Chat n° 196 - Tarih: 5 ekim 2003

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

<> slm slm kaptanım hoşgeldiniz

 

Hoşbuluştuk selam dostbuluştuk selam. Hamd ve şükür dost/hoşbuluşturana vira euzübillah-bismillah. Slm başkan [G] selam.

 

<G> başkanımız gelinceye kadar vekaleten...

 

Her vekil başkandır. Her saygıdeğer bayan otomatikman vekildir. Unuttunuz mu, burası FEMİNİST bir kanaldır. ;) Erkekler dünyayı idare ettiler yüzbin yıldır,  Y E T E R  ! İnsaf! Ve enough, enough.

Bayanlar önden >>> Hanif İslam böyle! Erkekler alınmayacak artık! "Alıngan" erkek istemiyor 3M! Yani zamanın GELECEK ucunu tutan Allah dostları! Bizler zamanın bu ucunu tutuyoruz: Trio halinde!

Diğer trilogistleri saymıyorum, onların yolu yordamı belli! Allah yolunda değiller! Yahowa diye binlerce tanrıdan birinin peşinde gidiyorlar. Sonra da Ehli kitab sayıyorlar kendilerini.

La ilahe illallah demeyen, tanrıyı binlerce kılan bir toplum ALLAH yolunda değildir elbette!

Yahowa (Yehva=Ya HU!) Allah'ımızın sayısız isminden sadece BİRİDİR! Yazılışı YaHüwe, okunuşu Ya HU! Nasıl ki Avram=Abraham adı terkedilip, Kur'an'da İBRAHİM diye bildirildiyse; Yahowa adı da artık Ya HU'dur. Eloh, Alah değil; artık ALLAH celle celalühü'dür O!

Soldaki listeye bakın: Orada aranızda görmediğiniz bir isim var:  A L L A H  ! Arkanıza ensenizdeki göz ile bakın. Arkanızda saf tutmuş bir cemaat var: Allah'ın melekleri! Kaldırın başınızı göğe/Tavana bakın, orada Z boyutu (HU!) var! Tabana bakın, mahşer var! Evin temeline bakın: Orada Dabbet var! Ayak bastığınız yerdeyim. Selam ve selam!

 

<> slm slm

 

Cennet annelerin ayağının altında; sabıkun ise Haniflerin ayağının altındadır. Ayaklarınız öpülesi ayaklarınız! O ayaklar ile ALLAH'a gittiniz, Hanif oldunuz. Bilmediğinizin değil BİLDİĞİNİZİN peşinden gittiniz.

Az gittiniz uz gittiniz! Abdullah'tan Abdüllat'a furkanı kavradınız.

Az-uz gittiniz; Aziz'den Uzza'ya kadar Furkanı kavradınız.

Az-uz gittiniz! Mennan ile Menat'ın furkanını/farkını anladınız.

Ve sizler artık bir cemaat değilsiniz -cemaat adını yasaklıyor 3M-. Sizler kabile/aşiret de değilsiniz! Onlar mukallit atalarının dininden giden tüm dünya ekonomi imparatorluğunun "Yeşil sermayedar"larıdır. Renkleri böyle!

Siz+biz=BİZLER artık bir milletiz! Gen-genomu aşmış; soy-sop'u geçmiş; MİLLET kavramına ulaşmış ve ataları yerine ataların atası olan İbrahim'i kabul etmiş İBRAHİM MİLLETİyiz biz+ler! Allah'ın indindeki en güzel ve bir tek geçerliliği olan HANİF müslümanlığın protestleriyiz biz+ler!

Allah'ın Ali İmran ailesine madden verdiği; ve bizim AİLEMİZE de manen verdiği GİZLİ HAZİNE'nin, yani İBRAHİM MİLLETİNİN HANİF DİNİNİN mensuplarıyız bizler!

Listede bir isim daha var -görmediğiniz-. Nick'i Es-Selam. O sizin Rabbinizdir! Bizim Rabbimizdir. İbrahim'in Rabbidir! Adem'in Rabbidir! Adem'in Rahman babası; Rahim annesidir.

Halilür+RAHMAN; İB+RAHİM! Allah'ımızın tek dostu! Biricik, yegane ARKADAŞI!

Uğruna sabıkun denen konukevini yarattığı yer! İbrahim, makamına baktığında, dudak büktü: "Ben milletim olmadan buraya girmem".

Allah'ımız Levhi yazan Kalem'e emretti: "NUN-Kalem yaz!" dedi.

Kalem sordu "Ne yazayım ey Seriulhısab yaradanım!"

"Bütün ve tüm kitaplara/okunacaklara "İbrahim milleti" diye yaz. MİLLET kavramını ekle! Allah indinde BAŞKA BİR MİLLET daha olmayacaktır".

Tescil edildi: İBRAHİM  m i l l e t i  diye!

Başka millet yok!

Artık hadislerde Resulullah efendimiz ağzından söyletilen yalan yok: Sözde, "İlla ümmetim, illa ümmetim" demiş! Cemaat yok, ümmet yok! Artık MİLLET VAR! İster çekik gözlü, ister negro, o bizim milletimizdendir. Yeter ki kimliği (NEFSİN manevi nüfus kağıdı) HANİF yazsın.

Müslümanlık beşbuçuk milyar yıldır var. Ama Haniflik İBRAHİM atamız ile NEDEN kazandı. O nedenin sonucu ise BİZİZ! Yani unutulmuş olan Haniflik hazinesini YENİDEN bulanlar! O bizim MİLLETİMİZ! Bir avuç olsak da biz bir MİLLETİZ! Hanif İbrahim'in milletiyiz!

"İlla da milletim, illa da milletim!" dedi bize ezelde!

Selam millet selam!

 

<> slm slm

 

Bu gece böyle başladı ne yapalım! 14 kişi var Orhanelbistan'da! Saydınız mı kendinizi? Melekler de sizler gibi SAF tutar, SAFFAT olur. Sıklaşsın saflar! HALİS saflar! Melek kadar ardniyetsiz saflar! Sad/Saf+ffat.

 

<> Toplam 32

 

16 sizden bir fazla ALLAH var! Bir de Halit Mürdüm bey. Onu tanıyor musunuz? Ekim bey kadar önemli biri! Pasaportunda Khaled Mardam Bey yazılı.

 

<s-z> Mirc'in kurucusu

 

:))) Elinizden hiçbir şey kaçmıyor, sizi gidi çifte kumrular! Peki neden BEY olduğunu merak ettiniz mi? BEY! Ekim Bey gibi... O Allah'tan bir nimetttir. Bir slaş koyarak mirc'i programlayabiliyorsunuz. K.M.Allein'ın mektupları için özel oluşturdu. Artık mektuplar modern yöntemlerle gidiyor yerli yerine...

Sıra geldi KONU belirlemeye...

 

<> soru kanalına gelen soru yok efendim.

 

Soru kanalı önemli değil! SORU önemli -soran da önemli-. Herşey SORU sormakla başlar! Herşey=BİLİM. Bilim=Allah'ı bilme borcu. Herşey=Külli şey*in!

 

<> Hocam Elbistan grubu 17.30da Bursadan Elbistana hareket edecek

 

Bursa'dan uğurluyorum ve Elbistan'da ağırlıyorum sizler, -TÜM YERALTI benimdir-, benim üstümde yolculuk edeceksiniz.

 

<> Elbistan grubu olarak teşekkür ediyoruz.

<> 120 günde said saki ölüm ve cennet cehennemin programlanması ters geliyor kaptan, anne karnında insanın kaderinin tayin edilmesi, said veya saki olacağı vb.?

 

Olay anne karnından ÖNCE başlıyor. Kaç kere yaşadık kaç kere öldük! İki kez doğup; iki kez öldük. Bunu ikinin katlarıyla ÇOĞALTABİLİRSİNİZ.

El EVVEL biz yoktuk -ezeli olan tek Allah'ımızdır-. YOKTUK demek "Ölü olmak" demek. Biz ezelde ölüydük. Ezelin bir noktasında "KALUBELA kuruldu". RUH'u yarattı Allah'ımız! Ona kendinden üfledi ve biz BİRİNCİ KEZ DOĞDUK!

Bu bir denklemin en büyük (köşeli, kasisli) AÇ-PARANTEZİDİR! Allah'ımız sırayla KASİSLİ-Köşeli ve bildiğimiz üç parantez açtı: ÜÇ KARANLIK!

Kalu Bela'da MİSAK verdik! Onu tutup tutmayacağımız bizim ÖZGÜR irademize kalmıştı. Bize kalırsa, PEŞİN PEŞİN "tuttuk bile..." dedik. EN BÜYÜK YALANI o gün ilk kez söyledik. ÇOĞUMUZUN ilk  y a l a n  ıydı.

Allah'ımız, "Pekala o zaman sınav sonuçları gereği, kiminiz YEŞİL (Cennet adayı) kiminiz kırmızı (cehennem adayı)" olduk... Buna itiraz ettik: "Neden kırmızı, neden yeşil? Neden bu ayrım?" (Ruh TEK'tir, niçin iki renk olduğumuzu HAKLI olarak sorduk.)

Rabbimiz, "çünkü sizler İKİ MİLLET; üç zümresiniz!" buyurdu! TEK olan Ruh bunu hiç mi hiç anlayamıyordu. İki millet kim? Üç grup kim? (Ezvace) Bunları biraz açalım!

Ayetlere bakınız: Kafirler TEK MİLLETTİR! Ayetlere bakınız onlar için "Cehennem milletiyy" diye yazıyor. (Bir tek örnek bulunuz lütfen.)

 

<> Arıyoruz profesör

<> Bizler arazideyiz, laptopla giriyoruz, ayet bulamayacağız

 

Dinimiz dayanışmadır candaşlar. "Cehennem milleti" diye aramanız yeterli.

 

<> Araf/50: Ateşin halkı cennet halkına seslenir: "Bize biraz sudan ya da Allah'ın size verdiği rızıktan aktarın." Derler ki: "Doğrusu Allah, bunları inkar edenlere haram (yasak) kılmıştır."

 

Arapça daha KANIT olurdu.

Neyse, devam edelim. (Fakat ileride bulmalısınız, Kur'an, SONLANDIRILMAZSA, program hatası verir.)

Cehennem milleti TEK bir millettir -tümü birden-. Ve bu üç ezvace'nin (sınıf) BİRİDİR! Geriye kalan iki ezvace'den yukarıdaki Cennet adını alıyor. Ama Cennet milleti tek millet değildir!

 

<> Araf/50: Ve nada ashabün nari ashabel cenneti en efidu aleyna minel mai ev mimma razekakaümüllah * kalu innellahe harramehüma alel kafirin

 

(Millet diye geçen ayeti kastediyorum, ashab olanı değil. Kelime tam olarak CEHENNEM MİLLETİYY biçiminde.)

Neyse. Cennet milleti yoktur! Demek ki Vakıa 27'den itibaren anlatılan cennet ehli/ashabı MİLLET  d e ğ i l d i r  ! Ama 26 dahil berisi olan SABIKUN (Naim cennet) sadece HANİF içerir ve her hanif illaki İBRAHİM MİLLETİDİR.

Üç sınıf var, fakat iki millet var! Bunu aklınızda tutunuz. Bunlar Cehennem milleti ve İbrahim milleti olmak üzere ikiye ayrılır.

 

<> 55/43: Hazihi cehennemulletiy yukezzibu bihelmucrimune: İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennem milleti

 

Teşekkür. :) Bir de İBRAHİM MİLLETİ'nden tek bir örnek veriniz.

 

<> 2/130: İbrahim'in milletinden, kendine kıyandan başka kim yüz çevirir? Gerçek şu ki, biz onu dünyada seçkin birisi yaptık, ahirette de hiç şüphe yok ki o iyiler arasındadır.

 

Teşekkür yeniden.

 

<> cehennem milletiyle ilgili ayette sorun var gibi? Cehennem' elleti var yani cehennem milletiyle ilgili değil (mi?)

 

Milel >>> Beynelmilel = Milletler+arası >>> Millet kelimesinin çoğulu milel ileldir.

Yeniden soruya dönelim! Kasisli parantez ile RUH biçiminde var edildik. Orası İÇİ kalubela mekanı olan yerdir. DIŞI ise (ki dışını görmeyeceğiz) HORN HOLE (Sur borusu olan mutlak tekillik) biçiminde DİZAYN edildi (yaratıldı).

