Adalet – Davud peygamber – Juri

<> slm slm

Sorular sizden; yanıtlar benden candaşlarım. Başlayalım bismillah. Soru????

<> Davut (a.s.), bahseder misiniz?

O Resullerdendir. Yani kısası Enbiya’da biyografisi var. Ben ancak Kur’an ayetlerindeki Davut’dan yani AYET açılımlarından söz edebilirim. GENEL anlatmaktan ziyade hakkında özel soru/ayet yeterlidir.

<> 21-Enbiya/78: Ve Dâvud ile Süleyman… Hani, halkın davarının yayıldığı ekinler hakkında hüküm veriyorlardı da biz hükümlerine tanıklar olmuştuk.

<> 21-Enbiya/79: Onu Süleyman’a derhal kavrattık. Herbirine hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvud’a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber tespih ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz.

<> 21-Enbiya/80: Ona, sizi sizin şiddetinizden koruyacak olan zırh yapma sanatını öğrettik.Peki siz şükrediyor musunuz?

Burada verilen ayetler ÖNCELİKLİ olarak şunu anlatıyor:

Davut ss, BABA’dır, Süleyman ss büyük oğlu’dur. Yani GENETİK mutlaka DİREKT olarak babadan oğula çıkmıştır.

Davut as. da Süleyman as. da her ikisi de “YEL=RÜZGAR“ı emirlerine almış kimselerdir. Her ikisi de rüzgarların (Planör, uçurtma, uçak vb.) efendisidir.

Her ikisi de DEMİR‘i eritme yeteneğine sahipler.

Davut kuşların dilini öğrenmeseydi, Süleyman tüm hayvanların dilini öğrenemezdi. (Genomlarla ilgili)

Her ikisi de kral-peygamber’ler. Hem saltanat hem peygamberlik ikisi birden ikisine veriliyor.

Peygamberlik açısından;

Davut >>> Resul (Kitaplı peygamber, Zebur veya Mezmur/Mezamir adlı digital bir göksel kitabı var.)

Süleyman >>> NEBİ yani kitap indirilmemiş peygamber.

Her ikisinin de başat genom özelliği, ADALET’in/dünya’daki Adaletin en iyi biçimde kaleme alınmasıdır. Çünkü hem Savcılığı (İddia makamı/Müntekim), hem de Avukatlığı (El Wekil ismi), kapsamlı olarak Romalılar’dan çoooook önce Baba-oğul bulmuşlardır.

Bir yargıca, kuşkusuz en büyük iki yardımcı vardır (Antinome); birisi Kamu davacısı olan müddei umumi; diğeri de sanığın savunucusu olan VEKİLi umumi… Umumi (Amme) ismini şunun için kullandım: KAMU’yu ilgilendiriyor.

İkisi de tez-antitez (nome/antinome) olarak birbirlerine zıt DELİLLER getirerek, Hakim (Yargıç) ve Jüri (Hakem) makamlarının KARAR vermesini etkiliyorlar.

Hakemlik (tarafsızlık) çok önemlidir. Çünkü savcı suçlayarak, avukat savunarak TARAF olmaktadırlar. Jüri ise KAMUOYUNUN  v i c d a n ı d ı r . Vicdan kesinlikle tarafsız olmalı, Radikal olmalıdır. Duygu işin içine girdiğinde adalet şaşar. Yani DUYGUSUZLUK ön plana alınmalıdır.

Jüri = EL HAKEM isminin talimidir, tarafsızlığın sembolüdür. Vicdanın sesidir. EL HAKİM (Yargıç-umumi=Kamu yargıcı) ise bu vicdanın sesini ESAS alan ve buna göre “HÜKÜM” veren kimsedir.

İşte bu adalet sistemi BABAOĞUL iki peygamber tarafından tarih sahnesinde ilk kez yerini almaktadır.

(Tüm diğer modern hukuklar bundan itibaren sahneye çıkmışlardır.)

Demek ki HUKUK sisteminin kurucusu Tevrat bile değil, ZEBUR’dur. (Zamir=Öznel KİTAP anlamında).

<> Bakınız Jury kelimesinin geçtiği ayetler; Ali İmran/159; Sura/38; Sad/21 ila 24

<> 38-Sad/21-22: Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mabedin duvarına tırmanıp Davud’un yanına girmişlerdi de, o onlardan ürkmüştü. Şöyle demişlerdi: “Korkma, birbirinin hakkına tecavüz etmiş iki davacı; aramızda adaletle hükmet, ondan ayrılma, bizi doğru yola çıkar.”

Adalet (EL ADL isminin sembolü) DAVUT ve SÜLEYMAN tarafından konmuştur. Davut’un genlerinden kaynaklanarak, Süleyman da aynı İNCE adalet sistemini gerçekleştirmiştir.

Bir örnek:

Aynı çocuğu “Ben doğurdum” diyen iki anne Süleyman’a başvurur ve ADALET ister. Şimdi gen muayenesiyle kolayca anlaşılacak bu dava için, geçmişteki teknikler yetersizdi.

Süleyman ss “Bebeği ikiye bölün, annelere her bir parçasını verin” der. Sahte anne buna razı olurken, Gerçek anne: “Hayır” der, “Bebeğim onda kalsın yeter ki öldürmeyin” der.

Süleymanın yanındaki JÜRİ kararını verir. Neye göre verir? BİR KERE ORTADA bir KANUN kitabı yoktur, buna göre veremez! (Yani çocukları ikiye bölen bir Hammurabi kanunu gibi yasa kitabı yoktur.) Süleyman HİÇ bir SÖZ kullanmadan, hiçbir etki veya katkı yapmadan, sadece misee en scene’yi tertiplemiştir.

(Mizansen/senaryo. Pardon ukalalıktan değil, klavye alışkanlıklarım bunlar. Haftada 16-20 saat kadar ZigZag ile başka dillerde yazıştığımı hatırlayınız. Hızlı yazınca bir şeyler karışıyor ister istemez.)

Süleyman burada SADECE “Sahneyi” oynatır. Jürisine (Babasının kurduğu yaşlı danışmanlar heyetidir) hiç bir şey söylemez. Jüri Vicdan olarak OLAYI (Duyguya kapılmaksızın) MANTIK ile bir annenin lehine kararlaştırır.

İşte bu çok önemlidir ve İLAHİ ADALET’e en benzer analojik ADLİYE sistemidir.

HAKİM sadece bu davada şunu yapar: Jüri sahte anneyi belirledi. Bu sahtekarlığın bedeli (mesela iki yıl hapis) şu cezadır gibi…

Bu yüzden Zebur’un 7 yararından biri de ADALET sistemini “Yarı tanrısal biçimde” getirmesi, bir diktatör karar mercini (Sözde hakim) devre dışı bırakarak, bu ADLİ oligarşiyi SAVCI ve AVUKAT ekleyerek Monarşiye çevirmektedir. Adli Monarşi ise YETERLİ değildir. Onu Adli Demokrasiye (Hukuk üstünlüğü sistemine) çevirmek gerekir. Bu da  J Ü R İ  denen “Kamuoyu vicdanı”nı üstlenen “küçük şuradır.

İşin öncelikle HUKUK sistemine baktık. İkinci tefsir olan konuya geçmeden önce sadece ADALET sistemiyle ilgili sorularınızı aldıktan sonra ZEBUR konusuna devam edeceğiz.

Hüüp için ara verdim. Hüpünüz!

<> Teşekkürler

Şükür Şekur’adır.

Hans von Aiberg, 21/12/2003 (207/01)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2:  Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki CHAT’i (206) oku | 207 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

207-01-suleyman

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar