Chat n° 270 - Tarih: 02 şubat 2005

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan msccp10SCE nickiyle bağlandı

<> selam selam kaptanımız hoşgeldiniz

 

Ss candaşlar hoşbuluşturana hamdolsun. Dün itibariyle esnaf kendince bir Tsunami gecesi düzenlemiş, gelirini de göndereceklermiş. İnanın ki aklım buradaydı ama onları bir türlü kıramadım. Davetteydim, üstelik etkin roldeydim. :( Saklanmak boşuna gidiyor...

Saygıdeğer büyük jürimiz, başkanlarımız, candaşlarım, sizleri çok sıkı bir şekilde özledim.

 

<> Biz de özledik

 

Aile bireylerinin birbirine duyduğu o samimi duyguları bilirsiniz.

 

<> Gönül mekanımıza sorun kaptanımız sizi çoook özledik :)

 

Evet gönül mekanı dolusu özleştik. Aslında duygusal mesajlar konusunda hep ketumumdur ama bu kez bunları söylemek zorunda hissettim kendimi -içimde saklı kalmasın istedim-.

Vira bismillah diye SORU alalım.

 

<> Bir hanif kardeşimizin ayağında behçet benzeri doku iyileşmemesi hastalığı var... Birkaç gün önce ameliyat oldu... Ameliyatın içeriği BAKARA derisinden doku nakli idi. (Ölmüş ineğin derisinden bir karışımla doku yenilemesi.)... Geçen gün işaret ettiğiniz ayete takbül ediyor diye hissettik kaptanım. Kardeşimizin durumu şu anda iyi.

 

Müthiş bir haber. Zaten bir önceki chatteki diriltmeler biliyorsunuz ki tamamen tıp ile ilgiliydi. Mesela ben tüm organlarımı bağışlamış durumdayım -vasiyetle-. Benden alınan bir retina kaç kişiye MUCİZE görüş verecek, bir düşünün! Karaciğerim inşallah hep sağlam kalır... Kalbim çoook iyidir sağlamdır vb. vb.

[Candaşa] acil şifalar. Bir an önce aramıza dönsün.

Düşünün ki, organlarımızı bağışlıyoruz. Yani pratik olarak ÖLÜ olunca. Ve ayetlerdeki gibi bunlardan sağlam diriler çıkacaktır ortaya...

Organ bağışlamanın hiçbir dinsel sakıncası yoktur. Tam tersine HAYAT verirsiniz. Sevabtır.

 

<> Gönüle nasıl girilir hocam tşk

 

Candaşım, gönül bir mekan, bir mekanda bulunmak ile özdeştir. Gönül mekanı ile ilgili ileri bilgiler vermiştim:

Tümdengelimli olarak sunarsam:

NUR denen bir enerji var. Bundan Takyon denen bir madde ve antimaddesi oluşur.

Gönül mekanı denen şey ise bunların dışında ESİR (ma/ether) denen bir dolgu maddesidir. Takyonlar da Tardyonlar da bunun içinde yer alır.

İster bildiğimiz kartezyen koordinatlar (xyz aksları) ister bunun tersine imajiner eksenler olsun her ikisi de ETHERİC ortamda yer alırlar.

Varlıkların OYLUM (pozitif ve negatif hacımları) olmasına karşılık bu reel ve imajiner oylumlar ESİR ortamında yer alırlar.

Esir'in başlangıcı hemen ARŞ'ın altından başlar. İşte o yukarıların yukarısından, aşağıların aşağısı olan minimax limitler tek bir şeyle Esir ile doludur. Ve bu limitler içinde ne varsa GÖNÜLdür.

Külli Şey'in bir GÖNÜL işidir. Herbir şey (nun) ise kuşkusuz GÖNÜL'ÜN dokusudur.

Her bir şey SEVGİ üzerinedir.

Allah'ın kendisi bizzat gönüldür.

Gönül mekanı hem Allah'ımızın biz yaratıklarına hem de biz yaratıkların Allah'ımıza olan sevgisinin buluştuğu tek yerdir.

Allah bizleri İBAD için yarattı. Bunu derken, Allah'ın gönlünde olduğumuzu ve Allah ile olan etki-tepki ilişkilerimizin tüm negatif feed-backlerimizin SEVGİ ortamında ve yordamında çalkalandığını söyleyebiliriz.

 

<> "Beni hiçbir şey içine sığdıramadı, mümin kulumun gönlüne sığdım" benzeri ibarenin anlattığı bu mu?

 

Elbette bu...

Çünkü herşey yine hologram: Örneğin Allah'ın ruhu bizlerin ruhu, biri diğerinin göstergesidir/tümüdür.

Bir tek Ruh gibi bir tek nefs bir tek akıl var (Aklı Küll gibi) ve/veya >>>> Bir tek aklı cüz, bir tek iradei cüziyye veya bir tek RUHÇUK potantı tüm resmi gösterir.

Allah'ın sevgi mekanı zaten besbelli: ERRAHMANürRAHİM!

Merhamet, merhamet, merhamet

(meRHaMet)

Bakın hiç bir başka isim yok >>>>>> Sadece merhamet!

Kimin merhameti? Allah'ın RAHMAN ve RAHİM olarak ikiye ayrılmış MERHAMETİ!

Demek ki sevginin temelinde MERHAMET VAR! Yani Allah'ın gönül mekanı MERHAMET üzerine kurulu!

137 sıfat içinde sadece merhamet ve merhamet (Birincisi Rahman, ikincisi Rahim). Bu ikisi ana ve baba merhametidir. 137 sıfat içinde İKİ İSİM sayılıyor, ikisi de MERHAMET. Yani biri mesela ADL ötekisi Selam değil! ikisi de merhamet!

İşte gönül mekanının sırrı bu! Tüm esir ve şey'inler bununla dokunmuştur.

Allah adı Nötr (Bismillahi)

Er Rahman (Erkek)

Er Rahim (Dişi)

Bakınız Besmele bize GÖNÜL mekanının tamamen MERHAMET kökeninden geldiğini gösteriyor. Merhamete ister acıma ister esirgeme deyin ne derseniz deyin o Allah'ın kullarına (Abidlerine) olan eşsiz sevgisidir.

Allah ruhundan üfledi! Üflenen sevgi! Üflenilen yerdeki sanal boşluk ise >>>> GÖNÜL mekanıdır.

Nereden nereye üfledi? Kendi gönlünden kullarının gönüllerine...

Allah ile gönüldaşız. O bizim gönlümüzde, bizim gönlümüz O'ndadır.

Allah ile aramızda RA irtibatı vardır. İster sanskritçe Rapid deyiniz, ister Arapça Rabıta (irtibatlanma) deyiniz. Bu raptiye yaradan ile yaratılan gönüllerini birbirine rapteder.

Bir yoksul çocuk gördüğünüzde veya bir civciv, kedinin kaptığı bir civciv...

Bakınız ve hissediniz, nerenizde o merhamet acitasyonunu hissedersiniz? Beyninizde mi? Hayır! Midenizde mi? Hayır! Pekiyi neresi bir inceden sızlar?

 

<> İçimizde (gönlümüzde)

<> yürek

 

O şey kalbinizdir. Kalp de sizin değildir, Allah'ın kalbidir! ve/veya ikinizin rabıtasıdır. Oradaki ince sızı -ki merhamet- veya aşk sancısı bir tek yerde nükseder: Kalbinizde!

Kalbiniz derken YER olarak orasıdır, aslında o SUPTİL DUBLE'dir. Yani RUH'un tek AYRIK oranıdır. (Kordonu saymazsak)

Allah ruhumuza kendi ruhundan ÜFLEMEDİ Mİ?

 

<> evet üfledi

 

Gelelim fesat insana, yani kalbinde maraz ve ağırlık olanlara. Onları anlatmak bile yersizdir. Onlar zalimlerdir. Allah zalimleri HİÇ sevmez. Çünkü insan fıtratında SEVGİ ve bunun doğal bileşenlerinden en ünlüsü olan MERHAMET vardır. Zalimlik, zulüm ise kalbin doğasına aykırıdır.

Demek ki zalimlerin kalbi vardır ama Gönlü (vicdanı) yoktur, taşkalplidir zalimler. Yufkayüreklidir vicdan sahibidir salihler/barışseverler ve Hanifler.

Kalp ile gönül farklıdır. Kalp bir KALIP (matrix) olur birbirine dönüşebilir işlevleri vardır. Bir şeyi diğerine kalp etmek=Değiştirmek ve en önemlisi de Kalpazanlık... Bu Şeytanda da vardır. Onun da kalbi vardır. Ama VİCDANI (yani gönlü) yoktur. Allah ondan ve ona uyacak tüm zalimlerin KALBİNDEN gönüllerini almıştır.

 

<> 3-Ali İmran/8: Rabbimiz! Bize yolu gösterdikten sonra kalplerimizi zağ etme. Bize ledününden rahmet hibe et. Ancak sensin Wehhab.

 

Allah'ın gönlüne gelince >>> O tarif edilemez, sadece Allah için GÖNÜLLER SULTANIDIR diyebiliyorum.

Besmele'nin üç isminden ikisi olan RaHMaN ve RaHiM, ikisi de Allah'ın  G Ö N Ü L  isminin talimidir.

Saltanatullah ve Sünnetullah sadece Allah'ındır, hiçbir kuluna verilemez. (İbrahim atamız'a bile verilmemiştir.) (Silta Allah'ın 137'leri içinde bir sıfattır.)

Gönül mekanı doğrudan esiridir, takyonlar hatta ruh bile orada yer alır, ama kendisi değildir. Yani varlıklar başka, onların köşegenleri olması başkadır.

Matematik VARLIK değildir, zorunlu köşegenlerdir. Ama o matematik ortamında yer alan tüm (Tardyon, Takyon ve Luxon) varlıklar adı üzerinde VARLIKTIR. (Varlıklar sınava çekilen yaratıklardır)

Pekiyi ESİR neden sıvıdır (neden katı değil, gaz değil?)

Bir ipucu: Sıvı molekülleri birbirine değer ve kaygan biçimde birbiri üzerinde yuvarlanırlar.

İPUCU: Külli şey'in katı mıdır? Gaz mıdır? Sıvı mıdır?

Eğer katı olsaydı külli ŞEY'İNler denmezdi, kaskatı bir isim verilirdi. Eğer gaz olsaydı, bu sonsuzda birler birbirlerine değmezlerdi ve BOŞLUK oluşurdu. Oysa sıvı durumunda hiç boşluk yoktur, bütün külli şey'in'ler birbirine mutlaka değer. (Zaten membran vb. de bu)

Demek ki Külli şey'in=ESİR ortamı  S I V I D I R  .

Şöyle diyelim: ARŞ >>> KATIDIR, ama Arş'ın üzerinde yüzdüğü külli şey'in ortamı (ESİR=MA) sıvıdır. Esir denizi gibi... Yani esir denizi en doğru isim tamlamasıdır.

Eğer Esir (ve/veya Külli şey'in denen sonsuzda-bir elif ve nun'lardan oluşmuş doku) içinde bir tek boşluk olsaydı, bu ALLAH'tan veya onun gözünden kaçmış veya bir başka tanrının bölgesi olurdu.

Sıvı moleküllerinin birbirine kaygan değmesinin (teğet değmedir) örneğini bunun için verdim.

Hiçbir boşluk kalmamıştır Esir'de... Ayetleri hatırlayınız:

"Zerre kadar bir şey (quant) bundan küçüğü (nun, şey, sonsuzda-bir elif, 0 noktaları) hiçbiri Allah'tan gizli değildir...."

Bu ayet de "Arş'ı su üstündeydi" (ve Kevser suresi gibi) Gönül mekanının  S I V I  olduğunu kanıtlamaktadır.

Çaysadım geliyorum. Ayetleri bulabilir misiniz? "Zerre kadar bir şey (quant) bundan küçüğü... Rabbinden gizli değildir..."

 

<> 10-Yunus/61: Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır.

<> 34-Sebe/3: Küfre sapanlar şöyle dediler: "Kıyamet saati bize gelmez!" De ki: "Hayır, öyle değil! Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, o size mutlaka ve mutlaka gelecektir! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz. Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir.

<> 67-Mülk/3: Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O'dur. O Rahman'ın yaratışında / yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme göremezsin. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun?

<> 67-Mülk/4: Sonra bakışı iki kez daha döndür! Umudunu kesmiş olarak döner sana göz. Utanmış, bitkin düşmüştür o.

 

Zerre kadar veya bundan küçük hiçbir şey olmasın ki Levhi Mahfuz'a (Anakitap) kaydedilmemiş olsun...

"Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır."

"Zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü".

"Zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü".

Yani Hilbert uzayı bir ESİR uzayıdır. (MA=SU)

Eğer sonsuzda bir ŞEY bile boşluk olsaydı, o zaman Allah'tan şüphe etmelisiniz.

Külli şey'in'lerin herbirini (nun) birbirine değecek noktalar olarak matriksleyin, hiçbir boşluk kalmasın, yani nokta ile gösterilen Arapça sıfırlar BİRBİRİNE su molekülü gibi değer (teğet) olduğundan asla bir boşluk yoktur.

Demek ki SEVGİDE Gönül mekanında asla bir boşluk yoktur.

Sanırım Gönül Mekanının Matematiği böylece anlaşıldı -umarım-. Bu konuda soracaklarınız yoksa ötekine geçelim candaşlarım.

 

<AKadir> tşk Hocam, Allah sizden razı olsun.

 

Senden de Akadir, sen bu davanın Kahrını az mı çektin. Allah Gönlünden hiç çıkmazsınız Allahinşaa.

 

<Akadir> İnş bu ilme layız olanlardan oluruz. Hocam

<> Akadir=abdulkadir efendim

 

Tamam başkanım Anladım -teşekkür-. Bizler artık nicklerimizle özdeşleştik. (Zaten pilotların vb. hepsinin birer nicki vardır. Benim Asker'deki nick'im ice (buz) idi.)

 

<> Güney Asya'da olan depremle dünyamızın ekseni kaymıştı. Bu olayın dünyamızın manyetik kutbunun değişmesi üzerine etkisi var mıdır? Geçmişten bugüne kadar dünyamızın manyetik kutbu hangi olaylarla değişmiştir?

 

Dünyamız ilk yaratıldığından beri, ta ki NUH tufanına kadar dik bir eksene sahipti, sonra 22,5 derece kaydı. (Tufanda)

Kıblemiz Mekkeye çevrildiğinde (Yani Cinlere gökteki mevkiler yasaklandığında) 23 küsur derece oldu.

Kıyametin ilk alametiyle de bu yeniden 22,5 dereceyte döndü.

360'ın yarısı 180

bunun yarısı 90

bunun yarısı 45

bunun yarısı ????

 

<> 22,5

 

Evet. İlk büyük kıyamet alametiyle bu yeniden 22,5 dereceyte döndü. (Zilzal'e bağlı Çat gel-giti yalpası nedeniyle) Yani dünyada mevsimleri oluşturan eğilim 1/16 açı derecesidir diye düşününüz

Kutuplar ÜÇ adettir: Biri coğrafik, diğeri Jeomanyetiktir, bunlar hareket etmez, ama, mıknatıs kutupları, zaman zelzeleleri uyarınca gezgindirler.

Mesela 1943'deki Philadelphia deneyi nedeniyle inanılmaz biçimde arktik ve antarktik mıknatıs kutuplar o yıl paranormal olarak polarizlendiler ve ilk kez simetrik hareket ettiler.

 

<cengizs> camgoz nick'ini alabilir miyim kaptanım ve jurinin izniyle?

 

Camgöz nickini anlatayım: Looking Glass nedir?

 

<> dürbün, büyütücü

 

Gözlük camı vb. Bir de Mirror (ayna'nın) öteki adını söyler misiniz?

 

<> speculum, looking glass

 

İngilizce'de AYNA, eye-glass. Böyle bir şey duydunuz mu?

 

<> eyeglasses = gözlük demek

 

İşte CAMGÖZ bunun BENZERİNDE bir MELUNCAN ismidir. Aile ağacıdır. Elbette Nick'ini alabilirsiniz. Diğer akraba aileler Theron, Kennedy, Lawless, Kidmen (Kidman değil Kidmen).

 

<> Eye/ayn/aynı/ayna

 

Evet, AYN=Eye. (Sanskritçe Aygen, Almanca: Augen. Noktalı a ile yazarsanız [Äugen], Aygene diye okunur Alm. (Zum B. >>> Grünn Auegige Bandit gibi) Kuzey dillerinde: Ögat, Normanca: Öys, Modern Hintçe dillerinde: Ayen. [Fransızca Oeil, Öy okunur])

Camgöz'ün diğer açılımı >>> ŞAHİDİN GÖZLERİ. (Takma göz demek değil. Sadece kişi orada değil de Gözü oradaysa Aynel Züccac deniyor.)

Yani Camgöz ilginç bir nick olacaktır. Hem de Cengiz ismiyle uyaklı sanki... ;)

 

 

Güney ilk kez bugün serin, gerçekten kışı bugün idrak ettim. Kuzey nasıl acaba?

 

<> bizim burası hem harlı hem güneşli (rocky mountain region) ve kuru soğukluk var

<> 22,5 derece iklimde değişiklik yaratır mı?

 

Yarattı bile. Atlantik Amerika böyle soğuk görmedi. Daha da soğuk olabilirdi ama Seattle ile Jersey arasında SHUTTLE örerek dengeliyoruz (yaklaşık üç haftadır shuttle süreci var).

 

<> Magnetik alanlardaki değişimler okyanus ısılarına etki edecek ve dolayısı ile iklimleri şekillendren sıcak ve soğuksu akıntıları bunlardan etkilenecektir.

 

Global ısınmanın olumsuzluklarını dünya ekseninin kayması GİDERİYOR çünkü gelecek de bizim. Bugünü değil -sadece- yarını da düşünüyor SİSTEM. (Biz değil, ALLAH'ın tevafukları bunu sağlıyor)

Kıble'nin Mekke'ye döndürülmesinden bu yana İLK kez dünya eksenindeki momentum nedeniyle kayma oldu. (Yani 23'den geriye doğru -ileri değil-. Bu da olumlu bir sonuç. ;)) )

 

<> Labrador, gulfstream vb. etkilenir uzun veya orta vadede

<> Halbuki sıcaklığın artması gerek, kuzey güneş ışınlarını daha dik alacak

<> Kışlar daha soğuk yazlar daha sıcak (baharlar kısalır)

 

Labrador DAHA DA SOĞUDU böylece buzdağı kopmaları iki yıl içinde duracaktır.

 

<> Evet, bu da sevindirici haber

 

Bunları BİZLER değil (bizim haberimiz bile olamazdı) ALLAH tevafuku değiştirdi.

56 kg. ağırlığında bir kız bunu böyle yaptı! ;)

 

<> :) Tatlı cadı

<> O da bilinç okyanusunda bizleri ve insanlığı kollayan bir camgöz gibi (okyanusun dibinden gelecek Uri'msi etkilere karşı ;) )

 

Evet. Jana bizim sigortamızdı ve görevinin hakkını verdi. 1N ekibinden diğer ikisi (A ve B evrenlerinde) ÖLDÜ/DİRİLDİ kapsamındaydılar. Ama Jana hiçbir şekilde A ve B'de öldürülmedi. Bu bakımdan SİGORTAMIZ dedim.

Sırada soru var mı?

 

<> evet efendim

 

2 dk. (tlf)

 

<> 5-Maide/2: Ey iman edenler; ne Allah'ın şearine (dini merasimlerine), ne haram aya, ne kurbanlık hediyelere, ne gerdanlıklarına, ne de Rablerinin gerek nimetini gerekse hoşnutluğunu arayarak Beyti Haram'a doğru gelenlere sakın saygısızlık etmeyin..." deniyor. Gerdanlık kelimesiyle anlatılmak istenen nedir?

 

Gerdanlık diye bir şey yok!!!!!! Arıyorum ve bulamıyorum -halen-. Gerdanlık kelimesi yok. Hedy=Hediye var ama cinsi belirtilmemiş.

????

Şeriat kelimesi de yok. (Şiar olarak düzeltiniz)

 

<> 5-Maide/2: Ya eyyüha ellezine amenu la tüxıllu şeairellahi we la el şehre el xarame we la el hedye we la el qalaide we la ammine el beyte el xarame yebteğune faDlen min rabbi him we rıDwanena..."

 

Gerdanlık yok candaşlar! Hangi kelimeyi gerdanlığa benzetmişler anlamadım bile... (Bilezik, yüzük, gerdanlık vb. bunlar müJEVEher (cevahirden) diye geçer. (Sanskritçesi JEVEL'dir.) Gerdanlık kelimesini bulamadım. Gerdanlık diye sadece bir meal'de mi var?

 

<> 5-Maide/2: Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dini) işaretlerine, haram aya, kurbana, gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere saygısızlık etmeyin....." (YNÖ)

<> 5-Maide/2: Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin.....

<> Diyanette de var

 

Hepsi kafayı yemiş bunların. Kur'an'da gerdanlık bir tek yerde geçiyor: Cehennem ehline  B O Y U N D U R U K  takılacağı biçimindeki ayetlerde; bukağı, boyunduruk, gerdanlık budur ve Kur'an'da sadece o ayetlerde vardır. :(((

Ziynet ve müjevher olarak da geçmiyor gerdanlık. Birbirlerinden alıntı. Bukağı deniyor -türkçe'de boyunduruk-, öküze koşulan boyunduruk gibi. Modern arapçada da bunun adı gerdanlık. Zaten Kirdan=Gerdandır.

 

<> Kılade, kalaid kelimesini gerdanlık diye çevirmişler.

 

Kalaide, Kirdan veya Kerdan (Gerdan), [candaş] bu da meal yanlışı. Kalaid'e gelince: hayvanın gırtlağının dördüncü ve beşinci boğumu. Gerdan'ın kökeninde bildiğimiz ĞIRTlak var. Bunu gerdanlığa benzetmişler.

Bu ayetin inme nedeni (geleceğe yönelik olarak) Şafii ve diğerlerinin arasındaki boğum kesme (bıçak çalma) mevkiinin giderilmesi içindir.

Şafiiler ve bunun karşılığında diğer üç mezhep, kurbanlık hayvana bıçağın hangi GIRTLAK  B O Ğ U M larına  dayanacağına ilişkindir. (4 ve 5 arasında mı, yoksa 5 ve 6. boğum arasında mı???)

Gerdanlık bukağı/boyunduruk (Cehennemde boyunlarına boyunduruk vurulacaktır.... tipi ayetlerde adı geçen boyunduruk.)

 

<> Edip Yüksel: "Onları işaretleyen çelenkler" diyor. Arap sözlüğü gerdanlık için kılade diyor, ondan...

 

Hayvanın her yerine süs veya kurdele koyabilirsiniz, boynuna tasma kurdele vb. koyabilirsiniz. Bu bir TÖREN değil sadece toplu sürülerde her bir hayvanın kime ait olduğuna ilişkin bir tür DAMGA veya im/işarettir.

Ama bizim Rabbimiz neden böyle BASİT şeylerle uğraşsın ki? Allah'ı neredeyse insanla bir tutmak gibi oluyor böyle çeviriler... Çelenk ne demek? Kurban süslenmez, sadece (Çobana emanet olduğundan) herkes kendi hayvanına kendi damgasını vurur -işaretini kor-. Yine de gerdanlık yok!

 

<> Arap sözlüğü gerdanlık için kılâde diyor ya oradan yakıştırıyor olmalı E. Yüksel.

<> "Boyunları bağlanmış kurbanlık develere"' şeklinde bir meal var hocam

 

[Candaşım], tüm hayvanlar kurbanlık veya değil yılın her gününde zaten BAĞLIDIRLAR, Yularlanmışlardır. Küçükbaşlar ise  Ç O B A N  kontrolünde sürülerdir.

 

<> 5-Maide/97: Allah, Beyt-i Haram'ı insanlar için bir kıyam and/or evi kıldı; Haram Ay'ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten herşeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.

 

"Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten herşeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir."

"Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten herşeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir."

"Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten herşeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir."

Böyle ilahi bir beyana, böyle muhteşem bir cümleye, nasıl olur da Gerdanlığı yakıştırırız.

"Vay be Allah'ın kurbana konan işaretlerden bile haberi varmış!" demek bile kafirliktir.

Allah'tan gizli ne var ki?

Peygamber eşleri aralarında iddiaya girmişler veya cinler hayranlık uyandıran Kur'an'ı tartışmışlar veya Efendimiz geceleyin kalkıp özel namazını kılmış.

Bunlara TAMAM! Allah bu gizlilikleri bildirir Kur'an'da... Ama neden bir yuları, iki kordelayı, üç tasmayı böyle bildirsin?????????

Beni hissediyor musunuz?

 

<> evet

 

Bir dakika. Zaten ayetin yeri NORMAL değil, mix edilenlerden bu.

Maide

Maide

Maide

Maideyi delik deşik ettiklerini ispatlarla size yazmıştım, anımsadınız mı?

 

<> evet

<> evet maide 3 gibi

<> Önceki 5/2ydi, bu 5/97

 

Ama [candaş] M A İ D E  yani dizilişi şüphe götüren bir sure, öyle değil mi [candaş]?

 

<> evet.

 

Kur'an'ın son suresini ve son ayetini ayrı ayrı yerlere koyduklarını tartışmıştık. O halde bu gerdanlık konusunu da kuşkuyla karşılayın.

Allah izin ve ruhsat verirse, o ayetin gerçek yerini size araştırıp sonra yazacağım. Eğer bende bir yanlış varsa, çekinmeden ÖZÜR DİLEYECEĞİM.

Maide (Sofra) tam bir sofra haline getirmişler. Benim en zorlandığım/pek az güvendiğim bir suredir Maide. Çünkü TÜRLÜ sofrası yapıvermişler.

 

<> Bu son ayette gerdan denilen şeye/yere (her ne ise) kabe gibi kıyam kılınmış insanlar için!!

 

Bence 2 ve 97 İŞLERİ KARIŞTIRDIKLARI iki ayet.

 

<> öyle görünüyor

 

(Benzeri Nur 58 ve Nisa 103'ü de birbirine sokmuşlardı)

İki ayrı surenin iki ayrı ayeti, fakat iniş sırasında PEŞPEŞE. Nisa-103'ün SON CÜMLESİNİ yazar mısınız? (Zira salat müminler üzerine vakitli kılınmış bir farzdır)

 

<> 4-Nisa/103: Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükunet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.

<> "Salat mü'minlere vakitli olarak yazıldı/farz kılındı"

<> Üç kez; salat-ı fecr, zahire, salat-ı aşa, üçtür.

 

Bunun ardından gelen 104 olmalıydı değil mi? 104. ayeti de parçalamışlar ve Nur-58 içine gömmüşlerdi (anımsadınız mı?)

 

<> evet

 

Yani Maide suresi ŞAİBELİ bir dizilişe sahip. Bu sure için bana opsiyon vermeniz gerekiyor, çünkü gerçekten karmakarışık etmişler. Ben gibi bir çapanoğlu bile bunun altından zor kalkar.

 

<> Mekki ayetler de var sanırım içinde...

 

Maide suresi zaten 111. suredir. Beşinci sure içinde Medeniler de var. Yani efendimiz hastayken acaba Mekke ve Medine arasında mekik mi dokudu? İniş sırasında Maide 111. sureydi değil mi? (Emin değilim onun için soruyorum) (Tevbe de aynı dönemde geldi)

 

<> Hz osman iniş sırasına göre 112

<> 110

 

Evet hatırladım. 113 Tevbe. 114 ise Tevbenin son iki ayeti, Nasr ve Maide'nin içindeki 3. ayetten bir pasajdı.

Gerçekten Maide suresindeki dizilişte büyük oyunlar var.

 

<> Abdest ayeti başka surede değil mi? Cuma 110 ise, abdest ayeti Maide içinde olur mu?

 

Evet, tutarsızlıklar büyük. (Kur'an tutarsız değil, onu keyfi dizenler -kitabı elleriyle değiştirenler/vay onların haline-)

 

<> Cuma namazı Hicret sırasında farz kılındı diyen aynı kişiler, Cuma suresi için 110. sırada geldi diyorlar. Madem ki Cuma namazı Hicret sırasında farz kılındı neden Cuma suresi 110. sırada Medide son devrinde geldi?

<> 57-Hadid>>>112, 60-Muhtahin>>>111, 5-Maide>>>110 YNÖ (kaynak)

 

Hadid, Rahman, Kehf vb, bunlar nadir değiştirilmemiş ayetler ve sureler. Vakıa ve Amme Cüzünün de büyük bölümü değiştirilmemiş.

Gerçekten candaşlar bir dönem oturup Kur'an'ı RAKİM aritmetiğine göre dizmeli ve defalarca sağlama (19 bazında) yapmalıyım. Artık bu konu açığa kavuşmalı.

 

<> evet bu çok elzem

 

Surelerin iniş sırası var AMA bu kez ayetleri karıştırmışlar. (Nasr sonunu getirip Maide 3 içine GÖMMÜŞLER) O da yetmemiş, Nur-58 ve Nisa-103 gibi KELİMELERİ birbirinin içinde eritmişler.

NE OLUYOR BU HERGELELERE????? Allah onları kahretsin!

 

<> amin

 

Allah'ın kitabına bile sahip çıkamamışlar. Yuh be! Bu kadar zor mu yaw? Bizim chatler gibi toplarsın (tarih korsun, kronoloji yaparsın) yayınlarsın. Bunun nesi zor?????????

 

<> 3-Ali İmran/69: Kitap verilenlerden bir topluluk, sizleri şaşırtmayı arzu etti. Oysa kendilerini şaşırtıyorlar da farkına varamıyorlar.

<> 3-Ali İmran/70: Ey kendilerine kitap verilenler, neden göz göre göre Allah'ın ayetlerini inkar ediyorsunuz?

<> 3-Ali İmran/71: Ey kendilerine kitap verilenler, nedne hakkı batıla buluyorsunuz da gerçeği bile bile gizliyorsunuz?

<> 3-Ali İmran/72: Kitap verilenlerden bir kısmı da şöyle dedi: "Varın o inananlara indirilene güpe gündüz inanın, sonunda da dönüp inkar edin, belki onlar da dönerler"

<> Şimdi Nasr dediğimiz sure, asıl Fetih suresi değil mi?

<> Nakillerde "elyewme..." ayeti en son geldi yazıyor, Maide Suresi'nin 3. ayeti en son geldi demiyor ki, ama eldeki Mushaf'ta Maide 3 içinde diye, şimdikiler Maide 3 en son ayet diyorlar.

 

Eğer Maide 3 son ayet ise yine tutarsızlık var.

 

<> Elbette

 

Allah 23 yıl müslümanlara DOMUZ yedirmiş, en sonunda yasaklamış, TUHAF değil mi?

 

<> LEŞ yedirmiş

 

Evet kan içirmiş. Maide'de bir tuhaflık var. Ama bunu 19'lu sistemde çözebileceğim. (Uzuun bir zamanımı alır)

 

<> Maide şöyle: "Dam üstünde saksağan. Öter Allah deyü deyü"

<> :))

 

;)))

 

<> İki ayrı şiirden doğru iki dize, ama yerleri yanlış...

 

Müthiş bir örnek. Bozuk, çalışmayan bir saat bile günde iki kez DOĞRU zamanı gösterir. 24 saat yanlıştır ama iki kez doğrudur. Beni hissettiniz mi?

 

<> evet

 

Bazı ayetler "TEVAFUK gösteriyor" ama günde iki kez doğru, 84.140 saniye YANLIŞ.

Yukarıdan aşağı yazdım. Kelime Geldani sihri (kalde, kıldani). Kalde >>> SAMİCE gerdanlık demek. Bu çok önemli, lütfen not ediniz.

Önasya'da bir kentin ve devletin adı. Harut ve Marut'un Babil'den sonraki devamlı oturdukları yer, yerleştikleri kent.

Bu VERİ önemli olabilir. Gerdanlık kelimesini KALDE'den almış olabilirler, lütfen bunu da araştırma konusu yapınız.

 

[] https://web.archive.org/web/20050204014244/http://www.yorumcu.com/as/hist.asp

<> Kaldeliler, astroloji ile ilgilenmişler

<> [Önceki chatlerden:] Demiştim ki, Cifir'i bilip de zaman yokluğundan asla yazamayacaklardan biriyim -DEĞİL, TEK'im! (Havas kitapları folkloriktir. Kimi Cincilik, sihirciliktir. İlmi Nücüm ise Geldani/Kalde kitaplarıdır. Çok azı Harut-Marut bilgisi  içermektedir. Kabbalah kitapları da tamamen majisyenlik/Firavun  sihirbazlarının bilgileridir.)

<> Cinlere/şeytanlara kurban edilme sihir/büyü ile ilgili. Maide 3 ve 97'deki kılâde bununla da ilgili olabilir

 

Babilon >>> Kapı içinde kapı anlamındadır -Matruşka gibi-. (Asma bahçeler bağlamında) (Babil/Babilonia)

AKKAD >>> Sağlam kaideli, sağlam oturmuş.

ASSUR (EN BÜYÜK SAMİ) veya Al-Sur'dan da deniyor.

Nebat'lar Papirüs üreticileri. (Mısır haricinde bir şube gibi)

Nebatilerin bize benzer özellikleri de var: Bir kaç Nıbtice/Nebatça kelime örnekleri:

Tammuz (Temmuz ayı) Turanca (Hitit, Sümer, Elam ve diğerleri) Tamu, cehennem sıcağı.

Töre >> yine Töre (İbranice tevrat) (Sanskritçe Torat veya Turat)

Sümer kelimesi de şimdiki Suomi ile AYNI (su adamları, bataklık adamları)

SUOMİ nedir? (Sümer)

 

<> Finland nere, Mezopotamya nere

 

;) Çünkü Hititler Sümerler Suomiler (Finliler) Balçıklılar (Baltic) hepsi bir dil grubudur.

Finliler >> SU-O-MEN (Sümer, su adamı)

Estonlar >> Balçıklar (Baltic'ler)

Eğer Turan dilleriyle ilgili veriler bulursanız şaşıracaksınız: Hitit, Sümer, Türkçe, Fince, bu kadar benzerlik PES yani!

 

<> İnuitçe kayak kelimesi yeter bence. Ya da ıglu, avlu kelimesi

 

Evet, Grönland'dan bilirim: Sukoyak. İgluz >> Buz ev. Yine Eskimoca Aglu, evlu, avlu. AV (>>EV'den) EVLİK kelimesinin bir tür söylenişi: EV+LİK.

 

<> Evet

 

Saamii veya Lapon dilinden bir cümle:

Pil pilig. (P yerine B yazınız) (Bil bilgiyi)

Pin pinig (Bin bineğe)

Pes dedirtiyor değil mi?

 

<> evet

 

Yarın 19.30 ila 23 arası yeniden candaşlar, geronimo'nun sırtı fena ağrır. RZİ MİH.

 

<> inşaAllah kaptan, iyi geceler

<> sağolun

<> geçmiş olsun efendim

<> Slm slm dabbetimiz Allahımıza emanet olun

 

hoş-bye

 

<> RZİ slm slm