Sohbet n° 191 - Tarih: 19 eylül 2003

<> ve [] ile başlayan kesimler Aiberg'e ait değildir. [ ] arasındaki kesimler sonradan eklenmiştir...

 

Selam selam, dostbuluştuk candaşlar. Selam selam tüm ELBİSTAN'a, Atamızın ayak bastığı topraklara... Vira bismillah. Yine biz bize bir chat olacak... Ama öncelikle şu tekbaşına ortamda, Cuma maçı varsa bana yazacak birileri var mı?

 

<> Trabzon Samsun: 2-1 samsun yenildi

Tamam tşk. Maç deyip geçmeyiniz, insanı hayata/yaşam sevincine bağlayan ŞEY'lerden biri! Sabah çayı mesela. Bunu bizler dışında içen yok. Varsa yoksa kahve ve süt veya milkshake. Halbuki çay tüm sindirim sisteminin temizleyicisi, sabah mutluluğu, ağız tadı. Maç da kimi erkeklerin böyle bir "hobisi", çay gibi. Gayrı ciddi görülmemeli...

 

<> Merhaba

(Merhaba >>> Anlamı "Ruhun sevgi bulsun" demek)...

Bu arada RİZE ne demek bilen var mı? Artvin ne demek mesela? Giresun (Kiraz), Trabzon (Trapezus: Basamak). Rize, Ordu, Samsun, bunların anlamını bilen var mı? Bunlar Sanskritçe’dir. Diyeceksiniz ki herşey nasıl Sanskritçe. Ama öyle işte.

İdris(ss)'a kadar dünyada Ademce konuşulurdu. Çok basit bir dildi. Şangırdamak, GÜMlemek, PATlamak gibi. Ses taklidi ve biraz da CAVEMAN dillerdi; İdris(as) ondan GRAMER üretti, syntax üretti (kelimelerin, takıların ard arda dizilmesi), terminoloji üretti.

O emanet hemen onun ardından (insanlar biner yıl garanti yaşıyorlardı.) NUH'a devredildi. Ama Nuh'un gemisinde işler karışıktı. 83 insan vardı: Çoğu MAGAMİ denen bir kavimdi. Onların da dilleri başkaydı.

Magami kavmini merak eden var mı? Onlara ARGONAUT dendi daha sonra. Argonot nedir? Bir search ediniz. (O sadece bir yunan mitolojisi değil.) Argo-not da olabilir, ama ARGONAUT.

 

<> Argo gezgini, astronot ile ayni mantalitede argo kelimesinden türemiştir.

Evet, ARGO denizcileri. Onlara İbraniler MAGAMİ der. Fakat bunlar kendilerine ARGO kavmi der. (İspanya'ya Safarid derler İbraniler).

 

<> Altın Postlu Koç

Altın post doğru. Jason, efsanevi altın post uğruna yollara çıkar, ama o efsanedir... Aslı ARGO'notlar (Nautic=Gemicilik demek). Magami (Argo gemici kavmi) KENDİ dillerini konuşuyorlardı. Bu dilin ne olduğu zaten ÜSTÜNDE yazılı, bakarsanız okursunuz. Sizce bu dil nedir?

 

<> Argoca

Şimdi ARGO'cayı search ediniz lütfen! Argo ismi tüm dünya dillerinde var. Hangi sözlüğe bakarsanız mutlaka bulursunuz.

 

<> Ben Uşak'lıyım Uşak'ın evet

(Uşak >>> Aşıklar kenti demek)...

 

<> Ben lazım ve Lazca konuşabiliyorum fakat nereden gelir diye sordum, bilen yok?

(Laz ve Acaralar ile akrabaları Mohtiler Gürcü LEZGİ kabilesinden gelir. Onlar da bir üst kökenleri olan ABASK KERKET, yani Abhaz ve Çerkez birleşik dalının parçasıdır).

 

<> Telepatide response-target özelliği vardır. Ama bazı kimseler bunları amatör telsizci gibi yakalarlar. Örneğin James Joyce böyle biri. Bu yakalama özelliğine argoca "Pick up" deniyor.

Evet, doğru. (Biz "parazit yakalamak" diyoruz)

Şimdi konuyu toparlayalım. ARGO konuşmak >>> Evet şimdiki haliyle ALT KÜLTÜR/avam dili gibi duruyor, oysa ARGOCA, Nuh'un gemisindeki kavmin konuştuğu YÜKSEK KÜLTÜR DİLİDİR!

İdris'in GRAMER dilini NUH aynen 4 çocuğuna ÖĞRETTTİ: Ama gramersiz olduğu için AVAM dili sanılan, fakat NUH transatlantiğinin en kalabalık halkı olan Magamiler her iki dili de konuşurlardı. Nuh zürriyeti onların dilini konuşamasa da, Magamiler (Argonot gemicileri) İKİ dile de hakimdiler.

Ve aralarında saklı konuşmak için bu KAYIP dili kullanmayı sürdürdüler. Tam bir ŞİFRE dili havasında idi. Çünkü kuralı yoktu ve de GRAMERİ yoktu. İşte ARGO kelimesi bundan ibaret veya Argo'ca budur!

Öyküye devam edelim: Tufan sırasında YERALTI kaynakları öyle çıldırdı ki, çatlayan plakalar, Venüs'ün etkisiyle gel-git sonucu kabardı ve düştü.

Tam o sırada dünyanın 90 açı derecesi dimdik olan ekseni (aksı) 23 derece kadar yattı. Bunun sonucunda (sanıldığı gibi pangeadan kopmalar milyarlarca yılı bulmadı, çünkü Tufan bu işi bir anda halletti) bu eksen yatmasıyla birlikte gelen sakınım yasaları (moment korunumu, impuls sakınımı vb.) nedeniyle: Antarktika + Afrika + Güney Amerika + Hindistan BİRLEŞİK kıtası dağıldı.

Güney Amerika ve ona tastamam uyan Afrika ayrıldı. Antarktika hızla DENGE gereği Güney kutbuna inerken; Afrika'dan ayrılan yeni bir kıtacık da dağıldı.

Bu Afrika çatlağından (fay hattı) bildiğimiz Habeşistan platosu yaylaları ve aşağıdaki (Nyassa vb.) göllerden de izlediğimiz üzere, KOPAMAMIŞ bir bölüm. Ama kopanlar da belli: Madagaskar! (Malgaş.)

Madagaskar ve Hint Dekan platosu da BİRLEŞİKTİ. Dekan yarımadası da Afrika'dan ayrılıp, hızla Asya'nın karnına saplandı. Bu öyle bir enerji boşalımıydı ki, Dekan yarımadası girerken, ister istemez devasa HİMALAYA kıvrımları oluştu.

On km yüksekliğinde ilk genç dağlar. İşte bu son saydığım dağlar, Nuh'un HİÇ KARA görmeyen GEMİSİNE ADA olmak üzere ortaya çıktı. Karga leşe konarken, güvercin de bir DEFNE/ZEYTİN dalı getirdi gagasında. HİMALAYA/Tanrı dağlarının tepesinde DEFNE/zeytin'in ne işi vardı?

Söyledim ya, oralar Afrika kıyısı idi. Tıpkı bir halıyı hızla duvara vurduğunuzda nasıl kıvrımlar oluşursa, o kıyılar da kıvrılarak Tengri dağlarını yaptı. Onun için bir Zeytin dalının açıklaması basit!

Peki, CUDİ kelimesi nedir? Bana ayetin ARAPÇASINI (içinde Cudi geçen) yazarsanız meramımı anlatmış olacağım. CUDİ dağı ne demektir?

 

<> yüksek dağ mı, piramid?

(7 anlamı var: CEDDİMİZİN dağları demek mesela)

Cudi kelimesi nerede geçiyor? Arapçasını yazabilir misiniz? Hud 44'ün Arapçasını istiyorum lütfen...

<> ...

Pekala, Cudi konusu Nasip değilmiş. Başka bir gün anlatırız. Bugün sizler iyi misiniz? İlgisiz iseniz, chat'i bırakabiliriz. Canıma minnet.

 

<> internet çok kötü hocam sayfa açmıyor        

<> hayır devam lütfen        

<> dinliyoruz

<> ilgiliyiz kaptan, benim laptop cok yavas, kuran sayfasina girmeye calisiyorum

<> ilgiliyiz kaptanım, arıyordum arapça yazılı olarak ama bulamadım.

<> 11-Hud/44: Ve kıyle ya erdubleıy maeki ve ya semaü akliıy ve ğ ıdal maü ve kudıyel emru vestevet alel cudiyyi ve kıyle bu'del lil kavmiz zalimın

SEMA yağdırdığını; ARZ ise kustuğunu yutsun. GÖK ve yer. ve ARADA bir tek adres var >>> CUDİ dağı! (Ne Ararat, ne Ağrı, ne de Güneydoğu Anadolu'nun Cudi dağı, bunlar Himalayaların arka yüzü >>> Tanrı dağları, shin lien).

Gök ne kadar yukarıda? >>> Yanıt: Yağmur hangi bulut katmanlarında oluşur?

 

[] stratus

(Demek ki stratuslar katmanında) Yani yağmur bulutları yerden en fazla 20km yukarıdadırlar. Bu ipucunu aldık mı? Şimdi sizlere Himalayaların yüksekliğini soruyorum. Yanıtlayınız lütfen.

 

<> 8880m

Demek ki 1200 metre AŞINMIŞ zamanla. Bir daha sırları veriyorum: Yağmur bulutları uzayda dolaşmaz. Belli bir yeri vardır. Burası spesifik ısının olmadığı bölgedir, yani 20km yukarıdadır. Kur'an'da TAYYAR sema diye bir gök daha bulacaksınız. (Ayeti bulunuz lütfen. "Uçucu kuşların seması" deniyor. "Tayyar SEMA")

Kuşların çıkacağı en son nokta. (O noktadan sonra NEFES alamazlar, ölürler.) Kuş denince KARTAL daima en yüksekten uçar!

Kartalların çıkacağı son nokta Himalayalar kadardır. TAYYAR SEMA. TAYYAR diye arıyorsunuz.

 

<> 105-Fil/3: Ve ersele aleyhim tayran ebabil

Fil suresi değil... Aramayınız, nasipte yok. Ben devam edeyim: Deniz seviyesi sıfır metre; bulutların YAĞMUR bırakacağı seviye ise 20 km. Tam arasında, yani TAYYAR sema başlangıcında ne var? Ortada NE yer alıyor? 10km yüksekliğindeydi hani? Suların dünyayı 10km kuşattığı artık anlaşılıyor...

Şimdi CUDİ dağının terminolojisini araştırmak için yine SAN-S-KRİTçe'ye gidiyoruz. JUDE dağı >>> Anlamı HAYATIN başladığı, ilk ataların bulunduğu (burada dağ) yer. (Jude yahudi kelimesiyle ilgisi yok. Jade ve Farsça Cadu diye bilinen kelimelerle ilgilidir.)

Bakınız ki bunu HİNT kökenleri de biliyor. O kökenleri anımsayınız. Arş'ın dört direğini taşıyan dört hamalei Arş meleğinin adını içeriyordu. (Nuh suresi.) Boğa, Aslan, İnsan, Kartal ve bir de BUDA'nın kendisi, 5 isim vardı. Bunlar TUFANDAN önceki bir kültürün, iyi bir dinin TAHRİF edilmiş ve beş ilah halinde çoğaltıldığı bir KAYIP ÜLKE kültürüdür...

Sizden halen yanıt gelmiyor: Yağus/Aslan, Yeuke/Boğa, Nesr (Nisra)/Kartal, Suva=Kova veya insan.

 

<> Nuh/23: Dediler ki: sakin tanrilarinizi birakmayin, ne Veddi, ne Suvai ve ne de Yegusu, Yeûku ve Nesri

VEDD ise aslında peygamber olan BUDA (Buddha) veya gerçek adıyla VEDDA. İşte bu dört direkli (saydığımız isimler) ve tepesinde de KONİK biçimde VEDD'in yer aldığı piramit/dikilitaş gibi düzeneğe JADE deniyordu. İngilizcede Jade'nin anlamını bilen var mı?

 

<> Yeşil taş olarak duymuştum    <> yeşim taşı

Doğru, HİMALAYALARIN yapısı! Öyle bir sıkışma oluyor ki, TEKTİT ayarında CAMGÖBEĞİ taşlar oluşuyor. (Hani Madagaskar'dan ayrılan Dekkan yarımadası, hızla Asya'nın karnına saplanırken, düzlükleri kıvırıp en büyük yükseltileri yapmıştı ya, işte bu basınç JADE denen yeşil camgöbeği tarsı tektitleri yapabiliyordu.)

Gördünüz mü CUDİ ne anlamlara geliyor. Sadece ATA (CED) kelimesi değil. Öyle bir kelime seçilmiş ki, CEDD'den dağın sıkışma kriterlerine kadar verebiliyor. (Jade >>> CADI olarak da verilmiş >>> Farsça CADU olduğunu yazmıştım. Onun için yaşlı ve Şirret kadın bu kapsama girmiyor.)

Öte yandan YEŞİM taşı da değil! Firuze de denen yeşimtaşı MAT'tır, şeffaf değildir. Ama JADE camgöbeği gibi saydamsı bir taştır. Bu tektoniklerin oluşmasındaki şiddet hareketlerinin uyguladığı basınçlarla oluşur. Bu taş için Latince ismiyle TEKTİT'e bakınız. (Aslı Jade >>> yazıldığı gibi okunur, ceyd değil.)

 

<> Camları/Lumbozları ise tektit denen bir maddedir. Wanenium, tektit ve borazan taşı (Bu üçünün alaşımına IUMIUM adı verilecektir). Tarık malzemesidir.

Web'den search ediniz. Bunlar benim verdiğim İLERİ bilgilerdi. Web de hiç tektit (Türkçe arayınız) geçmiyor mu? Himalaya etekleri (Aksai bölgesi ve Sıkkım krallığı) bunlarla doludur. Lut gölü cıvarında ve Baalbek harabelerinde bu tektitler bulunmuştur.

 

<> Toplanan bu elektromagnetik-aşırı yakıt (Philadelphia Deneyi'ninkine eşit) kubbenin tam altındaki ve dibe kadar gelen bir TEKTİT (Cam, saydam cam) SİLİNDİR içindedir.

Benden search etmeyiniz, WEB'den arayınız, mesela tübitak vb. Tektit şu anda biliniyor, acaba tectite diye mi bakılacak?

 

<> Tectite tibetana. ... nera himalayana. Informazioni medianiche informano: "L'energia della Tectite tibetana è. così pura e alta che dà automaticamente protezione. ...

<> thought to derive from meteorites. see also: natural glass

<> tektite: Avustralya ve diger bazi yerlerde bulunan ve atmosferin disinda olustuguna inanilan cam gibi yuvarlak cisimler.

<> http://www.musee.ensmp.fr/gm/699.html/ tectite=gök taşı

<> http://www.antrak.org.tr/gazete/082000/agridagi10.htm

<> http://www.britannica.com/eb/article?eu=73429

<> http://images.google.com.tr/images?q=tectite&hl=tr&lr=&sa=N&tab=wi

<> http://www.astrosurf.com/lombry/meteorites-pics.htm

<> http://www.meteorite.ch/en/forsale/tectite.htm

Gördünüz mü, bir daha WEB'de yok demeyiniz. Böyle önemli bir taş ve borazan taşı. (Borax diye ayacaksınız.) Bunlar KOZMİKtirler. Tektit'i niye aradık biz? >>> JADE taşı olduğunu göstermek için. YEŞİM/Firuze değil! Cudi isminde TEKTİT'in adının saklandığını göstermek için.

Demek ki CUDİ >>> TEKTİT dağı da demekmiş. Demek ki çok büyük bir sıkışma sonucu olan bu tektit taşı, sadece HİMALAYA'larda bol miktarda var. Ve ona VEDD (Buda) JADE adını veriyor. SanSkritçe'nin güzelliği burada işte. İlla ki KUR'AN'daki kelimelerle alakalı.

Hatta Kur'an'ın ikinci bir dili var: Bu da Kur'an'ın ARGO'su. Ona MİSALLER dili deniyor. Müteşabih dil, Misal dili, ŞİFRE-Kriptoloji-Cifir dili. Demek ki ARGO alt bir kültürün değil; tam tersine BİLİMSEL bir dil.

Size ilginç bir argo dili yazacağım: Bakın ne çıkacak? "Argote Rajan". Sanskritçe olan Romanş'tan Türkçe'ye çeviriyorum: Erkete ve Racon! "Erkete"yi biliyorsunuz, gözcülük demek. Rajun. (Raca/Mihrace kuralı.)

Gidiniz Macar ovasındaki Çigan boylarına ve soylarına, bunu aynen anlayacaklar. Gidiniz Sıkkım ve Nepal krallığına bunu aynen anlayacaklar. Ve gelin tophane külhanbeylerine Argote'yi bilmezler Raja kelimesini bilmezler ama size erkete ve Racon'u bülbül gibi kullanırlar.

Demek ki elimizde ilginç bir dil var: Bu dil Kur'an'da var. Bu dil nereden geldi? CUDİ zirvelerindeki yayılmadan kaynaklandı. Sular çekildikçe, insanlar da üredikçe, dağlardan aşağı iniş başladı. Ve MAGAMİ kavmi. Bunu da Noah (Nuh) ile birlikte acaba Web search edebilir misiniz?

 

<> Nuh’la alakalı gemi yolculuğu ile alakalı bir İng. site bulmuştuk ama Megami diye geçiyordu galiba?

Pekâlâ, o sitede hatırınızda kaldığı kadar, ne diyordu? Megami de olabilir. (Ne haber de olabilir n'aber de.)

 

<> Down sendromu taşıyan MONGOL (Magami-Mecüc ile yakın) YAMM ise kısa ve yuvarlak bir cüce idi ve gözleri çekikti, boynuzları ise alnına değil; elmacık kemiklerine kaçmıştı. Bir şekilde Yamm gemiye alınmadı ve boğularak öldü. Ama MELEZ çocukları dedeleri Nuh tarafından gemiye alındı. (31 Temmuz 2003)

<> MONGOL >>> DOWN SENDROMUDUR. Irkdan çok 47 kromozom içerdiğindendir. Unutmayın Budizm, VİDD (Veda) dinidir, Yani İlahi kitap ve peygamberleri verilmiştir. Ve Nuh kavmi içindeki Magamiler Veddalardır (Budistlerdir). Evrensel bir mirası korumuşlardır (Vidd, Yağus, Yeuke. Nuh suresinden hatırlayınız). Bu şifrelere daha sonra Babil'e inen iki melek AKSİYON yani yaptırım gücü (Büyü) eklemiştir. (Bakara 102). Magamiler, Nuh'a inanmış, sonradan islam olmuş, VİDD'lerdir (Budist+Hindular). (24 Ocak 2003)

Web'den search ltf. MEGAMİ olarak arayınız.

 

<> Bootha: "Bugün Magamilere Bootha'lar da deniyor. Buda >>> VİDD anlamında, Bothia kelimesini araştırınız, Tibet adının buradan geldiğini göreceksiniz. Ve Lama'lar oradan hiç ayrılmadılar. Nuh'un gemisi Tanrı dağlarına oturduğu günden beri ilk ayak bastıkları yerdeler. Lord Bhutan adı da Bothi'dan geliyor".

(Evet, Bootha'lar bir kavimdir. Tibet'in BET'i >>> Bootha kökündendir.) Bizim dışımızda WEB'de bilgi var mı? Megamiyi TÜRKÇE google'da arayınız, belki çıkar. Olmazsa İngilizce google...

Aslında var ama, bunu da sonra ararız artık....

GEMİCİLER >>> ARGONOT kavmi. Yani Magami. GEMİ kelimesi içinde size el sallıyor, "Ma" da su! Ayrıca Sami dillerinde MU önektir. (Haberden Muhabir gibi.) Ve dünyanın her yerinde bir gemicinin ne demek istediğini ZOR anlarsınız.

İşte Türkçeden bir örnek: "Pupa'nın kasarası baştarde oldu". Evet türkçedir bu! Tamamen Türkçe. "Miço kumanyayı çinakop ile hazırladı". Gidiniz başka yerlere, yine GEMİCİ konuşmasını anlayamayacaksınız. İngilizce, Norveççe farketmez, anlamakta zorluk çekersiniz.

Demek ki ÖZEL BİR DİL var! Bu dil de GEMİCİLERE (me-gami) ait. Hiç yıpranmamış ve gizli devamlılığını sürdürmüş ve tamamen GEMİCİLERE mal olmuş bir dil. Tüm GEMİCİLERİN dili. Milliyet gerektirmiyor. Bunu farkettiniz mi?

 

<> Evet

Balık isimleri bile sanki RUMCA duruyor ama değil! Rumlar da bu ARGONOTLAR içinde zaten! Onlar da Argo dilinin bir üyesi. İstavrit RUMCA değildir. Çünkü Rumlar o balığa stavrit falan demezler. Kolyos Rumca değildir. Ama OS var ya soneki, sanki Rumca gibi duruyor. Fakat değil! O Argo dili!

İşte KUR'AN'da bu dilden 2000 üzerinde KÖKLÜ kelime var! Bunun için ARGO dilinin üzerinde durduk. Taaa Himalaya tepelerine gittik. VEDD dilinden Down sendromuna kadar (Mongol) gittik.

Magami kavmi çekilen sularla birlikte GÜNEYE indi! Neden güneye? Çünkü yeni dünya haritasında Himalaya kuzeyi adı üzerinde sert kuzey idi. Ama güney yamaçları ise ılımlıydı. Ve herkes denizden yüzyıllar boyunca korktu. Korkmayan, yeniden DENİZE açılan ve artık GEMİ de yapabilen tek kavim MAGAMİ'ler idi.

Tufan fobisi atlatılmıştı. Güneyde kıyıya ulaşan Magami soyları İdris'in dilini de biliyorlardı. Yüzyıllar içinde SANKRİT dili yanında bir tuhaf dil daha vardı: sanSkrit. Bengaldeshten İngiltere'ye (dolayısıyla şimdi de Amerika kıtasına kadar) bu dil konuşuluyordu.

Ona öteki adıyla HİNT- AVRUPA dili ya da kısaca ARYA dili deniyordu. Bunlar ikiye ayrılıyordu: 1. Hint-İran grubu; 2. Avrupa grubu. İkisi de ARİA diliydi. Ama bir de üçüncü vardı: 3. ARGOYA dili. Bu kavim Hindistan macerasını HAMİLERLE birlikte yaparak MISIR'a geldi ve eski Mısır'da ARGO dili hakim oldu!

Öyle ki Halk ile normal Kıpti diline bağlı Hiyeroğlif ile yazılırken, ARGOmania dili (özellikle Rahipler ve gemiciler) KIPTİ(egypt)nin ARGOMAN (sonradan Roman=Çingene dendi) dilini sürdürdüler. Hiyeroğlif yerine HİYERATİK diye bir yazı dili buldular.

İşte bu dil (HİYEROGLİF İLE DEĞİL, HİERATİC ile yazılan ve Argoca konuşan bu dil) kendilerinden başka hiç bir kimse tarafından anlaşılamıyordu. Mısır gazaba uğradı ve halkı olan Koptiler (egypt/coptic/Kıpti çingene/Argoman=Roman) dünyanın dört bir yanına dağıldılar.

Kara yolunu tercih edenler bugünkü çingenelerdir (romanlar). Deniz yolunu tercih edenler de FİNİKE denen gemici kavimdir. Finikeliler bugün Hami ırkını bırakıp özellikle Samilerden İbranilerle kaynaşmış ve erimişlerdir. (Phaenician/phoenix falan da deniyor)

Fenike, bunu tarihten hatırladınız mı? Mesela Yunanlılardan daha çok Fenike kolonileri vardı. Tüccar gemicilerdi. Nasıl ki Alexander'ın kurduğu kentler olan Alexandrot ve Alexandria varsa, bu gemici Roman kavminin de kentleri vardı: Biri portakalıyla meşhur bizim bir ilçemiz. (Yukarıdaki isimler İskenderun ve İskenderiye'dir.)

Fenike >>> FİNİKE. Şaşmamak gerekir, Alexandrot >>> İskenderun olabiliyorsa. Fenikelilere en yakın kolonilerden olan ve turunçgilleri gemilerle soğuk ülkelere (Galya'ya vb.) götüren Fenikelilerin, ta Amerika kıtasına Vikinglerden önce gittiği de söylenmektedir. (Kanıtlar var. Kolomb EN SONRA gitti Amerika'ya.) Fenikeliler için WEB ne diyor? Şöyle özet bir şey yazabilir misiniz?

 

<> Fenikeliler için ticaret ve keşif aynı anlama geliyordu neredeyse. Keşfettikleri her bölge, gittikleri her yer, kurdukları her yerleşim birimi ticareti daha iyi yürütmek içindi aynı zamanda. Adalara, vadilere ad veriyorlardı. Bu adlara bakarak bir ülkede ne gibi zenginlikler olduğunu anlamak mümkündü. Bakır adası denen Kıbrıs'tan bakır getirilirdi. Malakit yarımadasında (bugünkü Sina yarımadası) malakit denen yeşil bakır taşı çıkarılırdı. Şimdi Toros dağları dediğimiz gümüş dağlarından gümüş elde edilirdi.

<> Kurdukları alfabe ile önce yunan alfabesinin, oradan da latin alfabesinin doğuşunu sağlayan denizci millet

<> Fenikelilerin kendilerine verdikleri adın ne olduğu tam olarak bilinmese de "Kenaani" (Akad dilinde Kinahna), yani "Kenanlılar" adini kullandıkları düşünülüyor. "Kenaani" sözcüğü İbranice'de tüccar anlamına geliyor. Bu da Fenikelileri iyi betimleyen bir sözcük.

<> Tire, Sidon ve Gebal limanlarından yetişen bir balıkçı kavmi olarak dünyada ün salmaya başlayan Fenikeliler, dünyanın en güçlü donanma ve sömürge sahipleri haline geldiler. Dahası, (şaşılacak olay da bu) bunu hiç savaşmadan elde ettiler.

<> Fenikeliler sadece teknik beceriye değil ayrıca, yaratıcılık ve kuvvetli hayal gücüne de sahip. Bu özellikler Kral David'i, sarayının tasarım ve inşaatında onlardan fikir almaya yöneltti. Kral Selomo da babasının izinden giderek bu desteği istemeye devam ediyor.

<> FENİKELİLER YUNANİSTAN'A EL YAZISI ''İHRAÇ'' ETTİLER.

<> Dünya birçok yeniliği onlarla tanıdı. İlk camı onlar yaptı; modern alfabenin kökenlerini ortaya atan yine onlardı. Denizde yıldızlara bakarak yönlerini tayin eder, uzak diyarlara yelken açarlardı. Onlar Fenikelilerdi.

İşte bu kavimin adı ARGONOTLAR! Magami >>> GEMİCİ kavimler. GEMİ KELİMESİNİ bize veren de onlar! Ve şu çok ilginç:

"Tire, Sidon ve Gebal limanlarından yetişen bir balıkçı kavmi olarak dünyada ün salmaya başlayan Fenikeliler, dünyanın en güçlü donanma ve sömürge sahipleri haline geldiler". "Fenikeliler sazlardan üretilen bir çeşit kumaş olan papirüs üzerine yazı yazarlar. Deriden ürettiğimiz parşömenden çok daha ucuz. Ancak daha az dayanıklı". "Babilliler ise yumuşak kilden bir tablet üzerine sivri bir uçla üçgen seklinde işaretlerle yazı yazıyorlar. Bunun avantajı ise tabletin tekrar kullanılabilir olması".

Sur, Sayda ve Cebel limanları bize sadece birkaç yüz km uzaktır. Balıkçılığı yapmadılar, (sadece kendileri doymak için avlanırlardı), onlar kaskatı TÜCCAR idiler. "Fenikeliler, dünyanın en güçlü donanma ve sömürge sahipleri haline geldiler. Dahası, (şaşılacak olay da bu) bunu hiç savaşmadan elde ettiler". Ve sadece TİCARET ile bunu yaptılar. Tarih atlaslarında onların inanılmaz sayıda KOLONİLERİNİ göreceksiniz. Dünyayı -Amerika dahil- keşfeden de o gemiciler.

 

"Fenikeliler için ticaret ve keşif aynı anlama geliyordu neredeyse. Keşfettikleri her bölge, gittikleri her yer, kurdukları her yerleşim birimi ticareti daha iyi yürütmek içindi aynı zamanda".

"Eskiçağda günümüzdeki Suriye kıyılarında yaşayan Sami kökenli bir halktır Fenikeliler. MÖ II. bin yılın sonundaki savaşlardan sonra sağ kalanların soyundan gelen Fenikeliler, günümüzde Akka'dan Cebeli'ye kadar uzanan dar kıyı şeridinde, başlıcaları Arados, Bybios, Sayda (Sidon), Sur (Tir), Beryhos ve Ugarit olan birçok kent kurup, ünlü erguvan rengi boya, cam, sedir yünü, şarap, silah, metal ve fildişi elsanatları ürünlerinin ticaretiyle adalara, vadilere ad veriyorlardı. Bu adlara bakarak bir ülkede ne gibi zenginlikler olduğunu anlamak mümkündü. Bakır adası denen Kıbrıs'tan bakır getirilirdi".

"Malakit yarımadasında (bugünkü Sina yarımadası) malakit denen yeşil bakır taşı çıkarılırdı. Şimdi Toros dağları dediğimiz Gümüş dağlarından gümüş elde edilirdi". "Dünya birçok yeniliği onlarla tanıdı. İlk camı onlar yaptı; Modern alfabenin kökenlerini ortaya atan yine onlardı". "FENIKELILER YUNANISTAN'A EL YAZISI ''IHRAÇ'' ETTILER".

İşte bunlar ALT KÜLTÜR insanı mıdır? Onların adı ARGO gemicileridir. Yunanlılar onlara EFSANE diye bakarlardı. Onlar adına mithos'lar dizdiler (Altın yapağı, Argo gemicileri).

 

<> İlle bir keşiften söz edeceksek, Amerika'ya Kolomb'dan önce gidenler de var. Fenikeliler, Vikingler, Araplar, Çinliler. Amerika'nın kâşifinin Kolomb olması Bati'nın gücünden kaynaklanır. Hadi bir kehanette bulunalım: Çok değil 100 yıl sonra, Amerika'nın kâşifi değişecektir.

Biraz da Altın post için yani ARGO gemicileri için web Search'den özet bir iki şey yazar mısınız?

