Yaratılış – Chaos Cosmos Osmos – Dörtlü evrenler – Musanın asası – Dağ ve Vadi

İki deniz nasıl karışmaz? Basit: Eğer OSMOS kilitlenirse (Bunun için -%20 gibi sanal bir ihtimal gerekiyor), kosmos ve kaos ikisi de birbirine karışamaz, zorunlu olarak ikiye ayrılır ve beklerler.

(İpucu: Musa’ya denizin yarılması… Aslında okuduğunuz ayetler Musa ile isbatlanmış ayetlerdi.)

Siz onu birbirine karıştırsanız bile o, zeytinyağı ve su gibi AYRI AYRI durur. Bu bardağı yan çevrilmiş olarak düşünürseniz, işte bizim denizler oluyor ve Balığın gösterdiği yerdeki kayada deniz ikiye ayrılmayı bekliyor.

Ta ki Musa Hızır’dan ayrılıp yerine dönüp, yıllar sonra İsrailoğulları’nı o KAYADAN çıkarana kadar. Orada o gün deniz yarıldı.

Çünkü OSMOS kilitlenmişti (AB) kaos oluşmuştu, iki tarafın suyu da gizli değişkenler aracılığıyla birbirini ödeyemiyorlardı. Yani ikisi de kendi tarafında kaldı, kavuşamadılar ve Musa ümmetiyle birlikte geçti oradan.

Gelelim Soğuk Fusion’a, bu en tehlikesiz. Kalemi cebine koy istediğin yere git. O kalem dediğim şey İKİ DENİZİ ayırıyor, buna ÇOK DİKKAT ediniz!

Suyun yarısı SOĞUK (hatta buzlu su ise buz gibi) diğer yarısı KAYNIYOR ve ikisi birbirine karışmıyor. İKİ AYRI DENİZ yaratıyorsunuz!

Şimdi Rahman 19 ve 20’yi yeniden yazar mısınız?

<> 55-Rahman/19: Salmış iki deryayı demâdem çatışırlar

<> 55-Rahman/20: Beyinlerinde bir berzah bagyeylemezler bir ân

(Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar. – Fakat aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.

Baraj yok arada, hiçbir şey yok, AMA KARIŞMIYORLAR, çünkü soğuk fusion odur ki GİZLİ DEĞİŞKENLERİ kilitliyor A ve B iki deniz oluşuyor. (Kalem battığı seviyeye kadar ısıtıyor, ötekisi soğuk.) Biri diğerini ILITMIYOR, kesinkes ikisi bıçakla kesilmiş gibi tamamen AYRILAR ve karışmıyorlar.

Ne zaman o kalemi çekerseniz karışıyorlar. Her şey normale (0 kan grubuna) dönüyor ve siz o kalemi cebinize koyup gidiyorsunuz, kalem soğuk. Suyu ısıtan kalem size hiçbir şey yapmıyor! Eliniz yanmıyor. O kalem titremiyor, soğuk bir demir gibi duruyor işte!

<> Kalemdeki özellik Musa’nın asa’sında var mıydı?

Musa’da çoooook sır vardı: Unutmayalım AHİT sandığı (Tabutüssekine) o bir FUSİON reaktörüydü, yani tamamen tehlikesiz! Tehlike o ki Tuva vadisine asla AYAKKABI ile girilmez.

Tehlike o ki Musa’nın kırdığı tabletler o tabutüssekine içindeydi. “Kırılmanın bedeli” olarak Allah’ın kitabelerinin kırılmasının BEDELİ (hidden variables) olarak Altın buzağıya ve Haman’a inanan o şeytanlığa yenilen 10 kabile artık tabutüssekine’ye dokunamazdı.

Ama iki kabile (Aslında biri kabile diğeri aile) bunu taşıyabilirlerdi. Çünkü birisi Harun’un soyundandı, Ötekisi de Yusuf’tan gelen İmranlılar.

Asa’ya girmeden önce buraya kadar anladık mı? İsterseniz Tuva vadisi (Topraklama olayı) ile ilgili ayeti yazınız.

<> Enbiya/12: Benim ben, senin Rabbin! Hadi, pabuçlarını çıkar, sen kutsal vadide, Tuva’dasın.

<> Naziat/16: Hani, Rabbi ona, kutsal vadide, Tuva’da seslenmişti.

 

Sağol. Arapçası!

<> Enbiya/12: İnny ene rabbüke fahla’ na’leyk* inneke bil vadil mukaddesi tuva

<> Naziat/16: iz nadahu rabbuhu bilvadilmukaddesi tuven

Tuva ne demek? (Bir vadi olması için İKİ  d a ğ  olması gerekir. Yoksa ona dağın eteği/bayırı denirdi.)

Dağlardan birini biliyoruz TUR dağı.

TU(r) VAV (tur VE (and)… (yani öteki dağ)

Ayetlerden şimdi de (tin suresinde) ilk ayeti arapça yazınız ltf.

<> Tin/1-2: Vettiyni vezzeytuni. – Ve turi siyniyne

Dağlardan biri TUR. Sina ne demek?

<> Sina yarımadası?

Evet ama anlamı ne? Neden Allah orada TECELLİ ETTİ? Neden T(in=İncir), zeyT(un), TUR, TUVA?

Sina ne demek? Tur ne demek?

ÇÜNKÜ iki dağ vardı, biri SİNA, Sina dağı.

Tin (eksi) ve Zeytun (Zaid=Artı) ve İKİ DAĞ (Sina ve Tur).

Şimdi şu sırlarıma dikkat:

DENİZ yarıldı MUSA’ya doğru mu?

1. Musa’ya DENİZ yarıldı

2. Musa’ya KARA da yarıldı. (Bir tarafı Tur bir tarafı Sina

Bunu gördünüz mü, fark ettiniz mi?

<> evet

3. Musa’ya GÖK yarıldı. Allah sesiyle ve SOĞUK FUSİON ile kötü bir benzetme yapacağımız (ne yapayım ki tek örnek) yarılan GÖKTEN seslendi.

Sıraya koyalım:

1. Mecmu’ul Bahreyn ne demek? Mecmua’dan hatırlayın, bahr deniz, bahrEYN iki deniz.

<> Bir araya getirilmiş, toplanmış, bütün, hep.

Evet candaş. İki deniz bir araya getirilmiş. DEMEK YARILACAK.

(Elmayı ikiye bölerseniz birleştirebilirsiniz de.)

Kehf suresinde, Mecmul Bahreyn’de KİMLER var? İki kişi:

1. Balık

2. Hızır

Tin suresine dönünüz, neler var:

1. İncir

2. Zeytin

Balık İKİ Denizin BİRleştiği yerde çatal (çatal daima İKİ’DİR) bir kayanın gözesinden gidiyor.

Vadiyi oluşturan dağ mutlaka İKİ’dir.

İncir ağacı için uğursuz; Zeytin ağacı için ise Uğurlu denir, bilirsiniz.

<> İncir ağacından düşen iflah olmaz derler.

(İncir ağacı gibi kısa bir ağaçtan düşen bayağı hırpalanır. Evine ocağına incir dikmek demek, uğursuz bir ağacın kesilmesinden ve onun odun yapılmasından, yakacak yapılmasından duyulan rahatsızlığa binaen söylenmiştir.)

Hatta incir’e İNCİR adını veren de şamanlardan kalma bir isimdir. “İncinmek”ten yani ağacı incitirseniz sizi incitiyor.

O ağaç ki Adem ve Havva’ya “mayo” bile oldu. Cennet’teki incirden kopardılar ve örtündüler, ağaç intikamını aldı.

Bodur bir ağaçtır ama insan düşerse incinir. (İncir=İnciten ağaç demektir) Bu yüzden mesela Aydınlılar İNCİR değil YEMİŞ derler.

İncir böyle savaşçı bir sembol iken Nuh’a güvercin ne getirdi? (Tufandan sonra)

<> defne

yani ZEYTİN dalı. O ise barışın sembolü.

Mesela dikenli kiraz (Arabistan yemişi) savaşçı ağaçtır, ama HURma barışçıdır. (Hurma demek huri meyvesi demektir. Huri ve Meyv kelimelerinden türemedir.)

Zeytin’in dallarını keserseniz, budarsanız ÖMRÜ uzar, aksi halde boy verip erken ölür. Zeytin neden dallarını kestirmek isterken İncir bir çift yaprağının bile koparılmasına izin vermiyor?

Siz bir  A S A  yapmak isteseydiniz, hangi ağaçtan yapardınız? Kendini kıskanan ağaçtan mı, yoksa kendini sunan ağaçtan mı?

<> zeytin

ASA deyip durdunuz. Buyrun bakalım. Asa’ya girdik işte… Asa, Musa, Asiye, hatta ileride isa mESİh. (Messiah kudret asasını elinde tutan demektir. İsa ileride dünya başkanı olacaktır.)

İki dağ vardı: Tur ve Sina. Bir dağ TABLET/KİTABE yani her biri BİN sayfa olan BİN CİLT için “Kullanıldı”. Allah bizzatihi onu özel bir ateş ile (İbrahim’i yakmayan veya bardakta olup da elinizi yakmayan, elektrik olarak çarpmayan) yazdı.

Sonra 1000 sayfadan bin cilt olan Tevrat’ı “MİSAK RASULÜ’nün” yanında ona teslim etti. (Balık ve Hızır’ı hatırlayınız: İncir ve Zeytin gibi İKİLİ’dir, dikkat.)

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 02/09/2004 (251/07)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 251 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

251-07-tur-tuva-tur

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar