Bombaları nereye gömdünüz?

1614 mayıs 2015te Ulusal Kanal'da yayınlanan F-Tipi Cemaat/Çete ile mücadeleyi konu alan 'Ne Yapmalı'' programında Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde, Yüksek rütbeli, Albay, Komutan vblere yapılan adi çirkin (çocuk, hayvan vb. pornosu) suçlamaları konuşuldu. Programın konuşmacılarından bu adi kumpasa bizzat kurban olanlardan Adil Serdar Saçan, yaşadıklarını anlattı.

Oysa biz biliyorduk ki, 2006 Haziran'ında, bir ÖN/İLK/PRE-Ergenekon davası görülmek üzere, bu zulümlerin ilk denemesi olan iftira ve suçlamalar, Pensylvanialı Fetullah ve AKP ortaklığı/işbirliğiyle, hedeflerindeki Hans Von Aiberg üzerine yöneltilmiş; kendisi eşi ile birlikte tutuklanmış, 8 ay boyunca uğradığı zulüm, cezaevinde de devam etmişti.

İlginç olan, HvA tutuklandığında kendisine sorulan ilk sorunun; "Bombaları nereye gömdünüz?" olmasıydı. Yıllar sonra HvA o günü anlatırken şunları da söyleyecekti:

''İşte ben de ADI henüz konmamış iken ERGENEKON davasının ilkiyim. Eşim ve ben bir ÇETE kurup TC devletini devirmeye ve değiştirmeye tam teşebbüs'den SORGULANDIK! Sonra iddianame geldi ki BUNLARIN HİÇBİRİ yok… Ben ve eşim NİTELİKLİ BİRER DOLANDIRICI OLUVERMİŞİZ. Daha sonra da TÜM sizlere yazdıklarıma "Dini kullanarak insanları istismar etmek" gibi ithamlar vardı.

Hani bize elbombaları sordunuz. Benim kömürlük ve çatı ARANDI, bahçe kazdırdınız bahçivana? Sonunda benim gömdüğüm elbombaları ÜMRANİYE'de bulunmuş ama bize ait kanıt bulunamamış!

(Adaletini seveyim F'nin polisi, F'nin savcısı, F'nin kiralık Hakimi Eyüp Yeşil!)

Kağıtlarım, candaşlarım, >>> HAKİM EYÜP YEŞİL İMZASIYLA >>> WASHİNGTON'a (önce FBİ kamu binasında tutulmuş) GÖNDERİLMİŞ.

Bunu F-Savcısına sordum: Kağıtlar Amerikaya gider mi? "Ben bilgisayar Hard disklerinin gönderilmesi emrini verdim." Ankara'da çözülemiyor, Ankara da zaten >>> ABD'ye uzmanlara gönderiyor. 
TÜM HARD DİSKLER emanetteydi. Ama balya balya kağıtlar yoktu…''

Ergenekon ve Balyoz davalarındaki polis tuzaklarını yine sayın Aiberg'ten dinleyelim:

fft64_mf1100112Bilgisayar HİLESİ deyip geçmeyin, isterseniz ahlaklı birini photoshop'da rezil ediniz; isterseniz Beşiktaş Adliyesi gibi sahte deliller üretiniz; isterseniz kaptan'ın [Aiberg’in] bilgisayarına arama sırasında porno disketler yerleştiriniz. Ufak atın da balıklar yesin. 60 gigabyte'lık (o zamanlar öyleydi bilgisayar hard diskleri), siz 400 tane PORNO VİDEO koyuyorsunuz. Bunun bir hesabını yapınız lütfen. Yarım saatlik bir video kaç gigab? Bulduğunuz rakamı 400 ile çarpın).

<> 300mb'tan 120gb eder 400 video

Oysa benimki o devrin en büyük HARDDİSKİ. Ve F-polisinin diğer bulduğu sözde şeyler (kitaplar vb.) onlar da 100 gigabaytmış (Mahkeme kayıtlarına bakınız). Resimler milyonları buluyor ve bunlar 60 gigabayt olan ve içi XP programları dolu, partitionlu bir harddisk içinde oluyor. Hele bir de incest videoları var(mış) ki, ikişer buçuk saat sürüyor, OHA.

Bunları götürdüler ve şikayetçilere YUTTURDULAR. Şikayetçiler bu düzmeceler için benden şikayetçi oldular. "Biz kandırılmışız" dediler. Oysa onları POLİS kandırıyordu, savcı kandırıyordu.

Sözkonusu bilgisayar >>> kızlarımın bilgisayarı ve iki çocuğun bilgisayarı >>> PORNO dolu!!!!!! Biz nasıl bir aileymişiz???????????????????

Bunlarla mı kandırıldınız? Hiç aklınız yok muydu? ÇOCUKLARIN bilgisayarı TEVKİF edildi ve halen alabilmiş değiliz! Oysa yasalarda bilgisayara EL KONMUYOR, kopyası alınıp sahibine iade ediliyor.

HANİ BENİMKİLER NEREDE, eşim çocuklarım. NİYE VERMEDİNİZ? HUKUK SUÇU MU DEĞİL ? YASA diyor ki MUHTAR, yan komşu ve sanığın kendi gözü önünde bilgisayarın harddiskinin KLONU alınır, bilgisayar ise İADE edilir. HANİ? Veremezlerdi çünkü ACEMİCE ve hesap hatası yaparak (gigabayte cinsinden hata).

Acemilikleri yüzünden VEREMEDİLER, alıp götürüp >>> KAYBETMEK zorunda kaldılar bilgisayarları. ACEMİ'liklerinin kurbanı oldu bilgisayarlar ve halen de ORTADA yok. ADLİ emanet diyor ki "ANKARA'da" bizde değil. Ankarada ne işi var? Balıkesirdeki mal ANKARAYA gidiyor ve bu size İADE ETMELERİ GEREKEN BİLGİSAYARINIZ!

Gördünüz mü, KANDIRILDIK diyenlerin hamıklığını? Bir parça uyanık olan ANLARDI bunların ergenekon davası gibi düzmece olduğunu? SİYASİ dava olduğunu, iki öğretim görevlisinin, iki yazar ve gazetecinin, iki muhalifin İÇERİ ALINMAK İÇİN KOMPLO (Conspiracy) kurulduğunu biraz aklı olan anlardı.

İlgilenenler, daha detaylı bilgileri şu linklerde bulabilir:

* https://www.facebook.com/notes/hans-von-aiberg/pre-ergenekon/655126417858844

* https://26august.wordpress.com/2014/09/03/dabbetul-arza-yapilan-zulum/

F-Tipi+Akp çete/polislerince komplo ile yerleştirilen, ambalajı bile açılmamış CD'lerden(!) oluşturulmuş ve güya evinde ele geçtiği iftira edilen o porno arşivine dair düzmeceyle ilgili borazanlık yapan paçavralardaki haberlerden bir paragraf:

"59 yaşındaki Bülent Ayberk'in maskesini düşüren Zig-zag Operasyonu'nda 8'i dizüstü olmak üzere toplam 10 bilgisayara ele konmuş, sahte profesörün evinde 80 porno CD bulunduğu basına yansımıştı. Haziran ayında el konan bilgisayarların bir buçuk yıllık kayıtlarının incelenmesi sonucu ise şebekenin çok daha kapsamlı bir 'arşivi' olduğu ortaya çıktı. İncelemelerde, içinde çocuk ve hayvan pornosunun da bulunduğu 1000'den fazla sapık görüntü ortaya çıkarıldı. Bunlar arasında eşcinsel porno görüntüleri ve iğrenç çizgi filmler de var. Ancak bu görüntüler 'Aiberg İddianamesi'ne dâhil edilmedi; çünkü şebekenin bu görüntüleri internette yaydığı bir türlü kanıtlanamadı."

http://www.aksiyon.com.tr/ibrahim-dogan/sahte-profesorun-porno-arsivi_519529

Aşağıda ise en nihayet günyüzüne çıkmaya başlayan, Ulusal Kanal'daki benzer iftiralara ve suçlamalara maruz kalmış komutanların başına gelenlerin anlatıldığı, izlemenizi tavsiye ettiğimiz program videosu ve konuşmanın ilgili kesimlerin yazıya dökümü bulunmaktadır:

Ergenekon-Balyoz-ve-Sike-davalarinda-yeniden-yargilanma-olur-muAdil Serdar Saçan: Bu arada Ergenekon davası ve Balyoz gibi davalara dahil olmuş olan kişiler de gözaltına alınıyorlar. Yani o süreçte komplo düzenleyen, o süreçte sahte CDleri insanların evlerine koyan. Hatta sahte CDler hep deniliyor da, bu pek söylenmiyor, benim evime de koydular, AŞAĞILIK PORNO CDleri koydular evlerimize. Yani dilim varmıyor söylemeye, çok aşağılık görüntüler olan, ama hepimizin evlerine ayrı ayrı yerlerde koydular ama görüntüler hep aynı görüntüler.

Daha sonra biz birbirlerimizle, tutuklular görüşünce, salonda çıktı ortaya. Mesela Emcet abi, Emcet Olcaytu, ona selam olsun burdan, Emcet abinin evine koymuşlar, benim evime koymuşlar. Mesela bazi paşaların, isimlerini vermeyim, ayıp oluyor, onların evlerine koymuşlar. Daha sonra biz aramızda konuşurken tabi onlar Ergenekon dosyası kapsamında olmuyor, başka..

Spiker: Onu soracaktım, bunlar bir suç unsuru olarak mı sunuldu?

Adil Serdar Saçan: Evet, onlar Türk Ceza Yasasına bir hüküm koymuş, AKP yeni Ceza Yasasına, işte porno görüntüleri yayanlar, satanlar, işte evinde bulunduranlar falan, onlara ceza veriliyor. Öyle bir hüküm koymuşlar, şimdi gidiyorsunuz mahkeme..

Av Nusret Senem: Ama onlar biraz sanıkları kamuoyu önünde itibarsızlaştırmak için o zaman öyle yaptılar.

Adil Serdar Saçan: Tabii tabiiki, ama bence asıl mide bulandıran o, Nusret abi

Av Nusret Senem: Tabii.

Adil Serdar Saçan: Şöyle, ben Ergenekondan tahliye oldum, ee, ceza aldım gerçi ama tahliye oldum çıktım, ama şu Küçükçekmece adliyesinde yargılanıyorum, işte duvarda yargılanmayla ilgili günlük mahkeme listesi var, orada Adil Serdar Saçan, işte hayvanlarla cinsel ilişkiye girmeyle ilgili porno kaseti ticareti yapmak, imal etmek falan diyor! Gelen oraya bakıyor, "yuhhh sapık adama bak!" diyor.

Yani yerle bir oluyorsunuz. Benim için 14 buçuk yıl cezadan daha çok kötüydü orda yargılanma süreci, 16 ay tutukluluktan çok daha kötüydü ordaki adım. Beraat ettim gerçi ama, yani o kadar kötü şeyler ki, bazı arkadaşlarımıza çocuk pornosu koymuşlar mesela.

İşte şimdi adam gelmiş, torun torba sahibi orda, koca paşa, koca genel yayın yönetmeni, adamcağızın evinden çocuk pornosu çıkıyor. Bunlar aşağılık şeyler.

Spiker: Peki beraat ettiğinize göre, onların sizin evinize birileri tarafından yerleştirildiği ortaya çıktı, onlarla ilgili birşey yapıldı mı?

Adil Serdar Saçan: Yok, onlarla ilgili birşey yapılmadı. O zaman dokunulmazlıkları vardı, şimdi bunu yaparlar mı bilmiyorum ama, o zaman şikayet ettik ama dokunulmazlıkları vardı, kimse onlara dokunmuyordu yani. Yani polisler açısından ben bunu bir örnek olsun diye verdim. Kamuoyunda çok konuşuluyor, işte sahte CDler ama, bir de porno CDler meselesi var. Yani onu da söylemiş oluyum burada.

Av Nusret Senem: Çok sayıda insana..

Adil Serdar Saçan: Yani benim tespitim 80 küsür kişi idi bizim davada tutuklu. 80 küsür kişiye CDler koydular. Ve hepsinin ikametinde bulunuyor. Hepimizin kız çocuğu var, erkek çocuğu var, yani torunları olanlar var, tam bir rezaletti o iş. Sadece ceza almak değil, bir de insanları tahkir etmek, küçük düşürmek, toplumda saygınlığını zedelemek için yapıyorlardı.

Zaten bu F tipi örgütün en önemli özelliğidir, insanların toplum nezdindeki itibarını yitirtmek. Onun için herşeyi yaparlar, her türlü karalamayı yaparlar.

Polisler açısından tabi ben biraz daha ee şey, detaylı konuşabilirim,

Av Nusret Senem: Şimdi ise adalet talep ediyorlar

Adil Serdar Saçan: Evet, şuan diyorlar ki maduruz. Ya arkadaşlar, biz madur olduk. Biz sesimizi hiçkimseye duyuramadık. Ben cezaevinde yatarken, biz ceza evinde yatarken, Samanyolu televizyonu, -Yalanyolu diyorduk biz ona, Yalanyolu televizyonu-, 24 saat non-stop bizimle ilgili yayın yapıyordu ve hiçbir cevap hakkımız yok. Yazıp gönderiyorduk hiçbir şekilde yayınlamıyorlardı. Bunlar zulüm değil mi?

Şimdi Ekrem Dumanlı kalkmış, bana zulüm ediliyor. Yani sana az yapıldı arkadaşım, kusura bakma. Yani siz bizim hakkımızda hiç alakası olmayan şeyler yazdınız. Bizim itibarımızı üç paralık etmeye kalktınız. Gerçi pisliğe düşmekle altın hiçbirşeyini kaybetmedi, hiçkimse birşey kaybetmiyor, biz birbirimizi, biz kendimizi biliyoruz. Ama bu ülkede o kadar saf insanlar var ki herşeye inanıyorlar…''

 

http://www.tvarsivi.com/ulusaltv-14-05-2015-1556719y.html

Programın tamamı şuradan izlenebilir:

            *

*

 

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar