Chat n° 188 - Tarih: 14 eylül 2003

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] kaptan ajanda nickiyle bağlandı

<> selam selam kaptan hoş geldin

<> slm slm hocam

 

ss/Barış Barış. Hamd ve Şükür Hoşbuluşturana...

 

<> dualarımız kabul oldu

<> Amenu; Amenu billah! Selamen selame! Rızaül Mabud; Rızaulabid!

 

Tüm dualarınızı kabul edecek olana Hamdolsun. Genel istek üzerine 23.00'de chat'i planlamıştınız. Zaten ben de ARADA sadece bir saat dinlen(eme)dim.

 

<> hocam candaşlardan size selam selam

 

Selama selam olsun, iletenden Allah razı olsun! Hoşnut buluştuk!

 

<hilkatgaribesi> Selam Selam...

 

Niçin hilkat garibesi nick'i? Allah'ın yarattığı herşey çok güzeldir. Çünkü hilkat (yaradılış) garibesi (tuhaflığı) olan en BETER kişi kimdir biliyor musunuz?

In the depth/underground/the deep denen kişidir. Ondan daha HİLKAT GARİBESİ bulamazsınız.

 

<> deggal?

 

Kendimi kastettim. Demek ki o nick, bana yakışır.

 

<> Pardon

<hilkatgaribesi> bağışlayın hocam, dilerseniz hemen değiştireyim

 

Nick özgürlüğümüz var elbette! Bu bir eleştiri değildi.

 

<> Hocam terki dünya, terki ukba, terki hesti, terki terk? Açıklar mısınız, tşk?

 

Özetle [candaş]: Terk-i dünya:

1. Ölmeden ölünüz (şehitlik dahil) sırrı.

2. Tarık semasında veya Dabbet arzında olmak (Dünyayı terketmek)

3. Yeşile yapışmaktan taaa uzlete kadar "Terk-i dünya" var.

Dünya nasıl TERK edilir? AYAĞINIZ YERE basıyor iken! Allah insanın boyunun (ölçüsünü) bir günlük mesafe olarak yarattı. Gümüş kordonunuz kadar bir mesafe... 50 bin yıllık bir yol... Başı "Yukarıların yukarısında" (Horn Hole içinde), ayağı ise aşağıların aşağısında: Esfeli safilin >>>>> DÜNYA!

İnsanın sadece AYAK TABANI dünya KAYDINA girmiştir. O kadar uzun boyludur ki insan (Bilinç-Akıl) dünyayı en aşağıda AYAKLARININ ALTINA ALMIŞTIR! Bu bilince eren bir kişi, zaten TERK-İ DÜNYA halindedir.

Yoksa bunun tersine "DÜNYAYA" bir cüce gibi yapışmak insanın onurunu kırıcıdır. Dünya sadece bir ORTAM'dır, yaşam ortamıdır.

Mülk Allah'ındır. Kul kiracıdır. Kiracı, "Evsahibinin" malını dilediğince kazanıp yemektedir. YEDİĞİMİZ ALLAH'INDIR, Allah'a aittir. Bizim yaptığımız, sanki SOYGUNCULUKTUR!

Bir yoksula "Allah versin" diyemiyorum! Kimin malını kime veriyorum ki? O Allah'ındır. (Malikül Mülk) KİME NEYİ verdiğimi sanıyorum, ZANNEDİYORUZ BİZ!

Dünyaya olan düşkünlük nankörlüktür. İnanılmaz servetlerin hesabını yapanlar, bir değil iki ayağı birden çukurda olanlar, KEFENİN CEBİ var sananlar... Kimin malını kazandılar ki??? NE ZANNEDİYORLAR?

Mülk Allah'ındır bilincinde iseniz, dünyaya olan sorumluluğunuz, ONA BARIŞ GEZEGENİ statüsü vermek! Ondaki ÇEVRE bilinciyle temiz tutmak. Salih ameller işlemek. RIZK için çalışıp, şükretmek ve kazandığının ALLAH'ın malı olduğunu bilmek. Dünyayı estetik olarak güzelleştirmek. (Temizlik, dekor, estetik ve bedii sanatlar vb.)

Dünya RIZK bahçemizdir. Toprak bulutlardan bir AŞURE yapar ve rızk yeşerir. Rızkımız YUKARIDAN yağmaktadır. Aslında KUDRET HELVASINI, BILDIRCINI biz de yiyoruz farkında değiliz. Bulutlardan inen suyu kana kana içiyoruz. O kadar çok su var ki, dünyanın beşte/dördü... Menümüzde sadece "Bıldırcın" ve "Helva" yok... O kadar çeşit var ki, İKİ tane değil 20bin tane... İşte bu dünya bizim RIZK bahçemizdir.

Karşılığında ne yapacağız? BİLİNÇLİ bir şekilde, o toprağa SECDE edeceğiz! Alınlarımız bu bahçenin toprağına DEĞMELİ!

Yaşlı dünyaya borcumuz var: Onu çok hor kullanıyoruz. Leopar derileriyle kürkler yaparken, Balina yağıyla MUM yaparken, nice SOYLARI tükettik. Dünyada 36 tane KELAYNAK kuşu bıraktık. Halbuki onlar 36 milyon tane idiler. Kuzey Amerika Buffalo(bizon)ları ise milyar tane idi... Şimdi 500 tane bulan varsa beri gelsin!

Allah (aşılansın veya aşılanmasın) tavuğa HERGÜN yumurta yaptırıyor! Yumurtasız yaşayabilir miyiz?  A S L A!  Tuz gibi, yağ gibi, protein gibi O DA İLLA Kİ ihtiyaçlarımızdan!

Alt tarafı bir SÜT! İnanılır gibi değil, o ne kaymak, o ne tereyağı, o ne PEYNİR! Her yörenin AP-AYRI lezzette peyniri. Yoğurtsuz yaşam, ayransız bir öğün zor düşünülür! Alt tarafı SÜT!

7 milyarlık dünya nüfusunda, ne bu yumurta ne de bu süt HİÇ bitmiyor! 7 milyarı besliyor! Hem de hiç sıkıntısı olmadan!

Sadece BAHÇE değil, tarla değil, dünya... ET'ten başlayarak herşeyin kombinasını oluşturuyor! Allah RIZKIMIZI veriyor!

Vermiyor diyen beri gelsin -cehenneme kadar yolu var / gitsin orada Zakkumun kökünü yesin / Nankörlüğü affedemem.-

Dünya yani RIZKIMIZI sebeplendiğimiz ve SECDE ettiğimiz bir "SÜRGÜN MEKANI"ndan ibarettir. Bir ömür boyu BURADA HAPİS/TUTSAK yaşıyoruz. Dünya bir açıkhava cezaevi... Babamız ve annemiz bu tutukevine kondu! Biz de evlatları olduğumuz için AYNI yere konduk.

Yalan dünya, kahpe dünya dedik! Dünyada ölümden başkası yalan dedik. (Bu bir UYGUR/Hokand Atasözüdür.) Dünyaya kızınca neler yapmadık ki, neler söylemedik ki?

Ormanları yakar, tarla açar, Hükümet erkanına kaçak konut yaparız biz! Erozyona hiç aldırmayız. Her yıl Kıbrıs kadar bir BEREKETLİ toprağı kıraç-çorak ve bir kaktüs bile yetişemeyecek duruma getiririz.

Ah dünya ah! Ne güzelsin sen, çünkü çok çirkinsin. Cennet gibi dünyayı, savaşlarla, terörle, Mekke'yi vuracak kadar pis planlarla yaşanılır bir yer olmaktan ÇIKARAN biz değil miyiz? NANKÖR insan!

Dünya Veysel Rahmetli'nin dediği gibi "SADIK YARİM"dir, karatopraktır çünkü... Alır insanı BAĞRINA. Yani dünya KARATOPRAKTIR! Dünya toz-toprak zibillik/mezbele ve doğal çöplüktür. Yüzmilyarlarca canlının MEZARIDIR ayağınızın altındaki tabanınız kadar yer! KARATOPRAK budur. Dünya CESETEVİDİR!

Dünya o kadar güzeldir ki: Her akşam açan Melissa... Ne güzel kokar o! Cesetlerden oluşmuş bir GÜBRE'nin bağrından çıkan GÜZELLİKTİR o! Amazon ormanları ne güzeldir: Yüz trilyonlarca organizmanın cesedinden oluşmuş dünyanın en büyük mezarlığı ve/veya CENNET bahçesi...

Dünyaya borcumuz var: O ÇOK GÜZEL. Dünyadan alacağımız var: O ÇOK ÇİRKİN.

"Batsın bu dünya"

Orhan abim ağzıyla dahi olsa BATMASIN! Hayat dünyanın her yerinde devam etsin. "Joe efendy two ekmek please" demeye devam edelim. O da benim kardeşim. Amerikalı, Yahudi, Zenci, Çinli BENİM kardeşim! Habil ve Kabil KARDEŞ değiller miydi?

Dünya nasıl terk edilir? Bu tasavvuf ile olmaz. Onlar cilalı sözlerdir; şiir gibi, müzik gibi insana şevk verir, efkar verir.. Ama DÜNYAYI uygulama/pratik olarak TERK ettirmez!

Terk denince UZLET, İNZİVA! hemen bunlar akla geliyor. Hayır, islam CEMAAT dinidir/SOSYAL dindir. Sosyal boyutu vardır.

Keşiş de değiliz, Budist Rahibi de değiliz. Biz popülasyonuz >> Karınca ve arı popülasyonu gibi... Hangi karınca "Ben uzlete çekileyim" demiştir?

Dağbaşına kaçacak veya kapalı bir toplum (Örneğin bilmem ne adlı din adamları kooperatifi veya filane tarikatın kooperatifi) gibi TAKIYYE uzlet yapamayız.

 

<> :) Camiye de giremiyoruz...

 

Candaş, DÜNYA/KARATOPRAK sana MESCİT/camii diye yaratıldı. O GİREMEDİĞİN mescidi "Sanal virtuel olarak YIK beyninde". Çünkü o düşüncen aslında ALLAH emridir.

Yazıklar olsun ki, camilerimiz MEZHEB evi oldu, cemaat evi oldu cemevi oldu. Ne yazık ki, Allah'ın EN GÜZEL dinini temsil eden bizler o MESCİDE giremiyor isek, ZİHNEN YIKIN o mescitleri! Orası ALLAH'ın evi olduğu zaman güzeldir.

Cemaat yatsı veya ikindi namazının 4 rekat farzını kılmaya gittiğinde O CAMİ/mescit artık senin değildir [candaş]! O mescid Allah'ın evi de değildir. ONLARIN (Süfyanilerin) evidir.

TÜM DÜNYAYI SECDE YERİ (mescit) YAPTIK diyen Rabbin değil midir? Yürürken birden duruyorsun sonra hemen Ayakkabını çıkarıyor ve tekbir alıp namaza duruyorsun. Orası her neresi olursa olsun MESCİDDİR. Ve yüzünü nereye dönersen dön KIBLE'dir.

Camiye girip ne yapacaksın? Sarımsak kokulu havayı mı soluyacaksın? Kokmuş çorapların bastığı halılara burnunu dayayıp, SECDE mi edeceksin.

Ben insanları namaza TEŞVİK ederim (men etmem), ama huyum batsın, ben MESCİDİ MEN edebilirim.

Çünkü sana diyeceklerdir ki: "Kardeşim, sen sünnet namazı kılmıyorsun, farzları iki rekat kılıyorsun. Senin dinin ne?"

Aslında dinine yaftayı yapıştırmıştır: "DİNSİZ ZINDIK" demiştir bile sana... İçinden söylemiştir önce, sonra sıra DEDİKODUYA gelecektir, en sonra da ağzından tükürükler saça saça seni KAFİR ve ehli sünnet dışı zındık hatta MÜRTED diye niteleyeceklerdir. Artık o camiye girebilir misin?

İlk müslümanlar da KABEYE putlara gitmiyordu. Babaları amcaları, "Senin neyin var, Lat, Uzza ve Menat'ın dininden mi döndün?" [diyorlardı]. Aynı durumdayız! [candaş] :(

O cami yıkılsın inşaallah!

 

<> amin

 

Zaten benden alınan "Makbuzlarla" yapılıyordu. O camiyi yapan bendim.

 

<> Çok doğru söylediniz, tamamen doğrusunuz, yaşıyor/um/uz bunları

<> hergün bir iki cami için yardıma geliyorlar

 

(Örneğin; 37 yıldır, camiye yardım etmenin bedeli, herhalde en az iki cami yapmış gibi oldum.) O camiyi ben yaptımsa SANAL olarak YIKILSIN demek de hakkım! Öyle camiler yıkılsın! (Allah emridir.) Ayet lütfen! Cami nasıl yıkılır? Ayetle belirtiniz lütfen! Besmelesiz surede...

 

<> Tevbe/109: Peki, binasını Allah'tan gelen bir sakınma duygusu ve hoşnutluk üzerine kuran mı hayırlıdır yoksa binasını sel artıklarının ucundaki yarın kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mı? Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez.

<> Tevbe/110: Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerinde bir kuşku olmaya devam edecektir. Allah Alim'dir, Hakim'dir.

 

Sanırım SENA mescidi diye geçiyordu ayette... Resulullah efendimiz, o ayetler üzerine o camiyi yıktırdı. AYRICA yıkım emrini veren bir ayet daha vardı. Ve bina değil MESCİD diye geçiyordu sanırım... Sanki "SENA mescidi" der gibiydi...

 

<> Tevbe/108: O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma. Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan mescit elbette içinde namaz kilmana daha layiktir. Onun içinde günahlarindan arinmayi seven kisiler vardir. Allah da arinmis, ak pak olmus olanlari sever.

 

Sağol. İşte bu ayet! Allah, [candaşın] örneksediği  Ü Z E R E  bu tür MESCİTLERE yıkım emri veriyor.

Ayrıca biz HANİFLER'in de yüreğine su serpiyor. Gidemeyeceğimiz mescid için: "O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma" diyor. O halde bundan SEVİNMELİSİN candaş! O mescidi SANAL alemde ZİHNEN YIK KURTUL!

 

<> "La tekum fihi ebeda" => Nmaz kılmaMAktan da öte, içinde dahi olma/durma/bulunma!

 

O mescid, seni NAMAZDAN menediyordu! YALAN MI? İFTİRA MI? Girip iki rekat namaz kılacağımız zaman, cami keşişlerinin bakışları altında canımız çıkıyor. "Sen ne namazı kıldın?" diye çakmak çakmak soruyorlar! Delici bakışlarla...

 

<> zaten oralarda dedikodudan başka bişey yok. Üstelik başörtüsüz kıldığımızdan dolayı üzerimize yürürler...

 

Eşim camiye girecek. (Başka yer bulamıyor/vakit çıkmak üzere) "Başörtüsüz camiye girilmez! Yassah!"

 

<> Tevbe/107: Bir de müslümanlara zarar vermek, kafirlik etmek ve müslümanların arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulü'ne karşı savaş açmış olanı beklemek için mescid yapanlar var. "İyilikten başka bir maksadımız yoktu" diye yemin de edecekler. Fakat bunların kesinlikle yalancı olduklarına Allah şahittir.

 

Çok teşekkür candaş! İŞTE BU ayetlerdi.

"müslümanların arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulü'ne karşı savaş açmış olanı beklemek için mescid yapanlar var. "İyilikten başka bir maksadımız yoktu" diye yemin de edecekler. Fakat bunların kesinlikle yalancı olduklarına Allah şahittir."

"müslümanların arasına ayrılık sokmak için mescid yapanlar var."

"İyilikten başka bir maksadımız yoktu" diye yemin de edecekler"

İşte MEZHEBLER ve TARİKATler "Mescid mescid" böyle bölüşüldü.

"İyilikten başka bir maksadımız yoktu diye yemin de edecekler"

Neredeyse bizi inandırıyorlardı değil mi?

YIKILSIN O MESCİDLER! Allah tüm DÜNYAYI BİZE SECDE YERİ (mescid) kıldı. Bizim MESCİDİMİZ çok büyük!... O fesat yuvası minik mescid EKSİK kalsın! Evimdeki mis gibi kokan halımın üzerinde kılarım, Çimenlerin üzerinde...

Eşim ve bizim kadınlarımıza o MESCİTLER yasak! İçeri almıyorlar! Kadınlarımızın o mescitlerden YÜZ ÇEVİRMELERİ "en tabii hakları oldu". O camiiler ERKEK kahvehanesinden başka bir şey değil!

Tam tuvaletin yanında kapıdan içeri kokuyla birlikte giriyorsunuz. Tuvaletin ORADA ne işi var? Abdest alınan yer başka; DÜNYANIN EN REZİL tuvalet etiğine sahip olan bizlerin hemen caminin içinde ve yanında dünyanın en iğrenç kokulu pislik yuvalarını yapmaları TEMİZLİK değil, ŞEYTAN PİSLİĞİDİR.

Allah'ımız KENDİ EVİNE PİSLİK YAĞDIRIR MI? "Temizlik imandan gelir"miş! diyenlere "BATIDAKİ TUVALETLERİ HİÇ GÖRDÜN MÜ?" diye sorun! Demek ki BATILI imanlı... (Kendi mantıklarına göre, kendileri imansız oluyorlar.)

Protestantlığı OLUŞTURUYORUZ. Elbette zorluklarımız var! Bizim de mescitlerimiz olacak. (Mis gibi mescitlerimiz) Ama bu ÖZEL değil; HERKESE kucak açacak. Gerçekten Allah'ın EVİ (Beytullah) olacak!

Protestantlık üzerine İbrahim atamızdan örnek verelim: Babasının bir dini vardı (Putperestti). Diyelim ki Ortodoks idi (sünni gibi). İbrahim atamız daha 13 yaşındayken babasının dinini beğenmedi. Güneş'e, Ay'a ve Yıldız'a taptı/secde etti (Diyelim ki Katoliklik yaptı). Ama ne babasının dini, ne kendi "Mutmainsiz" dini, ikisi de SAPIKLIKTI.

Bunun üzerine PROTESTANTLIĞI (Hanifliği) yani şimdiki namazımız ve ibadetlerimizi BULDU! İşte biz bu durumdayız. Aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Candaşımızın söylediği gibi: "Katolik ve ortodoks müslümanlar yüzünden camiye gidemiyoruz."

Yani mescidlerimizi Azer'in ortodoksluğu; Gökcisimlerine tapan CAHİL ibrahimin katolikliği paylaşmışlar. SANA bir secdelik yer bile bırakmamışlar [candaş]? Bunun için PROTESTANTIZ! (Hanif din)

Allah'ımız bize en güzel armağanı, hidayeti, dosdoğru dini verdi.

 

<> Şunu anladım, artık cemaat yokken bile camiye girmemek lazım olduğunu.

 

Evet, dostum, sen bir Hanif=Protestantsın! Yani o mescidlere girmeyi PROTESTO edeceksin!

 

<> Maun namaz kılan imama+cemaate uyAmayacağımıza göre, orada bulunmanın ne anlamı var? Zaten gitsek de TEK başımıza kılacağız, evde TEK başımıza kılmışız gibi...

 

Evet [candaş], sen protestantsın. GİTME ve Protesto et! Protestant (Hanif) SAVAŞÇI değildir; SAVAŞ cihad ilan etmez! Protest'tir yani "SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ" gibi BARIŞÇIL yöntemlerle PROTESTO eder! Al Qaeda örgütü gibi KABEYİ bombalamayı düşünmez! Veya WTC'yi. Protestan demek, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ gibi protesto eden demektir.

Camilere bomba koyulmayacaktır elbette! O halde protestantlığın hakkını veriniz. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ gibi. "Gibi" de değil! SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ olarak protesto ediniz. Ben bunu yıllardır yapıyorum. Çünkü bizim Hanif dinimiz "SELAM SELAM=BARIŞ BARIŞ" üzerine kuruludur. Elimizde balta o mescidi yıkacak veya geceyarısı dinamitleyecek değiliz!

Güneş batmak üzereydi. Ve ben ÖĞLEN namazını (ikinci taraf) kılmak için camiye girdim. Ucu ucuna yetiştim. Din bekçisi ve Haham sakallı birisi "Kerahatte namaz kılınmaz" dedi. "Merak etmeyin, ben GÜNEŞE tapmıyorum -hangi çağda yaşıyoruz- sadece öğlen namazını kılmamıştım, ona yetiştim" diye bir gaf yaptım. Adam çıldırdı: "Ne öğleni, İKİNDİ bile çıktı" dedi.

İŞTE o son camiye gidişimdi. Ben Allah'ın huzurunda NAMAZA giriyorum -Allah'ın evine- KULA hesap vermeye değil! Çünkü konu çok uzamıştı. "Neden iki rekat kıldım? Yolcu muydum?"

İmamlar mahallemde benim dostumdur. Beni BEYNAMAZ sanıyorlar. Ama bilen biliyor: "Olur mu öyle şey, onlar karı-koca hep namaz üzerindeler" diye onları uyarıyorlar. Cevap çok hoş: "Eh Danimarkalının namazı da bu kadar olur herhalde..."

Beğenmediği DANİMARKALI=Hz. İBRAHİM ile aynı namazı kılıyordu -halbuki-. Ah bilebilseydi! Ve bilemeyecek! O maaşını alıp namazını kıldıracak ve emekli olacak. Sanki iki satır ayet okumayı biz beceremiyoruz da, İLLA CAMİ'ye ATANMIŞ/devlet memuru bir imam arkasında durmak zorundayım. O sübhaneke diyecek, 4 rekat kıldıracak!

İmamlar çok tehlikelidir. Camiyi YIKMAK aslında bu İMAM tabusunu yıkmaktır. Tuğlanın, çimentonun günahı ne? Vergi veriyoruz, bu adamlara resmi devlet maaşı oluyor. Sonra onların arkasında "Uydum imama" diye namaz kılıyoruz! Yani dinden çıkıyoruz.

ŞAKA değil, dinden çıkıyoruz!

Dinden çıkmamız için onlara vergimizden MAAŞ ödüyoruz.

"Ey hoca efendi, beni dinden çıkar"

"Bana maun namaz kıldır."

Hiç değilse katoliklerde papaz, "Günah çıkararak" BİR GÖMLEK daha iyi. Bizimki de başka papaz: Tam tersine "BİZİ GÜNAHA sokacak".

Cuma namazı için "Gelecek" benden fetva istiyor. Ama bunu yapmayacağım. Cemaat iki kişiden başlıyor. Kelime kökü biliyorsunuz "CEM" etmek. Aynı kökten CUMU'A (Cuma) ise iki kişiden FAZLA anlamında. Kaç kişi?

Cuma gününe Cuma adı konmadan önce "Es Sitte" idi. Yani 6. gün. Es Sebit=Yedinci gün (Cumartesi); El Ehad (birinci gün=Pazar) gibi. Es-Sitte gününe CUMA dendi.

Bakın Cemaat başka, Cuma başka. Tıpkı, Fark/Faruk/Furkan/Fırka/tefrik gibi. Cuma'nın da böyle anlamı FARKLI, cemaat kelimesini reddedip yerine CUMA kavramı getirmiş. 6. gün kaldırılıp yerine CUMA getirilmiş. Ve bunun sırrı da 7. günde... Sebataycılıkta yani... CUMARTESİ GÜNÜ azgınları... Ayeti hatırladınız mı?

 

<> evet

<> 2-Bakara/65: Andolsun, sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. İşte biz, onlara "Aşağılık maymunlar olun" dedik.

<> 7-Araf/163: Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk.

 

Allah'ımızı böylesine celallendiren bu CUMARTESİ (es-sebit) yasağı nedir? Bilen var mı?

 

<> haddi aşma

 

CUMARTESİ yasağı nedir?

 

<> iş yapma yasağı, çalışma yasağı

 

Elbette çalışma yasağı vardı. Ama sorun bu değil! Sorun bizimkiyle aynıydı. CUMA çalışmaları isteniyordu. Ertesi gün de TATİL yapmaları. (Tadilat yapmak)

Hristiyanların Pazar'ı da onların TATİLİ'dir. Onlarda da sorun aynı: Pazar günü 09.00 cıvarında kiliseye HUTBE'ye giderler. Ama sorun şu: O GÜN TATİL değildir! HUTBE günüdür. (Pazar ayini ve vaazi) TATİL yapılmayacaktır. Ama yapıyorlar.

Biz katolik ve ortodoks müslümanlar da aynı durumdayız. CUMA günü bizim HUTBE günümüz. O gün TATİL yapılmayacak, çalışılacak! Ama bir buçuk milyar müslüman tatil yaparak, diğer Ehli Kitab kafirler ile aynı kafirliği paylaşıyorlar.

(Unutmayınız biz de EHLİ KİTABIZ, kafirlik kavramından müstağni değiliz.)

AYNI HATA:

1. Pazar günü HUTBE var ve iş günü >>> HRİSTİYAN TATİL yapıyor.

2. Cuma günü Hutbe var ve iş günü >>> MÜSLÜMAN tatil yapıyor!

İkisi de Allah'ın emrine KARŞI geliyorlar. İkisi de İŞGÜNÜ EMRİ verilmiş iken TATİL yapıyorlar. Bunu iyice farkettik mi?

 

<> Evet

<> 62-Cuma/9: Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

<> 62-Cuma/10: Namaz kılınınca hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın! Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.

 

Dolayısıyla PAZAR ve CUMA'nın tatil olduğuna inanan, zanneden veya dayatma yapan herkes EHLİ KİTAB KAFİRDİR.

Erbakan veya öğrencisi Erdoğan olsun, farketmiyor. Rabbimiz, parti (Fırka) başkanlarına TORPİL yapmıyor!

Ehli Kitab kafirlik kavramı içinde biz de varız! Müslüman olmak KURTARMAYACAK! Hatta daha sorumlu kılacaktır öteki dünyada...

CUMARTESİ günü TATİL YAPMAYAN YAHUDİ de CUMA GÜNÜ TATİL YAPAN MÜSLÜMAN DA aynı derecede Allah katından şiddetle UYARILMAKTADIR! Anlayana...

 

<> 98-Beyyine/1: Ehlikitap'tan KÜFRE sapanlar ve MÜŞRİKLER, kendilerine beyyine gelinceye kadar çözülüp ayrılacak değillerdi.

 

49 anlamlı olan CUMARTESİ (7. gün anlamında) 49 anlamdan biri olarak bize şunu anlatıyor. Onlara gelen CUMARTESİ çalışma yasağının yerine, aynı ayete CUMA günü TATİL yaptığımızı yazın. (Bu Kur'an'ı değiştirmek değil -haşa- Bir bildiğim var.)

 

<> 2-Bakara/65: Andolsun, sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. İşte biz, onlara "Aşağılık maymunlar olun" dedik.

<> 2-Bakara/65: Andolsun, sizden cuma (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. İşte biz, onlara "Aşağılık maymunlar olun" dedik.

 

:))

Veya:

"Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk."

"Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar" CUMA GÜNÜNDE TATİL YAPARAK "riayet etmiyorlardı." Cuma günü müşteri AKIN AKIN geliyordu."

49 anlamdan biri de CUMA ve CUMARTESİ'nin yer aldığı AYETLERİN birbirinin DEĞİŞTİRGECİ olabileceğidir.

Dikkat ediniz: Kur'an'da geçen İKİ KUTSAL gün var: CUMA ve Cumartesi! Acaba neden bu iki gün! İkisi de TEHLİKELİ bir imtihan. Cumayı tatil yapmak, Cumartesini tatil yapmamak!

Tevrat da Allah'ın kelamı ve onu doğrulayıcı olan Kur'an'dır. Kur'an CUMARTESİ meselesini (mesel=Misal) yani TEVRAT'ı TASDİK etmiştir.

O halde ben şu anlamı çıkarabilirim:

Eğer bir gün TATİL yapacaksam, bunun (Yahudilerde olduğu gibi) CUMARTESİ olmasında bence (Kur'anca) bir sakınca yok. Ama, müslümanlara gelen ESNEK emir şu: Tatilinizi CUMARTESİ, Pazar, Pazartesi, salı, ÇARŞAMBA, PERŞEMBE  y a p a b i l i r s i n i z  fakaaaaaat CUMA     A    S    L    A!

Biz tutmuş, tam tersine tüm müslüman ülkelerde CUMAYI tatil yapmışız. Rabbimizin Cumartesi (Sabatist) yahudilere NEDEN KIZDIĞINI anlatmak için   A  S  L  A  'yı vurgulu yazdım.

Onlara ne kadar celalleniyorsa, MÜSLÜMAN ÜLKELERDEKİ CUMA TATİLİNE DE Rabbimiz o kadar öfkelidir. (Öfkeden de beridir, Kahreder demeliyim.)

CUMARTESİ museviler için, CUMA ise >>> MÜSLÜMANLAR İÇİN büyük bir fitnedir (imtihandır).

Ve şunu bir HANİF asla anlayamaz: Neden tatil yapılması için haftanın 6 günü SERBEST ama TEK bir günü yasak iken, NEDEN NİÇİN o tek yasak günü TATİL yapmaktayız!

NEDEN?

NEDEN?

Evet bir HANİF bunu zor anlar. Yani NEDEN yasak tek günü MÜSLÜMANLAR TATİL yapmışlar?

Bir hafta 7 değil 77 gün olsaydı. Ve sadece bir tek gün CUMA olsaydı. BİZ EHLİ KİTAB KAFİR MÜSLÜMANLAR, gider o bir tek günü YİNE TATİL yapardık! Kuşkunuz olmasın!

Onun için HANİFLİĞİN deklarasyonu ve/veya manifestosunu dikkat ederseniz, yıllar önce ilk CUMA ayetleri ile açmıştım. Hanif'in farkı veya göstergesi öncelikle bundan başlıyor. ÇÜNKÜ CUMA günü çalışmak ALLAH EMRİDİR!

Bakın birbuçuk milyar müslüman CUMA gününü tatil yapıyor. Şimdi HANİF'in farkını anlamak için, lütfen ALİ İMRAN 104'ü yazınız.

 

<> 3-Ali İmran/104: İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

"İçinizden .................................. bir topluluk AYRILSIN": tam tercümesi bu!

Yani birbuçuk milyar müslümandan ".................................... bir topluluk ayrılsın!"

Şimdi o "Zümre" yani topluluğu anlamak için lütfen ayetin ARAPÇA'sını yazar mısınız?

 

<> 3-Ali İmran/104: velteküm minküm ümmetüy yed'une ilel hayri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münker* ve ülaike hümül müflihun

 

"ümmetüy yed'une" İki kelimeyi açalım: Sözlüklerden bulunuz:

ÜMMET >>> ümmet demektir. (örneğin Musa ümmeti gibi).

YED'UNE >>> ? (Siz bulunuz. Çünkü ikisi de yanlış.) Evet, Yedune nedir?

 

<> "Dua" değil mi kökü?

 

Hayır, dua değil. (Dua da Cumu'a gibi ayn ile yazılır; Duu'a gibi.)

 

<> Yed = El

 

Evet ikisi de yanlış ama, yanlışı görmeniz için, sizden çaba bekliyorum. (Dedem böyle istiyor).

 

<> Yed-i Beyza = Hz. Musa'nın mucize olarak gösterdiği beyaz ve parlak eli

<> Adn cennetiyle ilgili mi?

 

Analojiler güzel ama halen beklediğimiz yanıt gelmedi. Arapça "BULUNSUN" diye tercüme edilen Yed'une'nin asıl anlamını araştırıyoruz.

Sözlük yok mu?

 

<> seçilmiş mi?      

<> Davet?    

<> Kuvvet, kudret, güç, yardım, vasıta, mülk? (YED >>> El.)

 

Şimdi ÜMMET kelimesinden başlayarak açalım:

Ümmet >>> bildiğimiz, beynimizin yıkatıldığı Ümmeti Muhammed gibi bir kelime değil! Kelime kökü:

1. UMUMİ (Genel)

2. Amme (Kamu) (Amme davası=Kamu davası gibi... Gençlere açıklayıcı olmak için yazıyorum.)

3. SİZE BİR SIR VERMİŞTİM: "SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ" gibi protesto ediniz diye... Sosyal topluluk (Cemaat) olarak değil; AMME olarak (Sivil toplum örgütü=Raina devlete UNZURNA olan KAMU ÖRGÜTÜ.)

Ümmet kelimesini asla ve asla CEMAAT diye algılamayın. Çünkü bu ayet yazılırken hep CEMAAT diye meallendirildi. "İçinizde bir cemaat bulunsun" gibi... (Mesela nur cemaati mi?)

Ama oradaki kelime ÜMMET'tir. (Amme reyi/Kamu oyu)

Yani dümdüz anlamıyla UMUMİ/GENEL eğilimi TEMSİL EDEN SİVİL TOPLUM. (Toplum=Cemaat demek olduğundan) EN DOĞRUSU >>> SİVİL KAMU ÖRGÜTÜ diye tercüme edeceğiz. Bu net biçimde anlaşıldı mı? Cemaat ve Amme'yi ayırdık değil mi?

 

<> Evet

<> ok

 

Cemaat CEM/toplanmak kökünden; fakat ÜMMET >>> Amme (Sivil Kamu örgütü). Cemaat GENELLENEMEZ (İki kişi de bir cemaattir) fakat AMME genellenir: Çünkü türevi zaten UMUMİ=GENEL kelimesidir. (Kelime kökü yazılış itibariyle âmm'dır, merak edene duyurulur.)

 

<> Sivil Toplum Kuvveti(Gücü,eli)?        

<> umum adına görevli grup        

<> amm=amme=ümmet?

 

ÜMMET KELİMESİYLE >>> bir biçimde HANİFLİK (protestlik/Unzurnacılık) Kur'an'da ÖRTÜLÜ verilmiştir. Ayrılması gereken bir ÜMMET!

Bunlar nereden ayrılacaklar? Ümmet zaten İSA ümmeti gibi GENEL değil mi?

(Maalesef beyinlerimizi yıkadılar. Aslında olay tersi.)

Çünkü Musa ümmeti, Muhammed ümmeti derken GENELLEMİYORUZ, ÖZELLİYORUZ. BİR KISMI BİLDİRİYORUZ. İNSANLIK içinden "BİR ZÜMREYİ" bildiriyoruz.

Ama kurgu yanlış. Kim kafamıza soktuysa, ğalatı meşhur olarak, "Muhammed ümmetindeniz" diyoruz! Yanlış! Bizi şartlandırarak böyle düşündürttüler! Tüm dünya sosyal bir toplumdur >>> ÜMMET değildir.

 

<> İbrahim Milleti&Muhammed Ümmetiyiz diyorduk!

 

(Muhammed ümmetini de açıklayacağım.)

SOSYAL TOPLUM >>>>>>>>>>>>>>> CEMAATTİR!

Nikah çiftinden, çekirdek aileye, oradan da tüm dünya demografisinin tamamına CEMİYET demekteyiz. (Bizde klüb ve dernek gibi sanılıyor) Kavram yanlış. Demek ki ÜMMET demek, CEMAAT DEMEK DEĞİL!

Yed'une

Bir avuç demek. Bir avuç buğday gibi. NEYİ avuçluyorsunuz? Mesela SUYU değil, sıvıyı değil. Un, bulgur, buğday da değil... Onlar yerlere dökülebilir. Öyle bir şeyi avuçlayınız ki, hiç dökülmesin. (Parmaklarınız açık olacak.)

Leblebiyle bunu yapınız. Sonra sayınız. Ben 40 falan saydım! Bir ambardan (Tüm İslam aleminden) bir avuç (40 tane) alıyorsunuz. Milyarlar leblebiden BİR AVUÇ ayrılıyor!

Neye karşı ayrılıyor: RAİNA'cı çoğunluğu/iktidarı/hükümeti/ata otoritesini ANAYASA yapan DEVLET'tekilere karşı siz UNZURNA diyen bir SİVİL KAMU ÖRGÜTÜ olarak ayrılmalısınız.

Atatürk'ümüzün dediği gibi: "Ğaflet, delalet hatta HIYANET!" Düşmanla işbirliği vb.

İktidar oldular diye DENETLEMEYECEK MİYİZ? Padişahlar RAİNA derken, Rahmetli Atatürk'ümüz UNZURNA dediği için KUVAYI MİLLİYE başladı. Padişahı SİVİL olarak denetledi (Ordudan attılar).

Ona Asi dediler. Oysa sadece BİR SİVİL ÖRGÜT BAŞINDA idi Atatürk. Üniforması bile yoktu artık. Asker değildi artık. Bir MİLİS idi. Çakırcalı efe gibi bir ÇETE kadar! Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas... İşte orada MİLİS iken MİLİTER oldu. Yeniden ÜNİFORMASINI çekti. Ama PADIŞAHIN üniforması değildi o! ÇETE değildi artık. DÜZENLİ ORDU durumundaydı. Gerilla savaşından Düzenli orduya geçti.

Ta ki 26 Ağustos'a kadar gerilla savaşı yapıldı. O gün, Alparslan'ın ŞEHİDLERİ, bir gece yarısı Atatürk ile birlikte oldular. Düşman hiç anlamadı, göremedi, Türk ordusu geceleyin sessizce inanılmazı başarıp, tıpkı Haliç'e gemilerin KARADAN indirilmesi gibi, koskoca Türk ordusu sessizce öne taşındı.

Şehidler düşmana TERS yönde görünmüşler ve Türk ordusunu o tarafta sanmıştı Yunanlılar. Sabaha karşı Büyük Taarruz başladığında soluğu İZMİR'de aldılar...

Atatürk ASİ değildi. O PROTEST İDİ! O askerdi ama SİVİL KAMU ÖRGÜTÜNÜ KURAN BİR SİVİL olarak işe başladı.

Atatürk BİZLERE de rehberdir. Biz Resulullah'a bile tapmıyoruz, Atatürk'e mi tapacağız? Ama size verdiğim sır 26 AĞUSTOS sırrıdır/Şehidler demonstration günüdür o kozmik takvimde... KÖŞEBAŞLARI, DÖNÜM NOKTALARI günüdür o...

26 Ağustos'da şehitler KOZALARINDAN çıkarlar. KEHF'de bekleyenler de MİLATLARINI İDRAK ederler.

Şehidler de Ehli Kehf de UZUN YILLARI bir anda aştıklarından, zamanda büyük sıçrama yaptıklarından, bu milatların 26 Ağustos'a endeksli olduğunu göreceksiniz. Ehli Kehf mağaralarında 300 yıl ve daha 9 yıl ZAMAN-AŞIMI ile geleceğe nakledildiler.

Rakam 309 gibi muğlak amaaaaa... Bir şey net: Mağaradan ne zaman çıktılar? BİR 26 AĞUSTOS günü... KEHF ve ŞEHİD KOZALARININ KAPILARI 26 AĞUSTOS'DA AÇILIYOR. (Bir tür Kadir gecesi gibi düşünün.)

Aynı kozaya Alias Adler diye biri girdi ve daha bir gün geçmeden 309 yıl sonraya çıktı. Adı Mighty idi... Kozadan çıktığı tarihi dün gibi hatırlıyoruz! 26 AĞUSTOS idi!

Gelelim Yed'une'ye. Ve yanıtı bulalım: Bir avuç leblebiyi çuvaldan aldık. Yani Cuma'yı tatil yapan birbuçuk milyar müslüman içinden bir AVUÇ ayrıldı.

Bu bir avuç kişinin görev bilinci NEZARETÇİ, PROTEST, BARIŞÇI VE YAPICI/özellikle İLİM DERİNLİĞİ olmalı, ayrılacağı yer (adres) belli: HANİF DİN diye bir yere gidecek! Orada CEMAAT/CEMİYET falan olmayacak.

SİVİL AMME örgütü gibi unzurna diyecek. Ama kendisi bir AMME olmayacak! Ümmet olmayacak! Pekiyi ne olacak? Adres yine Kur'an'da:  M İ L L E T  olacak! Ne milleti bu? O da Kur'an'da YAZILI zaten! ??????

 

<> Nahl/123: Daha sonra sana şunu vahyettik: Hanif İbrahim'in Milleti'ne uy! O, müşriklerden değildi.

 

Evet, İBRAHİM MİLLETİ=HANİF DİN olarak YED'UNE (ayrılan)lar. Bir avuç insan!

Kuru kalabalık ötekiler! Onlar cemaat olsun ne olursa olsun, kuru kalabalık.

Bir avuç yeter! Biz İbrahim milletindeniz >>>>>>>>>>>>>> HANİF'iz!

 

<> 22-Hac/78: Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da "Müslümanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır.

 

Biz MUHAMMED ümmetindeniz >>>>>>>>>>>>>> MÜSLÜMANIZ! HANİF MÜSLÜMAN demek, Hanif (İbrahim milleti)+Müslüman (Resulullah ümmeti)

Pekiyi NİÇİN ÜMMET diyoruz? Çünkü Allah'ımız Resulullah'a da EMREDİYOR: AYRIL diyor.  DAHA HENÜZ KURULMUŞ İSLAMİYETTEN, AYRIL DA, İBRAHİM MİLLETİNE AYRIL diyor!

İbrahim milleti sözü geçen ayetleri bulup yazar mıyız acaba?

 

<> 3-Ali İmran/95: De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık, Hanif (olarak/olan) İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o."

<> 4-Nisa/125: Güzellikler sergileyerek ve Hanif (olarak/olan) İbrahim'in Milleti'ne uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti.

<> Enam/161: De ki: "Beni, dosdoğru yola (sıratım müstakıym) Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, Hanif (olarak/olan) İbrahim'in Milleti'ne. Müşriklerden değildi o."

<> 2-Bakara/130: NEFSİNİ BEYİNSİZLİĞE İTENDEN BAŞKA KİM İBRAHİM MİLLETİNDEN YÜZ ÇEVİRİR? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmistik. Ve o, ahirette de salihlerden olacaktir elbette.

 

Bu VURGULARI ISRARLA HEM DE RESULLULLAH'A VURA VURA VURGULAYAN ALLAH'IMIZ'I ŞİMDİ DAHA İYİ ANLADIK DEĞİL Mİ?

 

<> Evet

 

Demek ki MÜSLÜMAN ÜMMETİ olmak veya cemaati olmak ÖNEMLİ DEĞİL! Allah bizim HANİF MÜSLÜMAN, Yani İBRAHİM MİLLETİ olmamızı istemekte. Onun için HANİF MİLLETİYİZ demeniz yeterli.

Aksi halde İsa ümmeti, Musa ümmeti der gibi, Muhammed ümmeti de demek zorunda kalırsınız. Ama bir tarafı kurtarırken, CUMA günü gibi Allah emrinin tersine ümmetçilik derken MİLLETÇİLİKTEN olursunuz. Bu da cennetten kapı dışarı olmak demektir.

Çünkü Allah İbrahim'i DOST edindi! Onun milletini DOST edindi.

Allah'ımız MÜSLÜMAN kelimesini ÖNEMSEMİYOR dersem şaşıracaksınız. Müslüman kelimesini önemsemiyor dedim. Şaşırdınız mı?

Ayete bakın:

"Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da "Müslümanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır".

Ali İmran 104 ve 114 için konuşuyoruz.

"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini esas alın".

SEÇİLMİŞ BİR AVUÇ insandan söz ediyoruz. Ataları İbrahim'in dinini ESAS alanlardan!! Bakın size DAYATILAN islamiyet değil! İBRAHİM DİNİ=HANİFLİK! Bakın islam kelimesi İKİNCİ planda kaldı! İyice bakınız!

"Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da "Müslümanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır".

Müslümanlık ADEM'den beri vardı:

"Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da 'Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar' diye adlandırdı."

Allah sizi, önceden de MÜSLÜMANLAR diye adlandırmış idi.

"adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız"

YANİ ALLAH DİYOR Kİ: Taaa ilk insandan beri bu dinin adı MÜSLÜMANLIKTIR/İSLAM'dır. 228 BİN PEYGAMBER DE MÜSLÜMANDIR. Onlara itaat eden milyarlarca gelmiş geçmiş mü'min de müslümandır ve dolayısıyla siz de Müslümansınız. Yani ortak paydanız bu! Müslüman olarak can verin... Zira Allah sizin için din olarak İslamı beğenip bundan razı oldu!

Fakat dikkat ediniz ki, bu olmanız gereken asgari müşterek.