 

<> TARIHÇE: MÖ 521 yıllarında Fenikeliler Karadeniz'e geçtikleri zaman Kızılırmak ağzına gelerek Bafra ve çevresine yerleşmişlerdir. Irmağın denize açıldığı yer geniş olduğundan gemiciler buraya rahatlıkla girebilmişlerdir. Fenikeliler ırmağın ağzına ticaret evleri kurmuşlardır. Eskiden bu civarda iki büyük köy varmış, bunlardan birine Kumcağız, diğerine de Kumboğaz denirmiş. Fenikeliler bu koylara farya, kurdukları ticaret evlerinde Bafra ismini vermişler.

ARGO denizcileri ALTIN POST mit'inden bir iki cümle alıntı yapar mısınız? Yunan efsanesidir. (Söylence.) Veya Türkçe Argonot (Astronot gibi). Argonaut olarak da arayabilirsiniz. (Naut rumca gemi demek.)

 

<> Argonotların Altın Postu almak için çıktıkları yolculuğu anlatan ve yunan mitolojisine''Argonotların Seferi' olarak geçen efsane, eski Yunanlıların Güney Doğu Karadenize ilk ziyaretleri, eski Kolhi boylarının politik ilk büyük birleşmesi ve Kolhi Küktürünün en parlak dönemine denk gelmektedir.

ARGO kelimesinin geçtiği yerleri yapıştırmanız yeterli.

 

<> Argo Gemisi: Argo adı Antik Grekçe de "Hızlı" anlamına gelir. Argo Karadeniz'in Kolkhis ülkesinde (Bugünkü Abhazya, Mingrelya ve Acara'dan oluşan Doğu Karadeniz kıyıları) altın postu aramaya giden kahramanlar için yapılmış ellibeş kürekli bir gemiymiş.

<> Argonotların Altın Postu almak için çıktıkları yolculuğu anlatan ve yunan mitolojisine''Argonotların Seferi' olarak geçen efsane, eski Yunanlıların Güney Doğu Karadenize ilk ziyaretleri, eski Kolhi boylarının politik ilk büyük birleşmesi ve Kolhi Kültürünün en parlak dönemine denk gelmektedir.

Şimdi RİZE adına yaklaşıyoruz veya SAMSUN veya ORDU. (Girisun >>> Kyresos >>> Kiraz yurdu; Trapezus >>> Basamak teras/traça ülkesi.) Kıbrıs'taki bakır madenine bağlı BAFOS/Paphos/Baf, Karadeniz’de yeni Baf anlamında Paphoras >>> Bafra.

Burası iki kısımdır: Yunanlıların iki (Ionoson) ve bir de SAMİ (Fenikelilerin) olanı >>> SamiSon. Çingeneler yurdu anlamına gelen Sonobus (Sinop).

Yine Ordos veya Ordoson (Ordu) ve Risson. Ve Gürcistan (Kolhis) kabilelerinin olduğu yer: Argotin (Artvin). Konuya böyle başlamıştık.

Sizleri zorlayarak -özür- kendi kendimize bulmak üzere araştırıcılığa yöneltmek için -haddim olmayarak- biraz da sertlik yapar gibi yaparak bu chat'i bu noktaya getirdik.

Sanskritçe'ye devam edelim: İşte başından beri sizlere vurguladığım SANSKRİTÇE budur. Magami'lerin ARGO dili. Ve o dili bir denizci kavim üretti.

 

<> Sizden Allah razı olsun, inşaAllah SABIKUN'da da senin YANINDA olmak isterim.

Sağol, ben Sekar'a gitmeyeyim de, ötesi kolay! KİMSE güvende değil. GÜVEN >>> EL EMİN! Ve Selamet >>> ES SELAM! Allah'ımızın adlarıdır. O'nun rahmeti olmasaydı, ben günde on yalan söyleyen yalancının biri olarak Sekar'a giderdim. Allah'tan ki -ne güzel bir kelime- O Ğafur ve Rahim'dir. Tevvab ve Afivv'dir.

SEKAR'a gitmeyeyim de gerisi kolay! Çünkü BİLMENİN bedeli çok ağırdır. Yeni başlayanın yaptığı bir hata görünmez bile. Ama ilimde derinleşenlerin yaptığı hata HİÇ AFFA BİLE GİREMEZ! (Girseydi Müddesir suresindeki en büyük gelmiş geçmiş deha ve matematikçi olan hergele alim paçayı kurtarırdı.) Alim olmasa cehenneme giderdi. ALİM olduğu için bedelini AĞIR ödüyor ve SEKAR'a gidiyor!

 

<> Muğiyre

Evet, İbni Muğiyre. BİLMENİN bedeli de büyüktür. Bir küçük yanlış gelecekte mezhebler tarikatlar kurdurur. Şimdiye kadar bunlar böyle kurulmadı mı? Hep meşhuuuuuuuuur filanca alim (aslında mezhep fıkıhçısı) şöyle dedi. Hemen tarikat kurulur. Yüzyıllar içinde tarikat üstüne çıkıp MEZHEB olur! Yani din içinde din değil; AYRI BİR DİN olur!

"Kimi yüzlerin karardığı o gün, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra mı inkar ettiniz HA? O halde girin ebedi ateşe". Bu MEZHEB İMAMLARI için Allah'ın vaadidir. (Ali imran suresi)

 

<> 3-Ali İmran/106: Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz? Hadi, saptığınız küfür yüzünden tadın azabı!" - 107: Yüzleri ağaranlara gelince, onlar, Allah'ın rahmeti içindedirler. Sürekli ondadır onlar.

TEK MEZHEB (HANİF DİN) olmak yerine MEZHEB kuruyorlar ve bu HATALARI, yüzyıllar içinde BİZLERE DE bulaşıyor. Ata dini böyle ya, benim babam Sünni, al sana artık Sünni'sin, kahrolsun Şiilik! Sivas'a gidin Madımak otelini yakın! Allah size ve mezhebinizin imamlarına CENNET'İ verecek. Alın benzin bidonlarını, yakın oteldekileri!

Aşık Mahsuni Şerif'i yakın! Yakın Pir sultan Abdal'ı! Yakın şairleri! Kahraman Maraş'da bir tek Şii bırakmayın, hepsini katledin!

 

<> 7-Araf/71: Dedi: "İşte üzerinize Rabbinizden bir RİCS ve bir gazap çöktü. Sizin ve atalarınızın uydurduğunuz, (ancak) Allah'ın bir sultan indirmediği isimler hakkında mı benimle mücadele ediyorsunuz? O halde gözetin, ben de sizinle birlikte gözetenlerdenim".

İşte mezheb imamlarımızın hatalarını çekiyoruz. KANDIRDILAR bizi! Katil olalım diye mezheb kurdular ve yaşattırdılar. "Ben Ehli Sünnettenim!", böyle öğrendiniz. Ehli Sünnet'in sadece Yezid bin Muaviye bin Süfyan olduğunu size DABBET'den başkası anlatamazdı.

"Ehli Sünnet velcemaat" dediler! NEYİN CEMAATİ? "velcemaat" MİŞ! Olur, toplansın Afgan cemaati, "YARIN HANGİ BORSAYI bombalayalım", "acaba Mekkeyi bombalarsak, İslam alemi silkinip ayağa kalkar mı?"... BU EHLİ SÜNNET VELCEMAAT İŞTE!

Öldürün Gonca Kuriş’leri! Taşlayıp öldürün kadınları! Hizbullah mezarlarında. Çünkü CEMAAT budur! Hem de Ehli Sünnet! Hizbullah camilerine YARDIM! El Kaide'ye seri cinayetler için yardım pls. Kur'an'da olmayan TURBAN ile eylem yapalım! Kur'an'da olmayan Cuma tatili için eylem yapalım.

İşte budur Ehli Sünnet vel cemaat! Cemaat toplanıp KARAR VERSİN, (Cemalettin Kaplan cemaati mesela) olsun size adı ŞERİAT ve FIKIH devleti!

Ya ötekilere ne demeli? İran kaşındıkça kaşındın! İşte seneye sen de Irak gibi olursun. Senin neyine "Ayetullah=Fars Papazlığı", hangi devrimi İHRAÇ ediyorsun? NE DEVRİMİ?

İran'ın ne hale geldiğini gördük... Bizim BAĞ da artık "Atom bombasına resmen sahip olan" İRAN'a karşıdır. Onun için öteki BAĞ ile istemeden geçici ittifak bile kurdurdular bize. İran'a karşı olmak ve İran'ı 18 ay içinde yıkmak için.

İran yıkılsın! Tam 20 milyon TÜRK var orada, uyuşmuş-Şiileştirilmiş TÜRK. Onlar da bu İran yıkılmadıkça kendilerine gelemeyecekler!..

Öff. Güneş tam gözümün içine giriyor, batsa da kurtulsam. Namaz, uyku saatlerim allak bullak oldu. Bırakalım mı? Pazar devam edebiliriz. Dün geceden (buranın gecesinden) beri sürekli chat'deyim. Daha çıkıp da bir gezinemedim.

Niyetim gezinmek değil. İşimden asla TAVİZ vermem. Chat'ler, ben AY'a da gitsem mutlaka olacaktır. Kayıp dört buçuk ay vardı. Onun daha ancak %80'ini telafi edebildim. Onun için özverili chat yapmaktayım. Bu sizi sıkıyor ama önemli olan, YAZILANLARI okumak ve GELECEĞE okutmak.

Merak etmeyin BİLGİ hiç bitmeyecektir. Çünkü "denizlerin mürekkep olduğu" ayetiyle anlatılan ALLAH kelamının, yani KUR'AN'IN sözcüsü oldum bir kere! Doğrusu insanlar Allah'ın bu ayetlerine yeterince inanmıyorlar!

 

<> 27-Neml/82: O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe (debelenir bir canlı) çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.

Yeryüzünden bir DABBE canlı çıkarırız! NEDEN CANLI? (Hayvan da diyorlar ya.) Size bir sır vereyim: Hatırlar mısınız, demiştim ki bir zaman yolcusunu asla öldüremezsiniz. Çünkü o daha doğmamıştır ki siz öldüresiniz. Zaman yolcusu bu durumda CANLI sayılabilir mi?

"Bir zaman yolcusunu yine zaman yolcusu katilleri öldürebilir, ama siz öldüremezsiniz" DEMİŞTİM! DAHA DOĞMAMIŞ OLANA canlı denebilir mi? Mesela öyle birini gidip Tarık semasında yakalayıp öldürmeyi nasıl başaracaksınız. O canlı sayılır mı? DOĞMAMIŞI nasıl öldürebilirsiniz?

O kanat indirince, yani Tarık semasından Dabbet Arzına gelince, sizinle aynı zamanda olunca, artık o ÖLDÜREMEYECEĞİNİZ torununuz değil, o SİZİNLE aynı, siz gibi CANLI! Canlı olduğu için öldürebilirsiniz! CANLI artık. CANLI!

Bunu anlatmak için bir soru: Candaş, senin yaklaşık yüzyıl sonraki yaramaz torununu dövmek ister misin? Veya -mesela- öldürmek! O GELMEZSE daha henüz CANLI değil ki? Daha doğmamış bile -sana göre-, sen de ÖLÜSÜN -ona göre-.

O diyor ki: "ÖLÜ ATAM, mezardaki kemikler beni nasıl öldürebilir?" Sen de diyorsun ki: "Daha doğmamış birini nasıl öldürebilirim yahu?" Hanginiz haklı?

Kur'an bunu çözüyor: "CANLI" çıkarıyor ARZ'dan. Artık ikiniz de birebir aynısınız. Birbirinizi mi öldüreceksiniz? Buyrun öldürün.

CANLI bu demek! Yani Tarık semasındaki 70cm'den aşağı atlayıp BURADA YERYÜZÜNDE kalmak. Oysa Tarık semasına kaçanlar bunun tersini yapıyor ve YUKARI zıplıyor ve kaçıyorlardı, kendi geleceklerine. Onları öldüremiyordunuz.

Ama şimdi o Tarık'taki kişi tam tersine GİTMİYOR, geriye atlıyor. Yani artık sema'nın değil; ARZ'ın adamı! Siz gibi ayakları yere basıyor! Öyleyse RAHATLIKLA öldürebilirsiniz. Çünkü o artık HAYALİ torununuz gibi CANSIZ sandığınız biri değil! Capcanlı! Canlı, siz kadar!

Ona göre siz çürümüş cesettiniz (cesetler canlı değildir), size göre o daha doğmamış (doğmamışsa canlı değildir), ama DABBET olup CANLANINCA ikinizi (dede-torun) BULUŞTURDUK işte. CANLI kelimesini ANLADIK MI?

Yine de İKİNİZİN takviminde zaman enerjisi gereği bir kasılma-gevşeme veya genlik fazları olacaktır. Allah dilemezse sizin sıktığınız kurşun "ANINDA" size bulmuyor. Allah dilerse, kurşunun hızı 1080 kez yavaşlıyor.

Ben buraya gelmeden önce, sanırım Mesaj diye bir film oynamıştı, Jody Foster'in, hatırladınız mı? Daha önce de bundan söz etmiştim. Onu seyrettiniz mi? Son sahnede bir can alıcı söz vardı: J. Foster'e diyorlar ki, "Bir saniyede uzay-zaman makinesinden düştün. Hep buradaydın bir yere gitmedin!".

Halbuki o 24dk boyunca bir yerlere gitmiş. Buna kimseyi inandıramıyor İKEN son söz şu: "İyi ama kamera 24 dakikalık" film çekmiş! Nasıl bir saniye olur? Elbette bu 24 dakika değil. Aslında 1080 saniye, yani 18 dakika! (Eğer bir saniye diyorsa, böyle düzeltilmeli. İki saniye diyorsa 36 dakika olur)...

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

DABBET OLDU (öyle varsayınız). Bir dakika değil, BİR TEK SANİYE 1080 kez yavaşlayan bir tek saniye. Yerüstündekilere göre bir tek saniye. Yerüstüne çıktığınızda sizin de bir tek saniye, ama yeşile yapışınca, yani DEBELENİNCE, yeraltı takvimi 1080 kez genleşiyor.

Philadelphia deneyi ile ilgili yazıları okudunuz. Hani tayfalardan biri tam 6 ay DONUP kalmıştı! Hatırladınız mı? (Kitaplar Web linkler vb.) 180 gün. Kaç saniye eder? Her gün 86.400 saniyedir.

 

<> 15 552 000 saniye

Şimdi bunu bulduğunuz rakamı 1080'e bölünüz.

 

<> 14400 saniye      <> 240 dakika          <> 4saat

Evet. Tayfa 6 ay değil, sadece 4 saat YEŞİLE yapıştı. Jody Foster'inki gibi. Bu tayfa daha acıkmadı, susamadı, yorulmadı; onu 6 ay öyle heykel gibi görmek sizi dehşete düşürebilir, "Nasıl olur da çürümüyor, böyle canlı duruyor?" diyebilirsiniz.

Ama aynı şey Ashabı Kehf'in de başından geçti. "Onları görseydin dehşetle dönüp kaçardın" diyen ayet işte bu KEHF=Dabbet mekanı olan yeraltında YEŞİLE yapışmanın bir tanımıdır.

Jody foster'a kurşun atsaydınız, onu bir saniyede şipşak öldüremeyecektiniz. Kurşun 1080 saniyede ona ulaşacaktı ve hızı neredeyse etkisiz olacak kadar düşmüş olacaktı. Siz Jody foster'ı o aygıt (KEHF/Debelendiğiniz yer) İÇİNDE öldüremezdiniz. Kurşun 18 dakikadan önce ona erişemezdi!

Kurşunun hızı ne olursa olsun, aranızdaki mesafe isterse bir metre olsun, o kurşun 18 dakikada size ulaşır! Siz bu süre içinde KEHF'de (Debelenilen yerde) CANLISINIZ. CANLI ama siz aslında 1080 saniye önce çoktaaaaaan ölmeliydiniz. İşte CANLI kelimesinin sırrı da bu.

Yoksa Hayvan falan değil. (49 anlamından biri de dinozorların yeniden üretimi vb. onu saymazsak) Dabbet'in HAYVAN ile ilgisi yok. Çünkü bir Hybrid bile olsa, DABBET zekasına erişemeyecektir.

Bir kere Dabbet olanın müthiş akıllı olması, yani ilminin artmış olması gerekiyor ve böylece Protestant (Hanif) müslümanlık gibi SÖZLER etmesi gerekiyor. Hiç bir hayvan bunu yapamaz... Orada sözü edilen HAYVAN olması değil; CANLI olması.

 

<> kaptan sizi daha fazla yormayalım. Dinlenseniz biraz.

Olan size oldu. Burada daha akşam. :))) Siz düşünün orada sabah mı oluyor?

 

<> Seninle beraber iken chat sanki Cennet gibi geliyor bana, hiç bitmese.

Allah diledikçe BİRLİKTEYİZ!

 

<> 8.22 mi, 7.22 mi?

Ben daha ORTA'dayım. NY güneşi benden bir saat önce doğuyor veya batıyor. Gece gündüz hiç uzamıyor, hep 12 saat, hep eşit! Hava sıcaklığı (güney yarıkürede şimdi kış sonu olmasına rağmen) burada sabit (sürekli şort ile geziyorsunuz), hiç değişmiyor, MEVSİM yok! Hep yaz! (Ekvator)

Yakıt derdi yok. Havalar soğuyacak derdi yok! İnanılmaz güzel bir oksijen bolluğu. Sekoya kadar uzun ağaçlar. Bol sinekli ve tehlikeli gepgeniş ırmak kolları. Kızılderili doğmak varmış, ezelden!

45 yıl önce burada piranalar varmış, şimdi daha içlerdeler. Ayağınızı suya uzatırken düşününüz. Aligatorler bile var bazı yerlerde. (Ben görmedim, duydum.)

Hamak var! Tropik bitkilerden yapılmış ŞEMSİYENİZ var. Birazdan hamak'a gideceğim ve uzanacağım. Oradan sizlere Geronimooo diyeceğim. Hamak bu kadar keyifli olur mu yahu?

 

<> Sineklerle nasıl başediyorsunuz? Gece olmak üzere:))

Hayır, o anlamda sinek yok, sineklerin BÖLGESİNE giderseniz çooook, onlar evcil, bizim sineklerimiz gibi değil. Ürkek ve korkak. Sizi rahatsız etmiyor. Ama "YAŞAM ALANLARINA" gittiniz mi, taciz ediyorlar...

Geronimooo gitti.