmadık bir şey var mı? YORUM istiyorum. Yoksa reklamımı yaparım kahrederim sizleri.

 

<> Kıyam-rüku-secde-ka'de, tam olarak nasıl yapılır?

 

Kıyam dik duruş. Rüku 90 derece eğiliş. Secde 180 derece eğiliş (Yer ile bir olmak). Kade=Oturuş.

Namaz iki rekattır. İki rekatı aradaki secde ayırır. Kade ile de namaz biter. Yani sağa sola selam verirsin ve namazı kade halinde tamamlamış olursun.

 

<> Evet peygamberimizden bu güne namazdaki hareketlerde bir değişme olmadı ama mesela ellerini bağlaman şart değil dik durman yeterli.

 

El bağlamak arzuya bırakılmıştır. Önemli olan beden hareketlerinin temel olanlarıdır. Hani baskette smaç, ribaund vb. var ya.

 

<> 3 rekat namaz var. Bir tane artı yapmamızın iyi olacağı var. Bir de dua mı var?

 

3 rekat namaz yok, ÜÇ VAKİT var. Çünkü namaz müminler üzerine vakitli olarak farz edilmiştir.

 

"Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır."

 

Bu da üç vakittir. Her namaz ikişer rekattır. Haniflik zordur. Hanif olmak çok ama çoook zordur. Hafif olmanın da dayanılmaz hafifliği vardır elbette...

 

<> Ayet yerine hadis uydurup onu islam diye yutturan nice nesiler gitti cehenneme Allah'a iftira edip onun Hanif dinini insanlığa anlatamadan gittiler

 

Evet. 3:114 grubumuz "Hanif dinden" söz edene kadar onu kimse bilmiyordu, sanki duymamışlardı. (Hoş şimdi de bilmiyorlar ya, Hanif'i hanefilik sanıyorlar, mezheb sanıyorlar.)

 

<> Şu salat(lar), onların da mı vakti var, ben onu anlamadım?

 

Salatlar temennidir. Mesela şu salattır: "Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın." Bu salattır. Ama namaz değildir. Allah'ı anmaktasın.

"Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır."

Yukarıdaki ayeti bir daha oku. Bir namaz bitiriyor sonra salat yapıyorsun.

 

<> Psişik bedenimiz secdeye varabilir, değil mi?

 

Önce o varıyor zaten.

 

<> Duanın her yerde olacağı apaçık

 

Evet, "yanüstü, yüzüstü, sırtüstü" diye bir namaz biçimi de var.

Ayet:

"Dini zora sokmayın kolaylatın."

Namazda kolayınıza geleni ve kısasını okuyun.

Dini sevdirin nefret ettirmeyin.

Para alan rahiplerin (İmamların) arkasında durmayın.

Hatta gruplaşılmış camileri YIKIN.

(Ayet geldiğinde Resulullah bir Camiyi yıkmıştı. Bilen var mı olayı?)

 

<> hayır

<> Doğru hocam, senin camin benim camim oldumu, o siyasi parti merkezine döner

 

Evet, bir camiiyi resulullah yıktırdı. Allah'ın emriyle o cami yıkıldı. Ayet geldi ve cami yıktırıldı. O ayeti bulabilecek misiniz? Allah kendi evini yıktırıyor. Niye, niye, niye????????

 

<> Adını biliyor musunuz?

 

Adını bilmiyorum, ama aramak gerekiyor. Mescit bahsinde olabilir mi? Ya da yıktırılan mescit dersek. Anahtar kelime MESCİD. Şimdi bulamasanız bile yarına mutlaka bulup yazalım.

 

<> 9-Tevbe/108: Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takva üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi), içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.

 

Andırıyor sanki... Resulullah o camiyi yıktırdı.

 

<> O gün ayetler bulunamamıştı, aşağıda sonradan eklendi:

[] 9-Tevbe/107: Bir de müslümanlara zarar vermek, kâfirlik etmek ve müslümanların arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulü'ne karşı savaş açmış olanı beklemek için mescid yapanlar var. "İyilikten başka bir maksadımız yoktu." diye yemin de edecekler. Fakat bunların kesinlikle yalancı olduklarına Allah şahittir.

[] 9-Tevbe/108: O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma. Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan mescit elbette içinde namaz kılmana daha layıktır. Onun içinde günahlarından arınmayı seven kişiler vardır. Allah da arınmış, ak pak olmuş olanları sever.

[] 9-Tevbe/109: O halde binasını Allah korkusu ve Allah rızası üzerine kurmuş olan mı hayırlıdır, yoksa binasını yıkılmak üzere olan bir uçurumun kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mı daha hayırlı? Allah, zalimler güruhunu hidayete erdirmez.

[] 9-Tevbe/110: Onların kurmuş oldukları bu türlü binalar, kalpleri parça parça olmadıkça, kalblerinde bir nifak düğümü olup kalacaktır. Allah, alîmdir, hakîmdir.

<> Takva ile vakit aynı kökten mi?

 

Hayır, takva'nın kökü Kavi; Vakit'in kökü VAKT (Vukubulmak, vaka oluşmak, vukuat, vb.) Kavi=Yapılagelen tüm iyiliklerin ve iyilikler zırhı ya da elbisesi. Antimagnetik bir koruyucu alan. Kalbin berraklığı, çetin ceviz içindeki yumuşaklık vb.

 

<> Allah razı olsun hocam sağolun

 

Görüşmek üzere.

 

<> İlminizle ilmimizi artırmanız için Allah ilminizi artırsın (Amin)

 

Amin dostlarım.

 

<> Sağlıcakla ve sevgiyle kalın.

 

Bilmukabele, hoşça-dostça.