Chat n° 256 - Tarih: 29 aralık 2004

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan msccp10SCE_ nickiyle bağlandı

<> selam selam kaptan hoş geldiniz

 

Hoşbuluşturana hamdolsun. Saygıdeğer başkanım ve sevgideğer Jury, öncelikle herkese selam ve selam. Ben hakkınızı helal etmenizi arz ediyorum.

 

<> helal olsun o ne demek efendim...

 

Çünkü tanıştığımızdan beri ilk kez KURALDIŞI olarak chatler'e bilerek katılmadım. Yani 22 aralık sonrası chatlerden söz ediyorum. İlk kez keyfi olarak kaçtım -hasta falan değildim, yasaklı değildim, sansürlü değildim- benim için çok zor günler geçiriyorum. Ancak kendime geldim.

Hiçbir yas üç günü aşmamalı diyen bendim... sanırım üçyüzyıl sürecek...

VEKEM

Bu programa ben onay verdim.

V (check out işareti) aynı zamanda VELVET (kadife) anlamını taşıyordu. Kadife yumruk kelimesine kahrolası ben onay verdim.

VEKEM'in son harfi olan (To be'nin birinci tekil şahıs için) İMZASI >>> (I-a)m. Bu 'm harfi ile inanılmaz bir suç yüklendim.

86.543 ölü yarısı da Hızır'ın öldürdüğü çocuklar...

VEKEM kadife gibi gelmedi balyoz gibi indi. En yumuşak alamete rağmen balyoz olarak geldi.

Size bir bilim kurgu bir HA-VET anlatayım mı?

 

<> lütfen

 

Bugün çay değil içki içiyorum -aslında üç gündür içiyorum-. Aklım başımda, benim sarhoş, cinli büyülü vb. olmam imkansız. Bu rahatlıkla bana olan güveni devam ettirelim lütfen...

Sizi de bu anlatacaklarıma interaktif olarak almak istiyorum. Hazır mısınız?

 

<> evet

 

BANDA ACEH, bu nedir?

 

<> endonezyanın kuzeyi; sumatra

 

Ben şimdi kendime bir sert kahve yapacağım.

VEKEM'den önceye gidin, geçmiş yıllara... ACEH nedir? Ne idi?

 

<> gelecekte haniflerin kalelerinden biri ancak şu anda endozya adalarından biri

 

Evet... ACEH Adler'in kalesi. Birkaç yeni devlet oluşturmak zorundaydı SİSTEM, onlardan birisi. Tümü ay-yıldızlı olan, sadece nunavut ve Grönland ayyıldızı olmayandı, hatırladınız mı?

 

<> evet

[] http://hanifislam.com/mih/wp-content/uploads/2017/01/kova-burcu-wow-hi.jpg

<> Aceh eyaleti, Endonezya'nın başşehri Jakarta'nın yaklaşık 1000 kilometre kuzeyinde bulunuyor.

[] https://www-tc.pbs.org/frontlineworld/stories/indonesia605/images/indonesia_map_detail_lrg.jpg

 

ADLER önce Avrupa'dan çıktı. Sonra -bundan üç asır sonra- Ummul Qaiwan'a sığındı, bu arada taktik geri çekiliyordu. Yani bilinçli olarak (Rusların Moskova'yı boşaltıp, tüm yiyeceklerini yakıp Napoleon ordusunu açlıktan ve soğuktan öldürmeleri gibi) bunu yaptı.

 

[] http://www.dookolaswiata.pl/kraje/bliskiwschod/zea/zea-mapa2.gif

 

Sophist/sophianist ordu Hint okyanusundaki mercan adaları çevresinde oturtulmuş aquapolis/atlantis yüzer kentlerini sırf Adler orada saklanıyor olabilir diye  İ S L A M İ   H bombalarıyla yok etti.

HARİTANIN DEĞİŞTİRİLMESİ gerekiyordu. Harita değiştirilmeli ve hedefler vurulmamalıydı. ACEH     S    O    N     direniş kalesiydi Adler'in... Orada herşey YA HERRU YA MERRU!

Ve ACEH vuruldu, 24 Aralık itibariyle. Asıl adı ACE-HORASAN olan bu yer tam 13 milyon  H A N İ F  şehid verdi.

 

<> "Ölü sayısı her dakika artarken, Birleşmiş Milletler yetkilileri, sadece Aceh bölgesindeki ölü sayısının 50-80 bini bulabileceğini söylüyor."

 

Sofistler bu kaleyi düşürdüler. ADLER ikinci kez yokoldu! Temelli yokoldu! Süfyanilik kazandı.

Jana derhal zamanına döndü. Oluşan ZilZal enerjisi de "GERİ verildi". Her enerji zamanda ileri yol alırken ZilZal enerjisi zamanda GERİ yol alır.

H A R İ T A  değişmeliydi yani ACEH 300 yılda en az 300 metre KAYDIRILMALI idi. Kİ hedef vurulmasın, Adler kurtulsun, ACEHORASAN kurtulsun.

Şu anda bile ACEH gerçek yerinde değil tam 47 metre Güneybatı'da. Bunu uydu haritalarından da görebilirsiniz.

TSUNAMİ başka ÇAT dalgası başkadır. Tsunami bir doğa olayıdır, ama ısrar   Ç  A  T   diye lanse ettiğim "ZİLZAL" bambaşkadır. Kozmik primerler gibi kaynağı yoktur. "Şu noktadan başladı" diyemezsiniz.

Onu Okyanus dibinde de aramayın. Çünkü onay veren mercinin bulunduğu yer (Dabbe arzı) dünyanın her yerine 6000 km ve/veya 24 dakika uzaklıktadır.

Acaba bu son cümle ile ben ne demek istedim. Lütfen katılın...

 

<> 2247'yerini koruyor mu efendim

 

Evet koruyor, ama VEKEM iznim ile...

 

<> gelecek kurtarıldı, önemli olan bu

<> tetik bu noktadan çekildi.

<> zaten gelecekte o H bombasını sumatranın kuzeyine atanlar bu zil zal enerjisinin açığa çıktığı son depremin asıl sorumlusu

 

Zaman enerjisi deşarjı olan geri sekme-geri tepmeyle (feedback) zaman enerjisi takriben 17 şiddetinde yola çıktı ve on şiddetinde geçmişe ulaştı. Bu büyüklükte ASLA bir deprem görülmemiştir. Zaten deprem değil, yani tsunami değil ÇAT vuruşu.

Tsunami'yi (Zilzal suresi gereği) yerin doğası oluşturur. ÇAT ise zamanda sıçramadır. (ÇAT=KAVL diye geçer kur'an'da. Ayrıca İza zülzileti...)

 

<> zaman enerjisi bu günden bilinmediğinden zaten bu konuları bu günden bizden başka kimseye izah edemezsiniz kaptanım, sonuçta bu bir sünnetullah kaptanım

 

Tesellilerinize teşekkürler ama bu pek KADİFE olmadı. VEKEM'in VELVET ile başlayan kodu beni onaylamaya itti.

 

<> deprem nedeniyle yıkılan ev yok. Basında duymadım

 

Doğru bu hiçbir şeyi yıkmadı, sadece KAVL yüzünden ARZ ve doğal örtüsü olan DENİZler etkilendi.

Onay veren benim, heryere 6000 km uzaklıktayım. Bulunduğum yer DÜMDÜZ olduğunda her yere 24 dakika uzağım.

 

<> bir hafta öncesinde de antartikada aynı şiddette oldu, ya da daha az bir süre önce

 

Zilzal bunlar, deprem değil de ondan candaşlar... Antarktika dünyanın sigortası. Amazonlar akciğeri. Kudüs'teki efendimizin yükseldiği mescit ise herşeyin kalbi.

Evrenin beyni sadece ve sadece HANİF İBRAHİM'dir. Ondan başka hiçbir beyin yoktur. Alemin sağ eli Mekke, sol eli Grönland. (Bildiğiniz yerler)

Dünya Anne bir CANLI, yaşlı başlı fakat CAPCANLI, görseydiniz, dünya bir NİNE, bir anne anne, ortayaşlı bir anne.

 

<> Zilzal/1-4: Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı - 2: Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı - 3: Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman. - 4: O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.

 

Ben KADİFE bir alametim, kavlim var, bu kavli de sen yazdın:

"O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır."

Şu anda size O HABERLERİ anlatıyorum. Farkettiniz mi? Hissettiniz mi?

 

<> evet

<> zaten başından beri öyle idi

 

Bana bilim-kurgu yazarı diyebilir misiniz? Hayal alemi ne kadar geniş veya her olaydan kendisine pay biçiyor diyebilir misiniz? Derseniz vicdanınız rahatsız olur -sonsuza dek-.

VEKEM dedim, buydu.

HOP, UP, AB vb. dedim buydu, yani KAYNAĞI olmayacaktı, yerden gelmeyecekti, plakalardan gelmeyecekti.

"KAWL TEPEDEN İNECEKTİ". Vekem buydu.

Bir kadife alametim, kadifenin ne kadar pahalı olduğunu gördüm. Sadece Hızır dede 50 bin çocuk öldürdü, yüzmilyonlar kurtulsun diye...

Zaten sinyal belliydi: KREDİ BİTMİŞTİ müslümanların, ben o gün de böyle şok olmuştum.

Kredi nasıl biter? Hani tevbe kapıları son nefese kadar açık, hani asla Allah'tan ümit kesilmez -şeytan olursunuz-.

KREDİ nasıl biter?????????????? Güneş batıdan doğmadı ki?

Ama bir işaret geldi, KAVL nedeniyle dünya ekseni KAYDI. Bunu biliyor muydunuz?

 

<> hayır

 

Eksen KAYDI. Şu anda eksen ve uydu fotoğrafları AYNI değil! Dün dün idi, bugün başka. Eksenin türlü etkilerle kayması sonucu elbette ileride güneş batıdan doğacaktır -yedi anlamdan biri-. Ben haber veriyorum sizler araştırınız. EKSEN açısı değişti. Yakında bunu ajanslardan resmen öğrenirsiniz.

 

<> 23 dereceydi

 

Şu anda 22.5 yönünde yalpa yapıyor dünya.

 

<> bu gün açıkladılar efendim, uzaydan çekilen resimlerle açıkladılar

<> bugün ntv haberlerinde verdiler; birde gün uzunluğu 2 mikro sn kısalmış

 

Bilmiyordum, bunu öğrendiğime teşekkür ederim. Olması gerekendi. Bu yüzden üç gündür chat'e girmiyordum. Perperişandım.

O ayeti bir daha anladım: "Kendini parçalama...." diyen ayeti.

Alt tarafı 8-9 şiddetinde fakat ARZ'dan gelmiyor bu deprem, gelseydi ölü sayısı bir iki olurdu. Bu  Ç A D  (Kawl) depremi, kaynağı zaman enerjisi.

Jana ağırlığını E cinsinden çevirdi. Jana BOŞLUKTA -Adler'in yerinde-. Yakında Hawking de aramızda olmayacak...

Ve bir süre KAWL başınıza gelecek...

Bu sadece SÖZ demek değil... Kelime kökeni Kuvvet/Kaviyy ile de ilgili ve VEKEM'in kripto Key'i >>> KAWL idi.

Şunu da anlayacaksınız, size açıklayacaklar: Antarktik ve İndocean depremleri ARZ merkezli değil, kaynağı belli değil.

 

<> (Canada savunma bakanı açıklama yapıyor kuzeyde görülen UFOlar için; soğuk savaş bitti(!) gibisinden endişelenecek bir durum yok diyordu dün)

 

Bilardo topuna isteka ile vurduğunuzda "NEREYE" vurduğunuzu bilirsiniz. Ama bu isteka ile ilgili değil... Bu sanki açık pencereden gelen bir rüzgarın bilardo topunu kendi kendine itelemesi gibi...

KAWL'in kaynağı dünyevi değildir. Uzayda şu koordinattan geldi, şu kartezyan yolda ilerliyor diyemezsiniz, birden vurur (tetikler).

Ama DABBE alanından değil (çünkü 6000 km.de mümkün değil bunu yaratmak), TARIK semasından gelir.

Tarık'a biri bindi ve gitti ve bedeli de geldi...

"O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır."

"O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır."

"O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır."

İşte anlattım.

Yer >>> ARZ

VAHY >>> VEKEM. (Dabbe'nin otoriter olduğu alan)

Haberler bu kadar.

O kawl başınıza geldiğinde sakın ha kuşku duymayın, yoksa Allah'ın ayetlerine yeterince inanmamış olursunuz. Sakın ha! Sizden mutmain olmanızı değil, Sünnetullah'a HABER (işittirdim) vesilesi olduğum için İTAAT etmenizi ben arz ediyorum. 5M de rica ediyor.

 

<> işittik ve itaat ettik

<> amenna ve saddakna

<> 3/193: «Rabbimiz! Doğrusu biz Rabbinize inanın diye inanmaya çağıran bir çağırıcıyı işittik de iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bize bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızi iyilerle beraber al».

 

Mutmainlik değil burada istenen, çünkü ben ANLATIRKEN mutmainliği SORARIM size, ama VEKEM hepimizi aşıyor. Ben roman yazarı değilim, masalcı baba değilim, ben kendiliğimden hiçbir şeyi yazmam ve ASR suresi gereği HAKK(iykat) dışında hiçbirşeyi yazamam, hatır için kandıramam sizi.

BEN SİZE HAKKI TAVSİYE edenim, siz de bana SABRI tavsiye edensiniz. KREDİMİZ açık!

Biz salih amelleri -yıllardır nasıl yapıyorsak- öyle işliyoruz. 5M de bunu BAYRAK olarak şiar umde akide olarak devralıyor. Atamız İbrahim ilkelerine dayanarak geleceği şekillendiriyoruz.

 

<> Neml-82 : Söylenen başlarına geleceği vakit...

 

ADLER ACEH'de ölmemeliydi. Kadife yumruk buydu.

"O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır."

İşte anlattım, ben ARZ'ım, ARZ BENDE (Dabbe'de).

Kaç kere kurşunlanan saldırılan ben sanırsınız ki çok zayıfım öldürüleceğim -neredeyse-, ama ben yüzbinlerin katili olabiliyorum. Bunlar apayrı şeyler.

Efendimizin (kurban olduğum) dişi kırıldı. Bu EFENDİMİZİN beli kırıldı anlamına gelmez, ya da Kafası kırıldı öldü anlamına gelmez. Dişi kırıldı.

Ben de kurşun yaraları aldım, halen de peşimdeler, fakat Ebi LEHEB ilan edilmeleri bana sadece DİŞ kırığı kadar zararları dokunacakları anlamına da geliyor.

Belimi kıramayacaklar. Çünkü kaburgam omurgam o yüce yaratanın sigortası altında... O dilemezse yaprak kıpırdamaz, omurum bile oynamaz. O dilerse beni buharlaştırır da ebedi yok eder.

Biz Allah'a teslimiz.

Hatta ileri gideceğim: Biz Efendimizin Allah'ından çok İbrahim atamızın betimlediği ALLAH'a teslimiz.

Biz namazlarını dosdoğru ikame eden Kur'an'ı anlayan ve anlatanlarız.

KREDİ bitti derken, Rabbim Hasan Sabbah'ın Alamut kalesi dervişleriyle özdeşleştirdi KLASİK müslümanları.

Bir şekilde kendilerine ortodoks ve katolik hatta monofizist diyen tüm müslümanlar ile DİNİMİZ bir, fakat TANRIMIZ başka...

O ALLAH'ımızın kayıtsız şartsız KUR'AN sünnetullahi emirlerine uymayan herkes o TANRI'yı reddetmiştir!

Hacc üç hatta dört aydır. Oruç daha geç açılmalıdır. Namaz BAZ olarak 6 rekatttır, üstü de dilediğiniz kadar fazla mesaidir. Cuma tatil değildir. Tek doğru tedavüldeki din MİH dinidir. vb. vb.

Bunlara uymayan BİTMİŞTİR, kredisi bitmiştir. Haftada 30 rekattan fazla GÜNDÜZ namaz kılamazsınız. 30 ile sınırlısınız! Neden 30????

 

[] 7gün x 4rekat =28 rekat, +2 rekat

<> Öğle namazı olan Cuma'yı tekrar hakkı mı var?

 

 

Evet. Cemaatle 2 ve kendi başına yine 2. 30 rekat ileride 28'e inecek, nedeni de Haniflerin Cuma'ya gidemeyişi. Bu yüzden 2 rekat yerine geçen HUTBE yerine iki rekat AYRICA o gün ve o vakitte (cuma öğlen) namaz kılma yetkin var.

Peki ya gece? En az 2; en çok sonsuz, istediğin kadar.

HUTBE dinlenmiyorsa bu iki rekat NAMAZ ile telafi edilir. Kaldı ki biliyorum ki sizler ki maaş alan imam arkasında CUMA kılamayacağınız için -külliyen haramdır, fısktır-, sakın kılmayın. Sadece cenazede uyun. Zaten cenaze namazı NAMAZ değildir, bir törendir/ayindir. Bunları zamanında bol bol yazmıştık.

Bayram namazı????? HACC'daysanız kılın! Değilseniz ;) Değilseniz geceleyin isterseniz onun yerine 2222 rekat kılın. (Vitir)

Sizce hangisi en büyük İBADET??? Bayram namazı VACİB değildir, ama VİTİR VACİBDİR, aklınızı kullanın. Hangisi Allah'ın birincil emri?

 

<> "Ey iman edenler, cuma günü(nden) salat için nida olunduğu zaman, Allah'ın zikrine yönelin..." >>> "Allah'ın zikri" burada "hutbe" oluyor?

 

Evet HUTBE zikr oluyor ve İKİ rekat yerine geçiyor. Öğlen de iki rekat eder dört, ama biz hanifler gidip camilerde kılamadığımız için -henüz-, sizler bunu 30 rekat yapabilirsiniz haftada...

 

<> cuma günü evde tek başıma 2şer rekattan 4 rekat kılabilir miyim namazımı? cuma namazı vaktinde

 

İster kıl ister kılma. Fakat 2 rekata mecbursunuz. Diğer iki rekatı da, mesela benim HANİFLİK ile ilgili bir sayfa yazımı okursanız, vallahi hutbe yerine geçer, hem de billahi.

 

<> Elbette çünki Allah'ın Zikrindendir

 

Tanıştığımız günden beri biz ZİKRULLAHTAN başka bir şey mi yaptık????

 

<> asla

<> 13/28: Böyleleri, inanan ve gönülleri Allah'ın Zikri'yle/Kur'an'la tatmin bulan kişilerdir. Gözünüzü açın! Gönüller yalnız Allah'ın Zikri'yle/Kur'an'la tatmin bulur.

<> "ZİKRULLAH >>> EKBER/ENBÜYÜK'tür" gereği Qur'an okuyabiliriz, -sadece- hutbe yerine.

 

MİH ile ilgili herhangi bir yazımı (ki o kawldir, kavildir) okursanız o da iki rekat yerine geçer -sadece cuma öğlen için-, başka günler haddime değil... Ben Allah'ın bildirdiği dışında hiçbir şey söyleyemem. Yani Cuma dışında benim yazdıklarımda bir keramet yok!

Şöyle düşünün: mesela ben sizin bulunduğunuz bir camide -elbette maaş almadan- gelip HANİF namazı kıldırıyorum. Yani iki rekat CUMA ÖĞLEN'i kıldırıyorum ve size HUTBE okumaya geliyor sıra... Sizce benim okuyacağım bir HUTBEnin konusu ne olabilir? HANİF din dışında ne olabilir?

 

<> haniflik, zikrullah

 

Bu bağlamda, dilerseniz cuma öğlenleri BENİM MİH ile ilgili bir yazımı okuyabilirsiniz. O Vallahi hutbedir, çünkü zikrullah+sünnetullah açılımıdır.

 

<> hadis olmayacağı kesin

 

Evet, kesinlikle KUR'AN ile örtüşmeyen hiçbir Hadis'i gündeme getirmem. (Siyer ve Kur'an onaylamalı) Bu şekilde ancak sizlere 70 hadis -belki- önerebilirim.

 

<> "Siyer" denince nedense farklı algılanıyor. "Siyer+Qur'an" gibi bir anlayışa kapılmalar yaşanıyor.

 

Siyeri Nebi gerçek bir tutanak, kronoloji, hatırat. 6 tane siyer var.

 

<> Elimize orijinal siyer yok ki

 

Bu da rezalet. Neyse ki siyerin ve bazı efendimiz sözlerinin ŞAHİDİ var -noeliniz kutlu olsun-.

Siyer şudur: şu yıl şu savaş oldu, şu yıl çocuğu oldu-öldü, şu yıl Bizans kayzerine şu mektubu yazdı, şu yıl tebük seferi yapıldı... gibi.

 

<> Siyer diye söylenen elde bulunana en eski kitap Efendimiz'den 250 yıl sonrasına bile ulaşmıyor değil mi

<t> "Bana göre" artık Siyer'i de gündeme getirmesek?

 

[T], seninle mutabıkız.

 

<> ("Şahidin gözleri gördü"yü siyer olarak algılamak başka, ne var ki "siyer" dendiği zaman insanların algılamaları başka.)

 

Siyerin güzelliği, Hayber kalesi alındığında yani tutanaklar zabıtlar GERÇEK iken Hadisler gidip "Yahudi kadın büyü yaptı bir yıl veya 6 ay sürekli bir kadınla ihtilam olmuşçasına efendimiz mecnun oldu kendini bilmedi, altına kakasını yaptı..." sacmalıklarını SİYER önlüyor.

Bir de bakıyorsunuz ki o yıl efendimiz her hafta bir değişik olay yaşamış ve zapta geçirilmiş.

HANİ nerede bir yıl kendinden habersiz cin kadınlarıyla yattığı...???

Bu bağlamda SİYER'leri bir tutanak olarak benimsiyorum.

Elbette aklımız MASAL bölümlerini reddedecektir.

Siyer'e Hadisleri sokmak fikri herzamanki gibi Ebu Süfyan oğlu ve torunu şeytan üçgeninin işiydi. Onun için EMEVİYE dönemindeki HİÇBİR yazılana asla ve kat'a inanmıyorum.

 

<> Şimdiki SiyerCiler, siyerdeki yanlışları(!) hadislere göre düzeltiyorlar, yeni yazılan siyer kitapları bu yüzden çok daha kötü, yeni siyer yazanlar kaynak gösterdikleri kitaplarda her yazanı yazmıyor işlerine geldiği yazıyorlar, yeni okurlar da bakın siyer sizin dediğiniz gibi değil diyorlar, oysa kaynak gösterilen siyer kitapları da bir fecaat ama gene de hadisleri yalanlıyor çok noktada

 

Evet [haklısın], fakat hepimizde HANİF bir süzgeç/filtrasyon/sağduyu var ki çok ince bir filtre >>> BİLİM mantalitesi. Bize bu cahilce şeyler sökmeyecektir. Yani yahudi kadın efendimizi sihirleyemeyecektir.

 

<> Siyer'i kendine (Qur'an misali) rehber edinen bir -eski- üyemiz, Resulullah'ın SS vahiy almasından hemen önce Mekke'de Haniflerin olduğundan sözediyordu. Bu ve benzeri sapmalardan dolayı konuya girdim.

 

Haniflerin ortaya çıkması mümkün değil. Mekke'de bir tek Hanif yoktu, onlar Ali İmran 110'dakilerdir. İbrahim atamızın iki hanımından oluşan iki dalın içinde de HANİF yoktu, ne Musa, ne Süleyman, ne Davut... hiçbiri HANİF değildi. Sadece ataları HANİF idi.

Mekke'de veya o günden bugünlere eğer bir tek HANİF olsaydı bize bildirilirdi. Eğer efendimiz HANİF olsaydı her cümlesine "Hanif olun" diye başlardı -haşa besmele gibi-.

Bize neden bu kadar Hadis içinde bir tek HANİF kelimesi veya hanif kişi diye birinin adı hiç mi hiç GELMEDİ!!!!

Allah'ımız şahiddir ki

ve yine şahiddir ki

ve yine şahiddir ki

104 ve 114'den başka yeryüzünde HANİF yoktur.

Eğer bir tek hanif olsaydı, Dabbe Kawline gerek kalmadan, zaten islam Protestantlığını o kişi kurmuş olurdu, biz de ona tabi olurduk. (Ali İmran 104 ve 114 gereği)

Allah'ımız şahittir ki İbrahim atamızın vefatından sonra İsmail, İshak, Yakub dahil KİMSE HANİF değildi. Olsaydı Allah BİLDİRİRDİ veya efendimize olduğu gibi: "Sen hanif olmaya çalış, yüzünü İbrahim dinine dön... belki Makamı Mahmut'u -umulur ki- kazanırsın" demezdi!

Beni yalanlayabilir misiniz?

 

<> hayır

<> ibrahim atamızın yanındakilerden çevresinde olanlardan hanif olanlar vardı değil mi?

 

(İbrahim'in ÖMRÜ kadardı HANİFLİK. Dolayısıyla ona tabi olanlar da Hanif'ti.)

 

<> 2/129: Ey Rabbimiz! Onların arasında onlardan bir resul gönder ki, onlara ayetlerini okusun. Onlara kitap ve hikmet talim etsin. Ve onları nezih bir hale getirsin. Şüphe yok ki Sen, evet Sen azizsin, hakimsin.

 

Daha da ileri gideceğim: Efendimize Vakıa suresi geldi ve 63 yaşında Allah'ına kavuştu. Bir kere olsun "ÜÇ SINIF olacaksınız" ile ilgili bir tek şey söylemedi. Halbuki İbrahim atamıza gelseydi o ayetler, bunu sonsuz dağlarda yankılanan EKO gibi tekrarlar ve başımıza vura vura belirtirdi. Öyle değil mi?

(Çaysadım)

Hüüp

 

<> Efendimiz SS, hanif olsa Nahl 16/123'te neden "Hanif ol" densindi?

<p> El-Alim olan Allah'ımızdan daha fazla bildiklerini iddia ediyorlar: Resulullah hanifti diyenler.

 

Ben diyorum ki [P], efendimizden HANİFTİR. Efendimiz değil, [P] Haniftir. Allah da şahidimdir.

Efendimiz İKİ KEZ iman etti mi? Bu da belli değil?

Ama efendimiz EN YÜCE AHLAK'ın sahibidir, bunlar başka başka şeyler.

 

<> 68/4: Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.

 

Efendimiz Rahmettir Allah'tan vekalet almıştır. Rauftur, ama HANİF'tir demeyin, olsaydı Allah Tevbe suresinin son iki ayetine o HANİF idi diye yazardı. Allah unutkan mı? -haşa-.

 

<> 16/120'de "İbrahim bir ÜMMEt idi" deniyor ve devamında 16/123'te "Hanif İbrahim'in MİLLEtine uy" emri veriliyor.

 

Evet, EĞER uyduysa bunu yinelemezdi Allah'ımız. Mesela ayette diyor ki: "Allah senin gece kalkıp namaz kıldığını gördü." (Daha önce emretmişti, ertesi gün efendimiz kalkıp salat=Dua etmişti.)

Bunun gibi "Allah senin İbrahim milletine UYDUĞUNU gördü" demesi gerekirdi. (Bildirim anlamında)

Zaten tılsımlı sözcük şu >>>>>> Makamı Mahmud, yani Makamı İbrahim değil.  D E Ğ İ L  !

Beni net anladınız mı candaşlar?

 

<> evet

<> 3/164: Yemin olsun ki, Allah müminlere lütufta bulunup onları minnettar bırakmıştır: Kendi içlerinden onlara öyle bir resul gönderdi ki, onlara Allah'ın ayetlerini okuyor, onları temizleyip arındırıyor, onlara Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor. Oysaki onlar, bundan önce açık bir sapıklığın tam içindeydiler

<> (Allah müminlere lütufta bulunup >>> Mennan)

<> Eskiden kullanılan "hanif, hunefa" kavramlarını ve kıytırık bir nakle bakarak eskiden de hanif vardı diyen Qur'an'ı "Siyer ile yalanlayanlar"(!) var, bu kişiler BİZden değiller, bu yüzden umursamıyoruz onları

 

Allah şöyle diyor mu efendimize? "Allah Muhammedi dost edindi!"

Haydi tarafsız olun ve izleyin. (Efendimize canım kurban, bunu karıştırmayalım.)

 

<> ayrıca son resülümüzü ön plana çıkarıp, bu söylevlerini kalkan edinenler MÜNAFIKÜN suresinde münafıklıkla damgalanmış... Tüm resüllerimize denk yaklaşım ve milleti ibrahimi hanifliği üst hedef edinmek ödevimiz.

 

Allah İbrahim'i dost edindi. Allah'ımızın YAZMADIKLARINI yazdırmaya, satır arasına sokmaya çalışmayalım. Bu dini zaten böyle bozdular.

Yahudi siyonizmi Ebu süfyan'dan beri vardı. Ebu Süfyan anneden yahudi idi ve onun vasiyeti taaa Edebalı yoluyla, Yahudi cariye ve kadınlara uzandı.

Mesela İkinci Selim'in annesi Ukraynalı Yahudi idi, müslüman olmadı. Yahudi dini üzerine İkinci selimi doğurdu. Ukrayna doğumlu olmak başka yahudi olmak başka, onunla bir vasiyet gereği evlendi... ikinci selimin babası...

Ebu süfyandan taaaa ikinci selime ve 300 yıl sonraki ebu süfyanlara kadar bu böyle gidiyor, gidecek (ha/vet).

Günümüzde ortaya çıkan ve çoğunluğu kürt olan tüm tarikat kurucuları (nurcular, ışıkçılar, Nakşibendi, aczmendi, Halveti vb. tamamı kürt) mutlaka bir şekilde YAHUDİLİĞİ şiar edinmişlerdir. YEZİDİDİRLER.

 

<> 33/39: Onlar ki Allahın risaletlerini tebliğ ederler ve ondan korkarlar, Allahdan başka kimseden korkmazlardı, hisaba alacak da Allah yeter.

<> 35/28: İnsanlar, yerde yürüyenler ve davarlar da böyle türlü türlü renktedirler. Allah'ın kulları arasında O'ndan korkan, ancak bilginlerdir. Doğrusu Allah güçlüdür, bağışlayandır.

<> İki ayete göre:

<> 33/37: Hem hatırla o vakıt ki o kendisine hem Allahın in'am ettiği hem senin in'am ettiğin kimseye: «zevceni kendine sıkı tut ve Allahdan kork» diyordun da nefsinde Allahın açacağı şeyi gizliyordun, nası sayıyordun, halbuki Allah, kendisini saymana daha gerekti, sonra vakta ki Zeyd, o kadından ilişiğini kesti biz onu sana tezvic eyledik ta ki oğullukların ilişiği kestikleri zevcelerinde mü'minlere bir darlık olmasın, Allahın emri de fi'le çıkarılmış bulunuyor.

<> Ayetlerdeki kelime HaŞYa (ilmen)

 

Evet "İtibarlıları" yani modern hırsızları insanoğlu daha çok sayıyor. Efendimizin Ebu Süfyan karşısında kırılıp dökülmesi ve İbni Maktum'a suratını asması, onun başını yaktı neredeyse...

 

<> Resulullah'ın SS Allah'dan gayrısına HaŞYa duyduğu yazıyor son ayette. O halde Resulullah'ın SS risalet tebliğ etme durumu olmaz.

 

Evet efendimiz bu yönden maalesef sabıkalıdır. Eğer bir babası olsaydı ona da ALLAH huşusu duyardı. Oysa atası İbrahim babasını AÇIK düşman edindi. Yani ikisi farklılar.

 

<> Ve en üstteki ayette işaret edilen rAsul de Resulullah SS olamaz. Çünkü ne risalet tebliği yapabilir ne de ÖĞRETME eylemini yerine getirebilir.

 

Efendimiz basiret olarak Ebu süfyan gibi en başından taa 17 asır sonraya kadar fenalığı dokunacak, torunlarını öldürecek bir adama haşyet/huşu duymuştur. Bunlar fauldür.

(Yine de kurban olurum ona. Sanki ben çok mu iyiyim???)

Ben elbette onun tırnağı olamam, ama bir tek yönden üstünlüğümü tescil ettiler. Allah'ın ayetlerini ve içerdiği ilmi ve format olan Hanifliği en iyi bilen olduğum için Dabbe seçildim, pardon atandım. Yine de efendimize kurban olayım.

 

<> Hiçbir ayette Resulullah'a SS öğretildiği yazmaz. "VERmek" başka "ÖĞRETmek" başka.

<> ahlak ve yumuşak huyluluk yönü üstün son resulümüzün ama gelişmeleri ön görme açısından analiz sentez noksanlıkları olduğu işaret edilmiş bir anlamda Kur'an da

 

Ben ve 5M hepimiz onun yolundan, izinden onun indirdiği Kur'an'ın kılavuzluğuyla ilerliyoruz.

Artık İsa da Kur'an'ın yolunda, kendi getirdiği İncil'in değil. Bunun için adı Mesih zaten. O da efendimizin yolunda ve izinde.

Bize Kur'an'ı efendimiz getirdi, o gelmeseydi ne İbrahim'den MİH'ten ne de ilimden haberimiz olurdu.

Allah şahittir ki, Kur'an olmasaydı hepimiz -en başta ben- birer sapıktık. O Kur'an'ı bize ileten efendimize kurban olmayayım da ne olayım?

Başka kelime bulamıyorum ki? Kurban demek şu demek: Eğer şimdi burada olsaydı, Bedir Hendek Uhud vb. gözümü kırpmadan onun en önde giden şehit adayı olurdum. Bu bağlamda Kurban olurum diyorum.

Hanifliğin şurası çok güzel: İbrahim'in babasını eleştirdiği, Allah'ı eleştirdiği gibi sizler de Efendimizi eleştirebiliyorsunuz. Maktum'a neden yüzünü ekşiltti diye mesela...

HAKLI olun hep eleştirin, başka mutmainlik yöntemi yok ki? Körü körüne inanç olur mu? Biz sapık mıyız? Ben islamı iki yıl inceledim de ancak müslüman; 8 yıl içinde de ancak Hanif oldum.

 

<> 3/101: Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a yapışırsa dosdoğru yola iletilmiştir o...

 

Chat burada bugünlük bitiyor, yarın aynı saatte... RZİ MİH. Geronimoo. Hoş-bye.

 

<> inşaallah

<> Allah sizden razı olsun

<> slm slm kaptanımız