Yaratılış – Allah – İki Doğu ve İki Batının Rabbi Allah – Alemler – Melekler – Cehennem – Dilbilim

Kısaca madde ve soyut madde (takyon) takımına iki doğu ve iki batı diyoruz.

Bunun da anlamı şu:

Önce yaratıkların içeriği REEL (Gerçel) ve İmajiner (Sanal) olarak İKİYE ayrılıyor Çift kutup yasası gereği…

Sonra bunların her biri de artı/eksi olarak ÇİFTİN ÇİFTİ ya da dört kutup (Kuadropol) yasası olarak dörde ayrılıyor.

Daha sonra da ayette bildirildiği gibi “SEKİZ ÇİFT” oluyor… (Sığırlardan vb. sekiz tane yarattık ayetini anımsayınız.)

Mesela şöyle sekiz oluşturalım (Bunlara Klonlama deniyor):

Takyon-Antitakyon

Nur (Sonsuzözenerji Ennorgie) ve Esir (Sonsuzdabirler ortamı, Külli Şey’in ortamı)

Nur’dan da Melek ve Zebani diye bir takım yaratılıyor.

Melek Cehennem’de yanar. (Ayeti anımsayınız: Meleklerden her kim ben de varım=İlahım derse, biz onu cehennemle cezalandırırız.) Ama Zebani Cehennemi Yakar. Bu yüzden hiçbir Zebani/Zebun Cehenneme giremez. Onlar sadece SEKARda yani kazanın altındaki ATEŞte bulunurlar. 19 tanedirler.

Hiçbir ZEBANİ “Ben ilahım” diyemez çünkü cezalandırılacağı bir Cehennem yoktur ve En büyük ceza şu olmalıdır bir Zebani’ye… CENNET’e konması, yani orada helak olur… Tuhaf ama bu doğru…

Zebani’nin Cenneti de SEKAR işte… (Gübreböceğinin Cenneti gaitadır ne yapalım ki bu böyle.)

Cinlerin Cenneti ise Volkaniktir, onlar bunu seviyorlar…

(Üstüme gelmeyin haşa ben yaratmadım, niye böyle Allah’ımıza sorun.)

Evet bu arada sekiz takımı oluşturalım:

Cinler mesela: Enerji. Cansız enerji ve canlı enerji.

Cinler mesela: Elektrik yüklü cinler (Peri vb.), Yüksüz cinler (Nötrino cinleri) yani Şeyyatin=Şeytanlar…

Allah onların da (Maşrık=Enerji) Rabbi’dir, Mağrib’in de ( İlahin N  A  S  bu demektir ve Allah’ın adıdır.) NAS suresinden onu biliyoruz. 114 esmaül Husna’nın biri de “İLAHİNNAS“dır…

Bu İbranice’de Yehva’dır. Bizde Kutluğ-Uluğ Tengri’dir. Arapça’da ise İlahinnas’dır… (Kut=Kutsal, God, Huda, Good vb. ile aynıdır.) Kuddüs ile bağlantılıdır. Uluğ ise uluhiyet ile İLAH ile bağlantılıdır.

Tengri=Hamd, Şükran edilen demektir. (Danke ve Thank ile tamamen ilgilidir, çünkü bu saydığım isimler ADEMCE dilinden kök dilden ve en temelden kalmış kelimelerdir.)

Şimdiki Türkçe ile ulu, kutlu ve Tanrı diyoruz. Yani kuddüs ve uluğ=ilah olan, Tengri=Hamid (Hamdedilen ve Şekur=Şükredilen anlamında).

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 16/11/2001 (021/06)

Not: Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 021 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

021-06-sekiz-cift

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar