HIZIR TEZKİRESİ’NDE SÖYLENENLER ÇIKIYOR

Şimdi tekrar Gell-Mann’ın rüyasına geri dönelim: Bu rüyadan sonra iyice meraklanan Gell-Mann, James Joyce’un aile efradı ile görüşür ve aile arasında onun kısa isminin “Jim” (Cim) olduğunu öğrenir. Ailede iki tane “James” olduğu için, birine “J” (Cey), diğerine de “Jim” (Cim) denilmektedir. Böylece, Jim’in “Cim” olarak okunuşu ile Arapça’daki “C” (Cim) harfinin okunuşu aynı olunca, Hızır Tezkiresi’ndeki bir sır daha ortaya çıkar:

Tezkire’de, “İsmi Cim olan bir Hıristiyan şairin mısralarında yazılan” ve “yazılmayıp da söylenen” denilmişti. Yazılanlar bellidir. Yazılmayan, ancak yazılanlarla tam bir uyum içinde olan ilk iki beyit ise, Gell-Mann’ın rüyasına girmiştir.

Şiirde geçen “kuark” sözcüğünü yakınları da anlamadıkları için, ne olduğunu sorduklarında, Joyce’dan şu cevabı almışlardır: “Onu yazdığımı kitap yayınlandıktan sonra fark ettim. Anlamını ben de bilmiyorum. Niye yazdığımı da bilmiyorum. Öylesine yazmış olabilirim”. Devamını yine Aiberg’in ağzından dinleyelim:

“Bütün bunlardan, Gell-Mann haliyle fazla bir şey anlamamıştı. Ama benim için pek çok şey net olarak anlaşılıyordu. Şiirin tamamını Gell-Mann’a tek tek okutarak dikkatle not ettim. Bunun üzerinde kafa yoracaktım; çünkü yazgım beni bu işe bulaştırmıştı. Anladığım kadarıyla, Gell-Mann’ın rüyası ile Hızır Tezkiresi arasındaki iletişimi sağlama görevi sanki bana verilmişti. Onunla ben ayrı kıtaların insanlarıydık. Amerika’ya gelmem ve onunla karşılaşmam nasıl bir plan ya da raslantıydı? “K-Kuvve-i Irk” sözcüğü ile Gell-Mann’ın kuarkları arasında kesin bir ilişki vardı. Bu rüyanın, benim bilgilerimle sımsıkı ilişkili olması neyi tamamlıyordu?"