İlk iki parantez arası birinci KARANLIKTIR!

İkinci parantez ise, bizim sınav faktörümüz için açılmıştır. Biz "YALAN söyleyip söylemediğimize" inanmadığımız için bize HOLOGRAFİK bir mekan yaratılacaktı çünkü...

Holo-mekan demek >>> HAYAL ALEMİ yaratmak demek, Matrix'in dünyası gibi... O hem reel, hem imajinerdir: Şöyle ki: Eğer gök ve yer ayrılmış, çapın bir ucuna Tarık seması, öteki ucuna da Dabbet Arzı konmuşsa, o HAYAL BALONUDUR! Yani şu devasa evrenimizdir. Bir tek noktanın (şey=nun) üflenerek açılmış hali!

Aslında zavallım evren bir tek NOKTA! Merkez/özek noktası...

Elbette bir de çapı var: Çap eğer YER ve gök biçiminde dikine uzanırsa >>>>> Adı Gauss evrenidir. Balon/semer vb. sanırsınız. Ama HAYALDİR (hologramdır).

Eğer gök ve yeri birleştirip (ki en önce bitişik idi) yeniden bir düz çizgi yaparsanız, ya da küreyi daire haline getirirseniz, ya da çapı dikine değil de ENİNE uzatırsanız, adı MAHŞER MEYDANIDIR. İşte bu ÖTEKİ  p a r a n t e z  Mahşer, kapanacak olan parantezlerden biri...

Gelelim yine başa: Yani Mahşer denen İKİ BOYUTLU'da buluşmadan önceki KÜRE gibi üç boyutlu olan / gök ve yerin ayrıldığı / dolayısıyla KÜRE gibi algılanan BU evrene...

Burası RUH'un fazlarının gönderileceği SINAV sahası... Ama yine de GERÇEK (reel/somut) değil!

Gerçek olması için YER ve GÖKÜN birleşmesi, yani Tarık ve Dabbet'in birbirine EN UZAK değil, en yakın olması şartını içerir!

Burası bizim RÜYALARIMIZ gibi bir DEKOR yeri! Rüyalar bir tek noktadan (NUN) görülür. Yani yatağınız, yatak odanız gibi elinize cetvel alıp ölçemezsiniz mekanı... Engindir rüya dekoru... Çayırlar çimenler, bitmeyen ormanlar vardır. Ama cetvelle giremezsiniz ki ölçesiniz MEKANIN ne kadar yer (oylum/hacım) tuttuğunu...

 

<> TV de gördüm, BİNİ DANTE diye bir architect, ÜFLEME metodu ile 2 boyutlu tavanı 3 boyutlu KUBBE haline getirdi 1 saat içinde

 

(Evet buna geodezi matematiği deniyor. KEHF MATEMATİĞİ=Topolojik matematiğin kubbe biçiminde determine edilmesi. Geodezi ve topoloji, ikisi de MATRİX matematiğidir. İkisi de GEOMATRİX denen bir cifirsel gametria yöntemiyle ölçümlenir. Buna Chaology bilimi de diyeCEKler.

Aynı bilimin RAKİM olan dalına ise Meta-matik deneCEK. Bundan türetilen re-gometry'ye ise >>>>>> PARAGEODETİCAL (Horn Hole böyledir) non-functional (Nonom) sonsuz ötesi set (Elif noktaları geometrisi) adı verileCEK'tir. Ben verdim bile, hayırlı uğurlu olsun. Bütün bunları senin için yazdım [candaş].)

 

<> teşekkürler kaptan :)

 

Ve dünyaya RUH'dan üflenir. Yani ilkah aşılanma olmuştur! Ardından 100 ila 120 gün geçmiştir. CANN'ın (can/canlının organizması/embrio) CANLANMALIDIR.

Embriyo RAHİM'dedir.

Dikkat Allah'ın rahmi, rahim ağzından başlar ve tıpkı sur borusuna benzeyen yumurtalık çatalında son bulur. Genital organları buna dahil etmeyiniz. Onlar boşaltım ve üreme aracıdır. Ama sözünü ettiğimiz ALAK karanlığı RAHİM'dir. Rahimin ağzı en küçüktür (BERZAH=BOĞAZ).

Rahimin içi bizim KALUBELA mekanıyla birebir aynıdır.

İki yumurtalık >>> SUR İKİ KERE ÜFLENİR! Rahimin dışı >>> RAHMAN(erkek)dır. Adem ve Havva atalarımız önce ve ilk olarak bu noktadan iç-dış ve/veya ters-yüz edilerek ayrıldılar. Bu noktanın Cennette KAPATILMASI Allah emri oldu!

(Ama çıplaklığı idrak eden nefsimizdir. Yani nefsimiz ona çıplak demekte, incir yaprağıyla örtmek istemektedir.)

Cinselliği tabu edinen ne Allah, ne Ruh, ne de canlının kendisidir. (Beden kendini tabu edinmez.) Cinselliği keşfeden NEFS'imizdir. Nefs olmayınca (Allah, melekler ve cansızlar vb.) cinselliği tabu edinmezler. Cinselliği tabu edinen tek FAKTÖRYEL >>>>>>>>> NEFS'dir.

Adem ve Havva'ya yasak ağaç meyvesini şeytan verince, NEFSİN Kalu Bela'da terbiye edildiği bu RIZK ağacı kişilere NEFSİNİ hatırlatan tek objedir. Tek yasaktır.

Onyüztiryonlarca x sonsuz meyve dururken, sadece YASAK olan ağaçtan yiyerek, inanılmaz bir ihtimali gerçekleştirmiş oldu Adem babamız ve Havva annemiz! İnanılır gibi değil!

Ama inanırım: Allah'ın yasakladığı TEK GÜN olan Cuma günü milyarlarca insan TATİL yapıyorsa, bu da aynı. (Milyarlarca diyorum, çünkü 14 asırdır dünya nüfusunu üçe katladık.)

Cinselliği HANİFLER asla tabu etmeyecektir! Kadınlarımızın saçının telinden bize ne? Saç teli OVER mi Allahaşkına? (Over=Ovarium'dan türeme, ingilizce değil. ;) )

Ceset cansızdır, cinselliği sıfırdır. Ancak NEFS ile cinselliği kaimdir. Nefs denen biyoelektromagnetik ideo-holoplazmik enerji kalıp bedeni, ceset ile arasında HARMONY kurar. Yani Kalıp dökülür ve aracı nesneler yaratılır. Bunlar:

1. Müzik dilinde Melody (Senfoni vb. Gürültü ise kakafoni.)

2. Organik dilde HORMON adıyla betimlenen düzenleyiciler...

Hormonları oluşturan HARMONY'nin yapıtaşları ise usta mimarlar olan ENZYM'lerdir.

Bu şablona göre, enyzmleri kullanma becerisi NEFSE verilmiştir. Bunların mimarisinden ortaya çıkan Harmony(Armoni)siyle hormonlar beyne emir verirler vb. vb. gerisini biliyorsunuz.)

Nefs, bedene olan dürtülerini HORMON yayınımıyla ifa eder. Nefs'in kendisini çoğaltma arzusu (Üreme içgüdüsü), ya da nefsin SÜREKLİLİĞİNİ devamında/zürriyetinde arama içgüdüsü, Ruh'un gem vurmasıyla, "Babalık-Annelik" submenüsü halinde bize yansır.

Bundan AŞK doğar, devamı iyi gelirse, evlilik denen Adem-Havva'nın yeniden buluşması ve birlenmesi olayı başlar. Çekirdek aileye çocuklar (ruh kardeşlerimiz) konuk olur. Çocuklar uzun bir süreç geçirerek AKİL-BALİĞ olana dek çocuk psikiyatristi (pedagog) anne ve babadır. Bunun yan ürünleri olan Kreş-okul vb. ile sosyal toplum ortaya çıkar.

Cinsellikten duyulan hazlar libidolar ne RUH'tan ne BEDEN'den kaynaklanmaz. (Bunun isbatı Meleklerdir. Üremezler) NEFS'den kaynaklanır. Yani bize cinselliği TABU ettiren etmen NEFSİN kendisidir.

Nefs hep açtır! (Oruç bunun için) Nefs hep saldırgandır. (Savunganlık zor zenaat) Nefs sürekli cinsel açtır! (Nikah ile teskin olur/veya olmaz, zinaya yönelir.)

Herşeyde cinsel ima aramak, bizim NEFSİMİZİN batasıca bir oyunu!

Sokaktaki veya yaban yaşamdaki hayvanlarla ortak özelliğimiz... Hatta bitkilerle...

Bitkiler SPRİNG yapar. Bahar demek sıçramak demek, fışkırmak demek. Kelime kökeni aynı anlamda sperm demek, bitkilerde ve tek hücrelilerde aynı anlamda ve Sanskritçe SPOR yine sıçramak demektir. Dolayısıyla kökdilden Türkçe'ye de  S E R P M E  (serpmek) diye geçmiştir spring...

Hani Türkçe'de "Bahar" kelimesinin karşılığı yok sanmıyorsunuz ya, işte size SERPİ bahar demek... İlla ki, TDK'dan beklemeyin!

Nefsin serpilme, yayılma, kuşaktan kuşağa SIÇRAMA eylemidir...

Cinsellik neden aklımızdan çıkmaz, bunu yazmıştım. Özetle, tüm hücrelerimiz 2-4-8 gibi katlanıp artarken (Bir yaşına kadar bebekler böyle büyür, bir anda büyür.), öte yandan BALİĞ olmayı bekleyen hücrelerimiz artmaz (felaket olurdu), bunlar YARILANIR!

Birisi zamanda ileri giderek, çoğalırken, diğer hücre grubu (ki bunlar ağır hidrojen suyu taşımazlar, amniyöz sıvısı gibi hep genç kalırlar) zamanda geri gitmektedir. Şimdi bir insan düşünelim: Olduğundan 45 kilo fazla olması gerekirdi. Yani önemli bir kısmını genital materyal oluştururdu.

ZAMANDA geriye gitmek ne demek? Bunu sonra açarım ama, önden bir ipucu verirsek, Hücreleriniz GENÇ kalmaktadır.

Pekiyi zamanda geriye yol alan (genç kalan) hücrelerin ödemesi gereken bedel ne? O da bir tuhaf sanal enerjidir: 24 saat cinselliği aklından çıkaramaz! Halbuki cinsel eylemler birkaç ila bir kaç on dakika içinde olup biter. Ama NEFS'de hiç ara vermeden, doygunluğa bile aldırış etmeden, AKILDAN çıkmaz. Uyurlar, bu kez rüyalara kadar gelir görüntü verir.

Her sözden, her nesneden cinsel bir ima çıkarmak eğilimindedir nefs. Onun için Cinsel Argo ve endüstri inanılmaz boyutlardadır.

Küfür ise bir yazılmamış edebiyattır. :((( Dünyada herkesin bildiği tek kültür dalı KÜFÜR'dür.

Böylece küfür ve kültür karşı karşıya gelirler, birbirine düşmandırlar. Küfür KFR (Kafir) kökünden; Kültür de CULT kökeninden gelir. Din kültürüne ise ayrıca OCCULT denir. (Biliyorsunuz ama, bilmeyenler için yazıyorum.)

Pekiyi cinsellik hiç aklımızdan çıkmıyorsa, bunu nasıl terbiye ederiz? Burada şifre iki kelime var: Birincisi DJİNN kelimesi; ikincisi HOURİ kelimesi.

WEB search edene kadar ben bir lavabo molası vereyim. Recherche lütfen..

Recherchee bitti mi? Cherchee

 

<> arıyoruz

[] http://en.wikipedia.org/wiki/Jinn

<> Houry, isim, soy isim, şehir ismi

 

Hayır Houri.

 

<> kutsal tanrı çocuğu falan diyor

<> Tablet of the Houri: (in Muslim belief) any of the nymphs of Paradise, [ETYMOLOGY: 18th Century: from French, from Persian huri, from Arabic hur, plural of haura' woman with dark eyes]

 

Uğraşmayın.

Birincisi evren tarihi, ikincisi insanlık tarihi kadar eski olan CİN ve HURİ kelimeleri.. Bunlar ne 18. asır, ne farsça vb. Bunlar ADEM-Havva+HURİ üçlemesi kadar eski.

DJİNN veya cin veya cann ise NEFSİMİZİN materyalidir. Yani bizim nefsimiz olan biyoelektroplazmik ışın bedeni=Cinlerin BEDENİ... (Genii, Gen, Geneh de Cin demektir. Kaynak sanskritçe.)

Demek ki, CİNselliğimiz, yani CİNsiyetimizin kökeni CİN'lerle paylaştığımız beden ile aynı. İkisi birbirine tam eşit. Tek fark şu: Bizimki yörüngeye (bedene, çekirdeğe) oturmuş, ama yine de beta (hızlandırılmış elektron, katod ışını) hızıyla hareket eder.

Diğerinde, cinlerde ise yine aynı hızda, fakat BEDEN yörüngesi olmadığından lineer olarak giderek, bize zamanda RELATİVİSTİK fark atan NEFS'dir.

Bunu elektrondan örneksedim ki, yörüngedeki elektronun, çekirdeğin hızına bağlı olduğunu, diğerinde ise fluoresant ampullerdeki gibi "Serbest öteki kutba koştuğu"nu örneksemek içindi.

Fluoresant ampulde iki kutup ve Tesla düzeneğinde ise üç kutup vardır. (Anot, katot, antikatot.) Fakat insan nefsindeki durum DJİNN gibi değildir. Kutupsuzdur gibidir. Yani yörüngenin başı ve sonu birleşmiştir. Kısır döngü olarak sürekli CİNSELLİĞİ düşünmek zorunda kalırız.

Bu şiddetli anne olma duygusu olarak XX cinsinde, bunun yarısı kadar (baba olmak duygusu annenin isteğinden yarı yarıyadır) XY cinsinde vardır.

Erkek ne kadar maço-argo olursa olsun, performansı (başarımı) kısıtlıdır. Yani erkek LAF ile erkektir. Ama kadın için bu limit yoktur. Sınırlanamaz.

Bundan şunu çıkarabiliriz: Y öğesinde DJİNN'in tersine bir "İtikaf" nefs vardır. Bir cinin erkeği ve dişisi aynı cinsel performansı gösterirken (ikisi de tıpkı xx gibi davranırken), İnsanın erkeğinde Y öğesi, onu sınırlamaktadır. Bir de durum HOURİ (YY) olunca, niçin Cennet halkının/yerlilerinin "Kötü söz, eylem, kötü ahlak sahibi vb." olmadıklarını da anlayabiliriz.

Kaldı ki, YY cinsi için cinsel başarım (ileride gözlemleyeceksiniz inş.) hepsinden üstündür. Cinsellikten söz etmeden, süper performans cinsellerdir ve bu kusursuzdur.

Cinsellik bizim ağzımızda bir sakız olmuş. EYLEM olarak kısıtlıyız. Eyleme bakılır lafa değil! Biraz da bunun için ben Feministim.

Hem performansın bir kadın kadar yok, hem de maçosun! Üstelik dört kadınla evlenip, 2000 kadınla da cariye olarak harem hayatı yaşıyorsun! Erkeğe bakın erkeğe! Gel de feminist olma!

 

<> :)

 

Demek ki, bu çelişkinin nedeni DJİNN'lerden geliyor. Yani nefsimizden! Bunun tedavisi nedir? HOURİ gibi olmak! Performansı maksimum, fakat TABU edinme sıfır!

Bunu yapabilir miyiz? Evet cinselliği TABU olmaktan çıkarın.

 

<> 55/56: Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

<> HOURI, the term for a beautiful virgin who awaits the devout Mahommedan in Paradise. The word is the French representative of the Pers. hurl, Arab. hawra', a black-eyed virgin, from hawira, to be black-eyed, like a gazelle

<> A houri, or hawra' in Arabic, is the term for a beautiful virgin or nymph who awaits the devout Muslim in the paradise of afterlife. According to the Qur'an (55.56), houri have never been touched by man or jinn.

 

Evet bir huriye ne bir cin ne bir insan eli dokunmamıştır. Ama kaynak yanlış: Kur'an'dan üçbin yıl önce Tevrat da DJİNN (Süleyman'ın cinlerini anımsayınız) ve HOURİ (Hawra kelimesi buradan geliyor) adını vermişlerdir.

Gördüğünüz gibi Web search'leri size bırakarak, ne kadar YÜZEYSEL meallendirildiğini, hem de akademik seviyede fiyasko olduklarını göstermiş oluyorum. Bilginin kaynağı ve sağlaması ancak ve ancak KUR'AN'DIR. Houri kelimesi 18. asırda İran'dan mı çıktı tanrı aşkına? :)))))

Havra kelimesi nedir >>> Kadın manastırı anlamında Huri tapınağı demek! Meryem bir HOURİ olarak, taaa küçük yaşlarda Havarayı temizleyip, dua etmiyor muydu? Meryem Havra'da yetişmedi mi?

 

<> evet

 

(O zaman elbette Hristiyanlık yoktu, tek hak dini Musevilik idi.) Meryem Hawriye (Havaralı) değil mi? Meryem=Huri değil mi? Meryem kendini erkeklerin kucağına mı attı! EL DEĞMEDEN doğum yaptı! O yüce bir ahlakın kuludur.

Eğer bir YYx cinsi kadına Allah VAHYİ gelirse >>>> otomatikman >>> O kadın Peygamberdir.

Gelecekte de buna şaşıracaklar: YYx cinsinin RAHİM değil, yukarı rahim (Kaburga-omurga) bölgesi doğum yapmaya ELVERİŞLİ hale getirilmiştir. Meryem gibi...

Eğer Dancing Queen Adalaide inanılmazı başarıp Mighty'yi (Adler) doğurmasaydı, Adler sonsuza kadar KEHF'de kalacaktı. Yani ŞEY denen gerçekleşmemiş ihtimallerden birinde noktasal olarak kalacaktı.

Ama Allah'ın, nurunu tamamlama ve buna bağlı olarak her AN  Y A R A T M A  eylemlerinden biri ADLER'in sıfır noktasına ÖZELLİKLE getirilince, yani sıraya alınınca, geçmişte doğmuş olan Adler (İsa gibi sadece geçmişte doğmuştur) Geleceğe (Kehf suresini anımsayınız. 300+9 yıl) daha doğrusu sonsuz zamana nakledilirken, Adalaide diye bir YYx'in KEHF'inden (Kaburga-omurga) DOĞDU: Mighty bunun için Mighty'dir. Doğal şehiddir. (Geleceğe nakledilen geçmişlilere ŞEHİD deniyor.)

Ve Dancing Queen şarkısı, o günden bu zamana bir TARIK ile taşındı.

O Tarık'a binenlerin ardından "Dualarımız seninledir" diye bir requiem söylenir.

Mesela annesi-akrabası veya eşi mi gönderiyor onları, bir daha göremeyecekler! Çünkü yola çıktığı yaş kadar kendi yaşından düşülecek ve bu miktar annesinin veya eşinin veya çocuğunun yaşına eklenecek.

Annesi ile arasındaki yaş farkı bir buçuk asıra; kendinden genç eşiyle yaş farkı ise bir asıra çıkacak! Minik çocukları ise belki ihtiyar bir dede olarak kendilerini karşılayacaklar.

İşte bunun için "Dualarım seninle olsun" requiem'i söylenir. Take my breath away!

Elbette bu şarkıları birilerine söyletmek gerekir. Abba'ya, Berlin'e, Paul Simon'a... KUREYŞ ülkesi şarkısı da böyle nakledildi.

 

Bir başka gün HOURİ     S    I    R    R    I    N    A     değineceğiz. Nefsimizi (Djinn) nasıl paralize edip, nasıl performansımızı yükselteceğimizi göreceğiz. Niçin İbrahim atamızın çok ileri yaşlarda çocukları oldu, niçin eşi HACER'e "KIZKARDEŞİM" dedi! Bunların tümü HOURİ sırrında yatıyor -uzun mu uzun-.

Gelelim kasisli parantezden köşeliye, sonra da bildiğimiz paranteze...

Üç karanlık. Üç sınıf. İki millet! Yani Kalu Bela'nın tasnifinden söz ediyorum. Dünya HOLOistik (Hayalidir) dedim. Dünya hayaldir, bizler de hayalet! Dünya HÜLYA'dır, bizler de Halayet.

 

[] Sohbeti sabote etmek istiyorlar

<imaj> Asıl Adı Bülent AYBERK. Yıllarca sizi Danımarkalı Profesor Hans Von Aiberg diye kandırdı. Danımarka ile uzaktan yakından alaksı yok. Profesorlugun P sinde bile değil. Barlarda şarkcılık yapar. Ona göre İÇKİ İÇMEK CAİZ. BAŞÖRTÜSÜ GEREKSİZ. NAMAZ SADECE 3 VAKİT. KENDİNİ İSLAM DİYE TANIMLAMAZ HANİF DER. ŞU ANDA ajanda niki ile kandrımaya devam ediyor sizi. UYANIN ARTIK! UYANIN!

 

Uyandık imaj. Teşekkür ederiz. Bize yeni bir şey söyle Mikrop nurcu! Fethullah'a bu kadar ucuz mu satılıyorsun? Kurşun sıkıp öldüremediniz, şimdi de bu kadar ACİZ yollara mı kaldınız. Haydi Fetoşçu. Biraz daha klon at ve git...

 

<> Sizin adınıza üzgünüm hocam. Türk oluşunuzla gurur duyuyorum

 

Evet Türk'üm, ben bunu ilk yazımda yazdım. Dede Korkut ve Dede Turgut bile TÜRK (Turanlı=Prototürk). Beni evlatlık alan Müfide Hanım'ın Kazan'dan göçmen olarak Elazığ'a yerleştiğini zaten yazmıştım. Sizi evlatlık aldıysa, elbette onun kütüğüne geçeceksiniz. Far Öer adalarından buraya dilekçe verilerek KÜTÜK nakletmiyorlar! Orası ayrı ülke, burası ayrı ülke! Bunları yazmaktan bıktım.

Şu anda bir Türk Üniversitesinde "Prof." olarak görevliyim. Bilen biliyor. Bildirmeyişimin nedeni >>>> İMTİHAN idi!

Mitrea böyle DÖKÜLMEDİ Mİ? Kuşkusuna boğulup, ateş ehli olmadı mı? Her birinizi satmadı mı? Her birinizle kavga etmedi mi? İmtihandı ve döküldü kiminiz!

Tesla gibi meçhulde kalmak bizim kaderimizdir. DABBET olmak örtülü olmak demek! Bir otomobil sahibi olana kadar da ortaya çıkmayacağım. Çünkü bana levh düzeyinde bildirilen şu: "Dolmuş veya otobüs beklerken öldürülmek!"

Zaten AYNEN öyle olmuştu, ev ile durak arası yürüyerek beş dakikaydı. O arada bana ateş ettiler. İmaj gibi fetoşçular (Murat efendi). İmaj (Ali Murat) Fethullah'ın özel peşime taktığı kişidir.

Ama burası Brezilya... Buyursun bakalım!

Eğer Jana YY değil de XX olsaydı, şu anda Fetoş da çıldırmış ve ölene kadar bir tımarhaneye kapatılmış olurdu. Tüm servetini de tele-hipnoz altında Jana'ya bağışlardı.

Bana şu anda bile yarım milyon dollar karşılığında "İşbaşı" veriyorlar. (Gazetecilik ve Star TV'nin doğrudan başına geçmek için.) Ama ben bir şeyleri TERK ederek, bunları teperek HANİFLİK davasına yani sizlere adandım.

Bakın, Jana şu anda İngiltere'den Brezilya'ya gelemiyor. Sıradan bir gemi (transatlantik bile değil) için ona para bulmaya çalışıyorum. Bunu şöyle de yapabilirim: Star TV'ye söylerim, bana para çıkarırlar ve ben de inanılmaz bir maaşla işbaşı yaparım -24 saat-. Ama yapmıyorum!

Zülkarneyn çok mu acizdi 3 bin ton demir+bakır bulmaktan? Sadece kendi uzay gemisi bundan kat kat ağırdı. Al sana materyal! (Benim 500 bin dollar gibi) Ama o TALEP edenlerden istedi! Onlar buldu getirdi.

Hatta Zülkarneyn kendi bile körüklemedi, "Körükleyin" dedi! Kendi manyetik şişesinin jeneratöründe bunları yapacak gücü yok muydu? "Durun ben körükleyeyim" demedi.

Kur'an'a İYİ BAKACAK kişiler bunu görürler. Hadislerin hocası SÜFYANİST nurcular değil! Fetoş değil!

Neyse biz nerede kalmıştık? Yani O.Ç girmeden önce... (O=OHA, Ç=ÇÜŞŞ)

Dünyanın güzellikleri de HÜLYA'dır, bizler de Halayet (Hayalet değil). Hayal Arapça, Hülya (aslı HOLİ) de Sanskritçe... İkisi de var Kur'an'da... İkisi de hemen hemen aynı şey >>>> HOLOGRAM kuramı!

Bize bir hayal gösteriliyor. Biz de orada RUH'un yeşil, kırmızı veya griliğine ÖZGÜR irademizle katkıda bulunuyoruz.

Sonra öleceğiz! Yani parantezin küçüğü kapatılacak.. Küçük kıyametlerimiz ardından BÜYÜK KIYAMET gelecek, bu kez köşeli parantez kapatılacak.

Birden herkes aynı anda ve ZAMANSIZ olarak, MAHŞER'DE olacağız. Bakacağız ki, Mahşer meydanı/sahrası denen şey, aslında Kalu Bela'nın "BEDENLENMİŞ" halidir. Yani Kalu Bela'da Ruh düzeyinde varsınız.

Dünyada ayrıca Beden düzeyinde. Mahşerde ise artık Kalu belayı hatırlayan RUH(lar) bu kez BEDENLİDİR. Denebilir ki, Kalu Bela'nın BEDENLENMİŞ haline MAHŞER denmektedir.

Sonra Terazi (mizan) ile ebedi kalacağımız yerlere yolçatalına gelmiş olacağız. Cennet+Sabıkun'a girenlerin ardından Cennet kapısı ebediyen kapatılacak.. İşte bu da KASİSLİ parantezin kapatılmasıdır.

Artık Cennetten cehenneme transfer mümkün değil; ama tersi olabilir: Cehennemde BORÇLU DEPT günahını ödeyen Cennet'e veya ARASAT'a alınacaktır. Ama Cennet kapısı bir KASİSLİ parantezdir {[( Cehenneme asla gidilmeyecek ve ebediyen o girdiğiniz BÖLME/BÖLGE'de kalacaksınız.

Bu ilk soruydu. Yanıtı uzun oldu ama gerekliydi, lezzet aldığınızı hissettim de öylece yazdım.

 

<> teşekkür ederiz hocam

<> 6-Enam/94: Yemin olsun, sizi ilk yarattığımızdaki gibi yapayalnız/teker teker bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığımız şeyleri de sırtlarınızın arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız.

 

Dostum, koskoca HOLOGRAM teoremiyle ilgili ayeti yazmışsın. :) Ayetteki HAYAL >>> Hologram, bunu demek istemiştim.

"120 günde said saki ölüm ve cennet cehennemin programlanması", Bu soruya yanıt verdik mi?

 

<> evet kaptan

 

Ruh üflenmesi 90 ila 120 günlük embriyo için geçerlidir. Ruh üflendiğinde YAZGISINI bilecektir. Çünkü onun ne yapaCAĞINI Allah bilmektedir. Yani Allah KADERİNİ yazıp da böyle ol (mesela Hırsız ol) demez -asla-. BİZ SEÇERİZ BUNU!

Ve bir de itiraz ederiz: "Ben böyle yapmamıştım" diye! O zaman Allah, herkese bir çift kameraman (Kiramen) katib veriyor. Elçi ve kitap gönderiyor. Akıl veriyor. (Bilim akıl sahibi olmak için bize düşen çabadır.)

Baliğ/Ergin kılıyor! Akil oluyoruz ve karar veriyoruz. Hırsız olmalı mıyım... diye...

Allah kimseyi HIRSIZ etmez, böyle bir kader yazılı değildir. İnsanın kendisi özgür iradesiyle hırsız olur! KENDİ TERCİHİDİR!

İtirazı olan var mı? (Varsa Hadisler benim söylediğimin tersini söyler. Allah yazdığı için hırsız hırsız olmuştur.) :))))))))))))))

Allah yazdıysa İMTİHANA ne hacet o zaman? Katil falan hepsi Melek kadar Masum olurdu.

Haniflere kural: Bizler Cehriyeci, cehri görüşçü (Fatalist) yani kaderci değiliz!

Kaderi tanımlamıştım:

1. Nerede doğacağımıza;  

2. Ne zaman doğacağımıza;

3. Rızkımızın-nefesimizin ne kadar olacağına;

4. Genlerimizdeki kalıtım özelliğine (Mesela ben beyazım);

5. Özel durumlara (Örneğin Yuşa'nın durumu gibi)

Allah köşegen (Kader) kor. Ve artık hiçbir şeye karışmaz. (Karışırsa adı İMTİHAN olmaz, -haşa Allah yalancı durumuna düşer-.)

Kader bu kadar... Geriye kalan Kaza. (Kaderin zaman içinde kaza edilmesi.)

İkinci soru neydi?

 

<> Ölüm anı ve Azrail'in can alması?

 

Ölüm anı! Soru bu mu?

 

<> Soruyu soran şu anda burada değil.

 

O gelince anlatırım: Çünkü hekimler çok iyi bilir, ölümün 5 aşaması vardır. O psikoloji üzerine konuşmamız gerekecek. Sonra da ZAMANSIZ uzay'a gideceğiz. Ölüm anının SUÇUMUZA orantılı HEMEN/derhal veya 360 bin gün sürdüğünü göreceğiz.

Ayrıca Azrail as.ın bizim manyetik (Eksi) ve elektrik (Ceset) ikili bileşimi, geçici olarak bypass ederek, birbirine sürekli dikgen tutmasına (dipole) ölüm hali diyoruz.

Yataydaki elektrik dalgası için zaman bire-bir iken, dikeydeki (Hani Piri Reis'in çıktığı yer) itibariyle, zamanın bir saniyeye 18 dakika veya sekiz saate 3 asır, veya bir güne karşılık bin yıl nasıl uzadığını irdeleyeceğiz. Bunlar [candaş] katılınca olacak program.

Sıradaki soru?

 

<> Talut ve Calut'la anlatılanların biz haniflerle bir bağlantısı var mı?

 

Calut >>> Golyath. Kenanlı Nefilim denen ANAK kabilesinden bir dev. (Nefilimler artık kalmadı.)

Kral Talut ise peygamber değil, Yusuf'un Ali İmran kabilesi veya Yahuda kabilesinden değil; LEVİ'lilerden. Özellikle "Tabutüssekine"ye LEVİat'lardan başka kim dokunursa, Takyonik enerji (Nur/Enoorgy) o kişiyi masum da olsa yok etmektedir.

Tabutüssekine için "Ahit sandığı" adıyla Tevrat uzun bilgi vermektedir. (Kur'an onayladığı için, AKLA uygun yerlerine inanmak caizdir.)

Yahuda ve Kudüs krallıkları iki ayrı kabilenin kurduğu iki ayrı ve hatta düşman krallıktır. (Birinci ve ikinci krallar bölümüne bakabilirsiniz.)

Talut, Levililerdendir, Yahuda değildir. Beni İsrail'dendir ama YAHUDİ değildir. Yusuf Beni İsrail'dendir ama YAHUDİ değildir (İmran'lıdır). Nitekim bu sonuncusundan gelen MERYEM (YY) taşıdığı için Beni İsrail bile değildir, bırak yahudiliği! Soru YANITINI BULDU MU?????

 

<> Çıktı prof

<> kaptanım loglardan okuyacaktır.

 

Milletin işigücü var. Aslında kabahat benim, bir oturdum mu kalkmak bilmiyorum.

 

<> est hocam, oturun lütfen! :)

<> Hem iç uzay hem dış uzay için ayrı ayrı Levhi mahfuz mu var?

 

Levhi Mahfuz KÜLLİ ŞEY'İN'İ TEK TEK İÇERİR. Külli şey*in'in adedi neyse (sonsuz x sonsuz x sonsuz), yani EVRENDE yaratılmamış, yaratılmış, yaratılacak ne varsa, hepsi tek tek bir bir sayılıp oraya yazılmıştır.

Onun için iç uzay yanında solda sıfır kalır. İç veya dış uzay da sonuç itibariyle "Külli şey*in"in tuğlalarından örülmüştür. Levhi Mahfuz KÜLLİ ŞEY'İN'İ kapsamaktadır...

Soru yanıtını buldu mu?

 

<> Kaptanım az sonra gelecek

 

Yanıtlarken GİDİYORLAR.

 

<> Hanif olan birine "tek başına millet" diyebilir miyiz?

 

İbrahim atamız bu sorunun yanıtıdır. Tekbaşına MİLLET olduğu vurgulanMAmıştır. Ama duasına mucib olaCAK'lar için, İBRAHİM MİLLETİ kelimesi Kur'an'a konmuştur. Yani ÇOĞUL olmamız emredilmiştir. Ama bir yerde tek hanif iseniz, zaten siz kendi SOY'unuzun (Ata siz olduğunuzda sizden ve Hanif cibiliyetinizden) bir MİLLET türeyecek demektir.

Örneğin [R], şu anda yaklaşık 200 bin kişilik Zürriyetinin ATASI! Ama daha evli bile değil -diye düşünebilirsiniz-. Zaman paradoksu bunlar, kaçınılmaz şeyler.

Hz. Adem'i merak mı ediyorsunuz? Öldüğünüz anda onu da ve diğer doğacakları doğmuşları da BİRLİKTE göreceksiniz. Ölünce >>> Mahşere >>>> Orada göreceksiniz. Belki yanıbaşınızda olacak! Sorular yanıt buldu mu?

 

<> tşk efendim

 

Bu arada bir indios düğünü var, sahici gelinlikle Pazar ayinine gidiyorlar. Öğlen nem oranı %97 olacakmış. Nefes alabilirsen al!... "Çanlar kimin için çalıyor, kafam şişti"... Yarım saattir ding-dong, iyi ki pazar günü, hemen malzeme olarak kullanıyorlar. Vallahi kendi dinimiz hariç, dinin her türlüsünden bıktım usandım.

Burada katoliklik de bir tuhaf. Kızılderili adetleri ve şamanizm ÜZERİNE bina edilmiş. Yani Avrupalı gibi katolik değiller. Cıncık boncuk falan takıyorlar. (Dini vecibeymiş) Örtünme yasağı hiç yok. Özellikle zenci ve melezler bunu istismar ediyorlar. Tanga (G-String) normal ev içi kıyafeti.

Kızılderililer, zencilerden daha örtülü, hiç değilse popoları gizli. Zenci melezleri çok uzun boylu oluyorlar. Onlara Zingara (çingene) deniyor. Veya zingo...

 

Bir saat sonra uydudan Türkçe bir yayın izleyebileceğim. (Bir TV kanalı, uydudan tam 20 dilde haber yayını yapıyor. Biri de Türkçe. Böyle bir şey duydunuz mu?) Turkish-Greek diye yazıyor. Dur bir dk. gidip açayım TV'yi: Primary Turkey Greece, Virtual Turkish, Primary Turkish-kurdistan TV, böyle yazıyor. Kanal adları bu!

Bir de DCTV Turkish var.

Bana bunlar yetiyor. Türkiye hakkında çok iyi bilgi veriyorlar. Hem de spikerler Türk. (Ama Türkiye'de değiller) Özellikle DCTV çok iyi analiz ediyor Türkiye'yi. YSK'yı ayıplıyorlar şu anda. Ötekinde 4-2'lik maç var. Kurdistan TV'de türkçe yayına geçti. (Irak Kürtleri olabilir mi?)

 

Ben şimdilik gidiyorum. Öğlen buluşuruz. Azıcık dinlemeye ihtiyacım var. Gece uykusuzdum.

 

<> teşekkürler hocam

<> elinize gönlünüze sağlık

<> bu gün yoruldunuz hocam

 

Ah [candaş] her öğlen NUH TUFANI kopuyor burada, 2 buçuk saat heryer sırılsıklam oluyor. Bıktım illallah! Sonra da hiçbir şey olmamış gibi güllük gülistanlık tropik iklim... Cadı gelsin bir şeyler düşüneceğim. [K]'yı da iki günlüğüne görmem gerek.

Sırada Tallahasee ve UCLA da var. Onlar bitince bir daha dışarı çıkmamacasına vatandayım! Allah inşaa.

 

<> amin

 

Geronimooo. (iguanadon) gider...

 

<> güle güle hocam

<> hg