Müslümanız elbette... Bir buçuk milyar müslümanız elbette! Ama biz bir avuç kişi yani CUMA günü tatil yapmayanlar O MÜSLÜMANLARDAN  a y r ı l m a k  zorunda olanlar!

Müslüman çoğunluktan ayrılan bir müslüman mini minnacık azınlığın AYRILMASINI istemek demek, BİZZATİHİ ALLAH'ımız bölücülük yapıyor >>> ÇELİŞKİSİ yaratmaz mı?

Hayır, çünkü ayet apaçık BELLİ:

"22/78: Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini esas alın."

"Atanız İbrahim'in milletini esas alın."

"Atanız İbrahim'in milletini esas alın."

"Atanız İbrahim'in milletini esas alın."

"Atanız İbrahim'in milletini esas alın."

"Atanız İbrahim'in milletini esas alın."

Neden?

"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

SEÇMİŞ >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> AYRILIRSAN >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> SEÇİLİRSİN!

İSLAMİYETTEN >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> HANİF MÜSLÜMAN OLARAK >>>>>>>>>>>>>>>>>> AYRILMAYI SEN KENDİN BAŞARIRSAN >>>>>> SEÇİLİRSİN!

Bir nefs kendini düzeltmezse >>>>>> SEÇİLMEYİ unutsun!

Önce Rabbi zıdni ilmi dersin sonra ÇOOOOK ÇALIŞIRSIN ve bunun için İLMİN GENİŞLER! Hazıra konmak yok! NİYET edersin, NAMAZIN namaz olur, Orucun da...

 

"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

Bu da bir mucize! İleride 3 vakit namazın 5 olacağı; 6 rekatın 40 olacağı; Bunun ÇOOK ZOR Kur'an dışı dualarla, ayet olmayan şiirlerle bezeneceği; herkesin namazın ANGARYA, işkence ve ÇOK ZOR olması nedeniyle, namazdan KAÇMASI, ve hiç kılmaması ve DOLAYISIYLA "Zira Namaz kötülüklerden alıkoyar" ayeti gereğince KÖTÜLÜKLERE duçar olmasının sorumlusu MÜSLÜMAN'ım diyen Süfyanistlerdir.

 

<> 29-Ankebut/45.

 

Yani dinimizi iyice bozan, zora koşan, bizleri NAMAZDAN alıkoyan, gençleri-gençkızları günlerce abdestsiz gezdiren (teyemmümü su ile endeksleyen) o yobazoğlu yobaz zihniyet BUGÜN aramızda SİZLER'den bir kısmı dahil NAMAZI KILDIRTMAMIŞTIR! Bize namazı sevdirtmemiştir.

Bir Allah'ın kulu çıkıp da; "Yahu tarafeyn ve Gece olmak üzere namaz üç vakittir. İki rekattır, üç veya dört Allah'ın emrine karşı çıkmaktır. İçinde Amin bile demeyin (Namaz bozulur, namazdan sonra söyleyin)" diye çıksaydı, BUGÜN BİR MİLYARIMIZ birden namaz kılardık.

Namaz deyince tüylerimiz diken diken olmadı mı? Olmayan yatsı namazına git! Evvel sünnetini, kıl. Farzını kıl! Son sünnetini, kıl! Vitir Vacibi üç rekat kıl! Ve içinde KUNUT denen şiirleri ezberle. (Allahümme inna nestai...) Arap milli marşı gibi oku. (Bu arada Kur'an değil ilahi okuyoruz.)

O namaz biter mi? O namazdan huşu ve vecd alabilir misiniz? O namazda gözleriniz Allah korkusuyla ve ürpertisiyle yaşarır mı?

 

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

SİZ KOLAYINIZA GELENİ OKUYUNUZ.

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

SİZE GÜÇLÜĞÜ ÇIKARANLAR O KIÇINDAN ÇIKAMADIĞIMIZ ATALARIMIZ! Allah değil. Zira Allah:

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."

3 vakit 6 rekat.

BUNUN GÜÇLÜK NERESİNDE?

Teyemmüm de serbest! CAMİYE GİDİP MAAŞ ALAN PAPAZIN ARKASINDA GÜNAHA DA GİRMİYORSUN! Evinde kılıyorsun!

Başörtü ve erkeklere yahudi takkesi YASAK bizim hanif dinde!

Hanımlar BABALARI gibi düşünsün Rabbimizi. Babanızın yanında NE KADAR açılabiliyorsanız, o kadar kapanınız. Yani babanızın yanında nasılsanız, ne kadar rahatsanız O AÇIKLIKLA kılabilirsiniz.

Başörtü????????????????????? SAÇ ZİYNET MİDİR? Saç sadece kadında olup, erkekte hiç olmayan (!) bir şey mi? Yani saç jenital bir organ mıdır? Saç ziynet olur mu? BABANIZIN yanında kapattığınız, yani utandığınız YERLER ZİYNETTİR!

"O halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır. O, ne güzel yardımcıdır". Ve ayet böyle bitiyor.

HANİF müslüman İLLA Kİ >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> SALATI İKAME EDECEK!

HANİF müslüman İLLA Kİ >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> ALLAH'A BORÇ VERECEK!

"O halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın".

Bu ikisi olmazsa olmaz şartlardır. Namazı kılın ve infak edin! (İki zeytininiz varsa birini bölüşün.)

 

<> Eğer mümkünse, zekatın verilmesiyle ilgili şartlar nelerdir?

<> Ever, yeri gelmişken Zekat'ın zamanı?

 

Zekat ile ilgili uzuuuun yazılar vardı [candaş]. Onlar linklerimizdedir).

 

<> Evet, ben bütünlük olur diye sormuştum dr.

 

Allah'a sarılmak için illa ki şart! "O halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın."

 

<> 2-Bakara/277

<> 3-Ali İmran/14

 

Namaz sizi KÖTÜLÜKLERDEN; infak ise SİZİ DÜNYAYA TAPMAKTAN alıkor! Namaz Miracınızdır; İnfak da MİRASINIZDIR. Mülk Allah'ındır. O'nun mirasıdır size İnfak ettiğinizin karşılığı.

Onun için namaz ve zekat (İkamei Salat ve Zekat) hep atbaşı birlikte yanyana et-tırnak gibi geçiyorlar. Onun için namaz ve zekat (Ekıymetüs Salat ve İnfak) MİRAC+MİRAS kardeşlerdir.

Kim Allah'ın mirasçısı (Muris'i verasetçisi) olmak istemez ki?

Namaz dinin direğidir. Zekat ise o direği SATIN alan güç! O direği satın alıp oraya getirirseniz, DİREK dikilir. (mesela kolon atılır, üzerine de ÇATI çıkılır.)

Namaz ve Zekat ikisi de İBRAHİM atamızın İCADIDIR ve emridir. İslamın BEŞ şartını birden İCAT eden (Hacc, Tevhid kelimesi, Oruç dahil) İbrahim atamızdır.

Onun milletinden olmak için (Diğerleri güce bağlıdır) NAMAZ VE ZEKAT'ta ENGEL ve kaçamak yoktur. Zekat size BEREKET olarak döner.

Bir piyango bileti kaç para? Büyük ikramiye kaç para? İşte kaba bir örnek ile BEREKETİN tanımı!

Gelelim CUMA KAÇ KİŞİYLE kılınır sorusunun yanıtına! CUMA:

1. CUMAYI TATİL YAPAN

2. MAAŞ ALAN YERLİ PAPAZ ARKASINDA OLMADAN, kılacak kişiler arasından SEÇİLİR! Yani birbuçuk milyar müslümandan bir AVUÇ kadarıyla...

