145 - 23 Mart 2003 Pazar

Selam ve Selam,


“Allah Kalplerimizi Uzlaştırdı” Yukarı

"Allah KALPLERİMİZİ uzlaştırdı" sözündeki sır şudur: RUHLAR ÖPÜŞÜR. Uzlaştırdı da, bu sayede KARDEŞLER olduk. İşte bunlar kardeş öpücüğüdür. SU içinde BUZ (Nefsimizin girdiği, ayrık ruh birimimiz, ayrık bilinç ögemiz) kardeştir. Bu FITRATIN tersine bizler genelde kalleş oluyoruz, Kabil gibi katil oluyoruz. Habil olacağımız yerde "CEHENNEM’İ" kabullenmişiz. Bizi Cehennem’den buraya sürgün etmediler ki! Biz CENNET’TEN Dünya’ya sürgün olmadık mı? KAYNAĞIMIZ ATEŞ DEĞİL Kİ KIPKIRMIZI, kaynağımız YEMYEŞİL CENNET! Şu KABİL SALAK MI? Bu kadar aptal olabilir mi insan? Üstelik İNSAN olarak, tüm insanlık tarihinde Cehennem’e girecek İLK İNSAN siftahçı KABİL'dir. Aptal değil de ne! Böyle bir İLK'e imza atmak için çok mu çalıştı? Öldürdüğü özkardeşini CENNET'e gönderdi, şehid olarak... Bu aptaldan da öte tam bir ahmak. Kendi kardeşinden önce koşacağına, kardeşini gönderdi Cennet'e... HABİL ve KABİL...

Ruhla kesinlikle ışık hızı ötesinde "NEDENSEL" değillerdir. Yani yaşlı ruh, genç ruh, baba ruh, ana ruh, karımın/kocamın ruhu falan yoktur. BUZLAR eriyince tüm ruhlar SU >>> RUHul Küll olurlar. Bir BUZ-RUH diğeriyle KALB yoluyla anlaşır. BAŞKACA HİÇBİR İLETİŞİM DE YOKTUR. Ya kalplerinizde UZLAŞI vardır, kardeş olursunuz; ya da kalplerinizde maraz vardır, KALLEŞ olursunuz. Kardeş olmak HANİF İŞİ, ötekisi ise beni ilgilendirmiyor. BİZ SAVAŞ SAVAŞ DEMEDİK, barış barış dedik bir kere... Biz sözümüzün/misakımızın TAKİPÇİSİYİZ! Hiçbir HANİF tarihi boyunca DÖNEKLİK yapmamıştır. Yapsaydı İBRAHİM MİLLETİ TEK OLMAZDI.

İki tip İbrahim milleti olurdu:

1. HANİF İBRAHİM MİLLETİ.
2. KALLEŞ İbrahim güruhu.

Ama ikincisi HİÇ OLMAMIŞ, yok ki! Kalleşlik onun AKLINDAN ÇIKMIŞ, zürriyetinden çıkmış >>> Siyonizm ve aşağılık Arap gibi ama BİZLER onun zürriyetinden değiliz, MİLLETİNDENİZ. KAN-GEN gerekmiyor aramızda, İbrahim tiynetli olmak için. Nasıl ki ARAPÇAYI EN AZ BİLEN IRK ARAPLAR ise, EN YÜCE İBRAHİM MİLLETİ DE Arap-Yahudi kanı olmayan tüm insanlardır. HANİFLİK, Arap-Yahudi dışında gelişmiş bir MİLLET kavramıdır (Millet bütünü içinde HALK denen alt birimler olabilir). BİZLER BU İKİ LANETLİ/AŞAĞILIK IRKTAN OLMAYAN İbrahim MİLLETİYİZ. Biz de İbrahim kanı gibi bir SEYİDLİK yok. İbrahim'in kanı-geni YAHUDİ ve ARABINDIR... Ama İbrahim'in ruhu-canı BİZLERİNDİR. İyi ki bende İbrahim'in kanı yok! Olsaydı, bu hemen kendini belli ederdi: BENİ (Hans'ı) burada asla göremez ve tanıyamazdınız. Kimbilir ya Yahudi tefeci ya da aşağılık Arap olarak El Kaide'nin militanı olurdum. İbrahim'in Zürriyeti Allah'ın dostu değildir. Ama MİLLETİ onun dostudur.

Kalpleriniz UZLAŞTI ise, yani sevgi dolduysa, o zaman size KARDEŞLİK farz oldu. Allah'ın farzına uyunuz. Kabil gibi yaşamaktansa, Habil gibi ölmeyi tercih ediniz. Cennet ikincisinin ucundaki yeşil yoldur.


“Adem-Havva - Habil-Kabil” Yukarı

Gelelim konuya... Habil canım o benim... Onun soyundan olmak güzel bir şey... O (Huri) ikizi olan (insan) Labuda ile evlendi. Çocukları oldu (İdris gibi; İdris bir HURİ olarak atası HABİL gibi Cennet'e alındı) ama kalleş Kabil onu HASED etti. Kızkardeşi olan HURİ Labuda ile evlenmesini hazmedemedi. EVLİ kadını kaçırdı, tecavüz etti... Ve hatta çocukları oldu, zürriyetleri oldu (Ad, Semud gibi). Bu lanet zürriyetler yüzünden yeryüzünü MUTANTLAR kapladı. Ta ki, Habil-İdris soyundan NUH çıkıp da bu mutantlardan Dünya’yı kurtarana kadar; ama KABİL'in kanı gizli devamlılık ilkesine göre yaşıyor. Onları her yerde (Ebu Süfyan soyu gibi) bulabilirsiniz; her zamanda (Süfyaniler, mezhebçiler) olarak karşınıza dikilmiş olarak bulabilirsiniz.

Daha önce de yazdım: Adem ve Havva'nın çocukları en önce iki tanedir: Bir kendi genlerinden olan; ikinci, HURİ olarak yeniden Havva'nın Omurga-kaburga arasından doğan. İlk dört ikizin ikisi kaburgadan, ikisi rahimden doğdu. Kaburga ve rahim ikizleri ÖZ değildir. ÜVEYDİR, hatta kel alakadır. Kaburga ikizine rahim ikizi olan karşıt cins verildi. Bu emredildi, baştan uygulandı ama EVLİ kadına göz diken ve "Biz aynı anda aynı anadan doğduk" diyen kardeşinin evli ve çocuklu karısını (Labuda) kaçırıp onun ırzına geçip, ondan çocuklar (incest) türeten KABİL'in bu kanı maalesef bizde var.

Havva da öyle:

1. Rahimdan doğurduğu çocuklarına ÖZ;
2. Kaburgasından çıkan çocuklarına ÜVEY evlat muamelesi yaptı.

Halbuki hepsi kendi çocuğuydu. Ama, rahimden doğan, mesela erkek çocuğuna "BENİM ASLAN OĞLUM" dedi. Onunla evlenen fakat, kaburgasından çıkan KIZINA da "Gelinim" dedi... Bu gen kodlaması bize karaleke olarak geçti. Ünlü KAYNANA olmak tersgüdüsü ortaya çıktı.


“Başörtüsü - Cariye” Yukarı

Resulullah'ın EŞLERİNDEN başkasına Cilbab >>> Yarım başörtüsü EMRİ GELMEMİŞTİR. KUR'AN ORADA DURUYOR!

Ahzab Suresi 59: Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerini sıkıca örtsünler! Bu, onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah, çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.

Bu ayet BİLDİĞİNİZ GİBİ bizleri bağlamıyor. Nur Suresi 31. ayette "Bi humurihinne ...." dediği yer de EŞARP değil, SAÇ.

ARAPÇADA >>> ŞAR >>> SAÇ. Bunu kim böyle yaptı? Yani Emevilere kadar ŞAR >>> EŞARP diye geçiyor sözlüklerde. Emeviye’den sonra, HIMAR >>> EŞARP.

"Kul lil müminati >>> Mümin kadınlara de ki..." diyor ayet ama EŞARP=ŞAR. HIMAR=SAÇ, MISIR PÜSKÜLÜ VB., hatta fırça.

Cilbab, hemşirelerin giydiği kukuletalı (Kapşonlu) pelerinin adıdır. İster başına geçirir ister geçirmez kapşonu... O MÜMİN KADINLAR, RESULLLAH'IN EŞLERİNİN NEDİMELERİ (Refakatçileri). SADECE RESULULLAH EŞLERİ İÇİN GEÇERLİ bir de eskortlar için. SON RESULULLAH'IN EŞİ DE VEFAT ETTİKTEN SONRA, bu ayet EBEDİYEN KALKMIŞTIR. Şimdi siz takıyorsanız Cilbabı, mutlaka yanınıza Hz. Aişe'yi falan almanız gerekiyor.

Yeni arkadaşlarımıza Mürsellerin yazması gerekiyor: "Resulullah içinizdeyken..."; "Senin eşlerin ve yanındaki inananların hanımla..."; "Sadece sana ait olmak üzere gecenin bir yerinde kalk ve namaz kıl..."; "Arkadaşınız Muhammed, içinizdedir ve çıldırmadı...". Bunlar O zamanın, YANİ RESULULLAH'IN SAĞLIĞININ AYETLERİDİR. Biz artık kalkıp Resulullah'ın namazını kılamayız. Biz artık Resulullah'ın EŞİ yanımızdaymış gibi, tutup da CİLBAB ve EŞARP giyemeyiz. ANLAMALIYIZ! HERŞEY GEÇMİŞTE KALDI! Resulullah vefat etti! İsa ve Yahya değil ki, "İleride geri gelir, evlenir, onun eşlerinin yanında nedime hanımlar da eşarp takarlar...". RESULULLAH EFENDİMİZ ve cümle eşleri TERHİL OLDULAR. Artık o ayetler bizleri ENTERESE etmiyor. Sadece MATEMATİK OLARAK değerlendiriyoruz. Resulullah'ın son eşinin ÖLÜMÜYLE BİRLİKTE CİLBAB ayeti GEÇMEZ AKÇE OLARAK KALDIRILMIŞTIR.

Vay sen misin kaldıran, 5 mesture, sıradan bir adamı dövecekler. AYIP AYIP MİLLENİUM KIZLARINA... Bunlar mı çocuklarımızın annesi olacak? Bunlar mı terbiye edecek benim MÜSTAKBEL HANİFLERİMİ? Bunlar SÜFYANİ militanı çıkarırlar ancak... Mehdi'yi öldürsün diye... Cariyeliği severler zaten... "Çalışan kadın/işçi kız" kelimesini seks kölesi cariye olarak algılarlar bunlar... İçlerini Allah bilir ama, cariye denince parlayan gözler görüyorum, bazı başörtülülerin gözlerinde bir an yanıp sönüyor. Baba korkusu, ağabey korkusu da onları örttürüyor. Bir de aşık oldukları genç ya da gencin ailesi istediği için KAPANANLAR var. Allah bunların hesabını sormayacak mı? İnsan kendisini SAHİPSİZ ve HESAPSIZ mı sanıyor? Sırf bunun için 7 milyon adet ÇİFT evli, ÜÇ EVLİ, dört evli nikahlar var. METRESLİĞİN adını değiştirmişiz hepsi bu... Nüfus sayımında 7 milyon çift (14 milyon eder) bu durumda çıktı.

Cariyelik nedir sizce? Kur'an'a göre, bir işverenin (Malik) yanında çalıştırdığı kadınlar (Memluke). Sen bir sekretersin bir firmada ya da bir fabrikada bayan işçi... İŞTE BUNUN ADA MEMLUKE >>> CARİYE. Cariye nereden çıktı? SAHİ Kur'an'da MEMLUKE var. CARİYE NEREDEN ÇIKTI? Kur'an'da böyle bir kelime var mı?

Nisa 24: wa al muh.s.anaat min an nisaa' 'illaa maa malakat aymaankum kitaab 'allaah alaykum wa uh.illa lakum maa waraa'a zaalikum 'an tabtaghu bi amwaalkum muh.s.iniin ghayr musaafih.iin fa maa istamta tum bihi minhunna fa 'aatuhunna 'ujurhunna fared.ah wa laa junaah. Alaykum fe maa taraad.aytum bihi min ba di al fared.ah 'inna 'allaah kaana aliim(an) h.akiim(an).

Nisa 24: Bir de harp esiri olarak elinize geçen cariyeler dışında, evli kadınlarla evlenmeniz Allah yazısı olarak haramdır. Bunların dışındakileri ise, zinadan kaçınıp namuslu yaşamak üzere mallarınızla istemeniz size helal kılındı. ...

“Sağ ellerinizin malik olduğu dışındaki kadınlardan 'evli ve özgür' olanlarla da (evlenmeniz haramdır). Bunlar, Allah'ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı, iffetlerini koruyup, fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla (mehir vererek) evlenecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir)lerini tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnut ol”.

CARİYE orada yazılı mı? Yani Arapçasında CARİYE diye bir şey var mı? Bu ayeti lütfen ARAPÇA bilenleriniz bana BİRE BİR ÇEVİRSİNLER. Bu kadar da Kur'an'a iftira atılır mı?

“Özgür”, bu kelime nedir? Özgür kadın. Bu kelime tornistan edilmiş. Yani Hz. Hatice anamız gibi MALİKE (işveren) kadın, ekonomik bağımsızlığını kazanmış kadın. “evli ve özgür olanlarla da (evlenmeniz haramdır)”. HARAM KELİMESİ NEREDE? Bana bulur musunuz? Bir önceki ayete de bakabilirsiniz... HARAM kelimesini bana bulunuz. Ya da CUNAH (günah) kelimesini bulunuz. Bakın HARAM başka, GÜNAH başka. Domuz eti yemek HARAMDIR. Domuz etini HARAM BİLEREK YEMEK GÜNAHTIR ve dinden çıkmazsınız. Ama Günah (Cûnah) yerine HARAM DERSENİZ DİNDEN ÇIKARSINIZ. Haramı haram etmek sadece ALLAH'a mahsustur. Bu din ALLAH'A HAS KILINMIŞTIR, mealciye değil.

Şimdi kadınlardan ÖZGÜR olanlarla evlenemiyoruz. Böyle bir şey YAZAR MI ALLAH! O zaman Resulullah'ın hemen Hatice anamızı boşaması gerekmez miydi? Özgür kadınla evlenmek GÜNAH; ama CARİYE İSE EVLENEBİLİYORSUNUZ! Benim Rabb’im bu kadar MASKARA Kur'an yazabilir mi? “ÖZGÜR” kelimesinin ARAPÇASINI BULUN BANA AYETTEN... Lütfen... Bakalım kelime ÖZGÜR mü, yoksa başka bir şey mi...

HANGİ MEAL DOĞRU ÇIKTI DA BU DA ÇIKSIN. Mealcinin aklı fikri CARİYE ile oynaşmakta. HİÇBİR KADIN TUTUP DA MEAL VE TEFSİR YAZMAZSA, işte böyle olur!

Şimdi bakalım HARP ESİRİ KELİMESİNE. Esire (dişi tutsak). Şimdi bunun Arapçası var mı orada? Ya da CARİYE diye bir laf var mı? Malik kelimesinden Malekât var... KİMİ ESİR ALDIN EY MEALCİ? Bana açık açık göstersene mealci? Gösterin bana SAVAŞ , ESİRE, CARİYE gibi kelimeleri... Bir de şu ÖZGÜR KADIN kelimesini açalım. Sonra da bombayı patlatıyorum. “Maa” hem soru sormak, hem de olumsuzlamak, hem de olumsuz soru sormak gibi işlevlere sahiptir. “Ma kâne hadisen YÜFTERA gibi”. HANİF İBRAHİM DİNİ ANLATILIRKEN BAKINIZ, kaç kez MA KÂNE geçiyor (İbrahim ma Kane müşrikun gibi).

Bakara135: wa qaalu kuunu hud(an) 'aw nas.aaraa tahtadu qul bal millah 'ibraahiim h.anef(an) wa maa kaana min al mushrikiin.

“İbrahim ma kane müşrikun” orada “MİN EL” kelimesi eksiktir, o olmazsa, İbrahim "Müşrik miydi acaba" diye Allah sormuş olur. Ama “ma kane... MİNEL” dediğimde anlam değişir ve MÜŞRİK olmadığı ortaya çıkar. Şimdi yazıyorum “Ma malekat” ve bu kadar. Dönüp ayete bakınız bomba patlıyor: SAVAŞTA ESİR KADIN ALMAYIN (Esire, tecavüz, ırza geçmek, işkence vb.) HEPSİ BURADA VE YASAKLANMIŞ. AYET NE YAZIYORDU dönüp bir bakar mısınız? “Sakın ha düşmana ait kadınlardan savaşta yararlanmayın”, böyle diyor AYET! İmza Dabbet!

Allah, bizim SIRP'lar gibi Boşnak kadınlara tecavüz edip, onları kışlada koğuşlara kapatmamızı EMREDER Mİ? Biz yaparsak, SIRP’IN, HAY HAY BUNU YAPMAYA HAKKI DOĞMAZ MI? Unutmayın, 150 bin Boşnak kızçocuğu-kadın'a tecavüz edildi.

Böyle "haplar” biçiminde "YALANLARINI" sunarak mealcilerin başınıza ne çorap ördüğünü ortaya koyuyorum. Daha önce de yapmıştım: Nur 31. ayette, "Erkeklikten kesilmiş yaşlı erkek" veya "Homoseksüeller/Travestiler" veya erkekliği dağlanmış harem ağaları için CEVAZI, izni, vizeyi MEALCİLER VERMİŞTİR. Ayete baktığımızda, "Eve sakın ERKEK ALMAYIN, ANCAK ERKEKLİKTEN DÖNMÜŞLERİ ALIN", "ERKEKLİĞİNİ DAĞLADIĞINIZ ERKEKLERİ HAREME ALABİLİRSİNİZ", "ERKEKLİKTEN KESİLMİŞ ERKEKLER İLE PEDOFİLİ YAPABİLİRSİNİZ".

Evet şaşırmayın MEALCİLER bunlara izin vermiştir. Onun için Osmanlı saraylarında Afrikalı 15 yaşında çocuklar testisleri ateş ile yokedilerek saraya alınıyorlardı. YANİ BUNA İZİN VEREN NUR 31. ayetti! YANİ ALLAH'IN EMRİYDİ (Haşa tevbe). Dostlar eve erkek almayın, ama yol kenarından travestileri davet edip eşinizle tanıştırın. MEALCİ öyle diyor.

Nur 31: Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları, yahut babaları, yahut kocalarının babaları, yahut oğulları, yahut kocalarının oğulları, yahut kardeşleri, yahut kardeşlerinin oğulları, yahut kendi kadınları, yahut ellerinin altında bulunanlar, yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar, yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!

Bakın NEREDEN HAREM AĞALARI VE LİVATA SERBESTLİĞİ ÇIKIYOR. “Anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar...”. Birini buldunuz. İşte bu ayet yüzünden ŞEYHÜLİSLAMLAR VE HALİFELER, genç çocukları HAREME almışlardır. Arapçasında var: "Erkeklikten kesilmiş" gibi bir kelime, Türkçesinde niye yok? Bir başka mealden yazabilir misiniz? Yaşlı erkek kastediliyor orada... Arapçasında AÇIK var, mealde yok, neden?

“Yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden...”. Bu yaşlılara atıf edilmiş. Bu yüzden Emevi-Abbasi-Osmanlı PEDOFİLİ ile yaşadılar. Çerkez kızların yaş ortalaması 7 idi (Çerkez cariyeler). Osmanlı hareminde dağlanmış çocukların şu görevi vardı:

1. Harem kalabalıktır, dolayısıyla 1000 kadına üç yılda bir sıra gelmekte, fakat kadınlar bu arada cinsel ihtiyaç içindedirler. Kimi lezbiyenliği, kimi de bu bir düzine genç zenci çocuğu kendilerini teskin için kullanıyorlardı. Çocukların sadece testisleri ateşle dağlanıyordu, amaç, padışah kadınlarını hamile bırakmamaları idi. Testislerin üstüne dokunmazlardı.
2. Osmanlı hanedanında bir GAY padişah çıkmıştır. Bunun dışındaki saray harem hayatına dalan gerileme dönemi padişahları bu genç çocuklar ile pedofili yapıyorlardı.
3. Çerkezler Osmanlı saryından akçe almak için kızlarının 7 yaşına gelmesini sabırsızlıkla beklerlerdi. Bu çocukları Padişah kendi deneyip seçer alırdı.

Küçücük bir ayetten, görün ne BÜYÜK SEKS SEKTÖRLERİ çıkmış. Cariyelik ve Harem kurumu ortaya çıkmış, ZENCİ HAREM AĞALARI çıkmış... Niçin zenci? Çünkü eskaza padişah hanımları hamile kalırsa padişahtan mı; yoksa zenciden mi RENGİNİ BİLELİM diye. İşte EBAYEZİD HANEDANIMIZ.

Geri Dön     Yukarı