Dedim ya Leblebiden sayınız. Ellerinizi dua eder gibi tutun. Ama göğe doğru değil. İşte avucunuza NE KADAR LEBLEBİ sığıyorsa, ortalama olarak, CUMA o kadar kişiyle kılınır.

Buna YED'UNE >>>>> AVUÇLAMAK/avuçtakini saymak deniyor! Ama ben bu konuda fetva vermem. Çünkü FIKIH kelimesine inanmıyorum ki Müftülüğe/fetvacılığa inanayım!

Parmak ucundaki çimdiğe >>> NEBZE deniyor. (Bir çimdik tuz atmak gibi) El içine sığana da YED'EN deniyor. (Yedune bu kökten).

Ben leblebi dedim. Sen belki mercimek dersin daha çok OLUR!)

Ali İmran 104'deki Yed'une'nin diğer anlamları:

1. El üstünde tutmak. (Atatürk'ü el üstünde tutarım... gibi)

2. Avucu silme (mesela un) ile doldurmak, silme doldurmak.

3. Yed'une: Eliyle iterek ayrılmak, reddetmek!

4. (Sağ elinle yazmamıştın ayetindeki MİSAL ile) "Sen daha önce sağ elinle yazmamıştın..." Ankebut'taki bir ayettir. [Ankebut/48]) Yedune "DİĞER ELDE" demek! (Bir diğer elde...)

5. UĞURLU olan el (ötekinden uğurlu olan)

6. Matematikteki ELDE; ELDE VAR BİR gibi.... Bu kesirli sayılarda ise TAM SAYI olarak kullanılıyor. Bir buçuk gibi 1, 1/2 gibi... Payın paydadan büyük olma hali de ELDE VAR BİR gibidir.

7. ELİYLE ÖZGÜR İRADEYLE SEÇMEK! KENDİ İRADESİYLE SEÇMEK!

Şimdi lütfen bir daha Ali İmran 104'ü yazar mısınız?

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk ayrılsın. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

Şimdi o yedi anlamı birden "Ayrılsın" yerine yazar mısınız? Topluluk yerine de AMME ÖRGÜTÜ diyorsunuz.

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ ayrılsın. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

Ayrılsın yerine de:

1. EL ÜSTÜNDE TUTULMAK ÜZERE

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ EL ÜSTÜNDE TUTULMAK ÜZERE. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

2. SİLMECE

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ SİLMECE. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

3. ELİYLE İTİP REDDETSİN

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ ELİYLE İTİP REDDETSİN. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

4. DİĞER ELDE (in the other hand) bulunsun

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ DİĞER ELDE bulunsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

           

5. Uğursuzlardan ayrılsın (Sağ el uğurlu sayılmış)

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ UĞURSUZLARDAN AYRILSIN. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

6. ELDE VAR BİR! (kazanç)

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ ELDE VAR BİR!. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

7. Aklıyla, gönlüyle, özgür iradesiyle, ilmiyle YOLUNU SEÇSİN (on his/her way)

 

<> İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ Aklıyla, gönlüyle, özgür iradesiyle, ilmiyle YOLUNU SEÇSİN!. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

 

İşte ümmet+Yed'une kelimeleri...

Ve verilen anlama bakınız: "İÇİNİZDE BİR CEMAAT BULUNSUN".

Buna Nakşiler ve Kadiriler nasıl sarıldılar biliyor musunuz? Bu ayeti Allah'ın kendilerine gönderdiğine inanır Yeni Asya grubu kürt milliyetçileri.

CEMAAT her yerde var. Ama SİVİL KAMU ÖRGÜTÜ (ki protesttir mutlaka. Protest olmazsa, zaten karşı tarafta olurdu.) YOK OĞLU YOK!

Onlar DEMO yapmazsa, ne tüketici hakkınız kalır, ne de hayvan katli vb.

Rabbimiz 104. ayetin MUCİZESİ olan sizleri BÖYLE NİTELEDİĞİ İÇİN kelimenin üzerinde ÇOOOOK UZUN durdum.

NEREYE ayrıldığınızı bilmeniz için, bizim adımızın CEMAAT/ZÜMRE olmayıp, İbrahim milletine AYRILMIŞ, yani el üstünde tutulmuş olduğumuzu göstermek için.

Ve taklitçi atalarına İbrahim gibi babasına protest olarak DOĞRU yolu bulması örneğinden çıkışla; SİZLERİN HANİF (protestant) MÜSLÜMAN olmaya AYRILDIĞINIZI vurguladım.

Siz atalarınızdan ayrıldınız. Bu ne zordur biliyor musunuz? ([Ali İmran] 113-114-115 ayettekiler bunu çok iyi bilir: Çünkü atalarının dinini bırakıp Müslüman oldular.)

Bu öyle zordur ki, siz DİN değiştirdiniz. Eskiden Sünni Müslümandınız (veya öteki katolik/ortodoks); şimdi HANİF MÜSLÜMAN oldunuz. (Mezhebsiz protestant) Bu zoru başarmaktır.

DİN DEĞİŞTİRMİŞ GİBİ OLDUNUZ! MEZHEBİNİZİ BIRAKIP TEK DİN OLAN SÜNNETULLAH'A YÖNELDİNİZ!

Şu mezheb lafı öyle iğrençtir ki, Mezheb veya Müzheb BİR ŞEYTANIN ismidir. Bula bula bu kelimeyi mi buldular?

Hizbullah kelimesini de böyle bulmadılar mı? Veya Şer'en kelimesinden ŞERİAT'ı çıkarmadılar mı? Şeriat diye diye bizi 200 yıl geri götürdüler!

Bir Afganistan'a, Dağlı Pakistanlılara bakın, ŞERİATIN ne olduğunu göreceksiniz. Ve siz bu DİNDEN NEFRET EDECEKSİNİZ! Hızla müslümanlıktan istifa ederek, HANİF MÜSLÜMANLIĞA selam selam diye selam atacaksınız.

Onmilyarlarca kişi geldi geçti. HEPSİ müslümandı! Yani Cinlerden bu yana ortalıkta müslüman ENFLASYONU var. Ama İBRAHİM ATA, HANİF müslüman oldu! Onun oğlu İsmail'in dalından geldiği için Resulullah'a da Allah'ımız emretti: "SEN DE HANİF MÜSLÜMAN OL, TEK VE GÜZEL DİN BUDUR" dedi Rabbimiz...

Onun üzerinden 1400 yıl daha geçti! HİÇ KİMSE HANİFLİKTEN söz etmedi. Anlamadı bile. MİLLET kelimesini bile görmediler. GÖSTERMEDİ ALLAH! Çünkü onlar Allah'ın ayetlerini yeterince anlamıyorlardı. Kur'an'ı okuyor fakat inkar ediyorlardı.

.

Bu arada bulunduğum yerde saat 02.00. Türkiye saatiyle 04.00 olmuş, yeni farkına vardım, çok özür dilerim.

 

<> Ne özürü

<> Est. Biz şikayetçi değiliz hocam. Allah razı olsun

 

Acele uyuyunuz, yarın işgünü çünkü. Herkese iyi geceler.

 

<> iyi geceler kaptan

 

İyi sabahlar. Allah'ın nuru üzerinize doğsun!

 

<> Dr sizinle her saniye ayrı bir zevk

 

Sizlerle de zevk ve şevk.

 

<> İyi ki varsınız DABBETİMİZ

<> çok teşekkürler hocam

<> iyi sabahlar herkese

<> selamen selame

 

Geronimoo Lisboa

 

Bye_____