Holografik dil – Sanskritçe – Kuran – Hitap-Kitap – Tevrat – Yaratılış – Chaos Cosmos Osmos

Kur’an’ın bu hologramı vardır:

Her ayet (kelime, hece, harf vb.) diğer TÜMÜYLE bağlıdır. Zaten bu yüzden SANSKRİTÇE’yi hep öne sürüyorum. Çünkü holografisi var Argo-grafisi yok.

Mesela dün “sayın” dedik, San (japonca bay) dedik, Seyyid-Said (Arapça bay, bey demek) dedik,

Saint, Santa, san dedik (Latince aziz bayım anlamında)

Yine latince Senyor (Segnor, signor ve dişiyeri senora, signora)

Fransızca Mon (benim) Sieur (senyor, sayın), yani Mösyö.

Aryamanca (Aria dili) Sentur (Ortada olan en büyük erkek demek). Latince de center, central hep buradan geliyor.

Yani görmemiz gereken etimo-Hologramın bütünü…

Daha sayısız örnek verebilirim.

Mesela çayıma attığım şeker (Sakkar, sakarin, Sugar, Zucker, Şükker vb.) aslında SHER kelimesidir. Şer (arapça şer diye düşünmeyiniz). Şeker şey demek.

Cher, cherie, chery, cheer vb. Ma chere gibi…

Nereden geliyor bu kelime? Sanskritçe Sherin. (Şimdiki uzantıları olan Farsçada ve kısmen türkçede ŞİRİN.) Arapça’da ŞHV kökünden ŞUH vb. hepsi ŞEKER kız demek.

İşte bu hologramı GÖRMENİZ gerekiyor.

Kur’an ARAPÇA indi, eyvallah! İyi ama SANSKRİTÇE baştan aşağı…

Bu nasıl oluyor? Allah çelişir mi? Asla!

Kur’an taaaaa İbrahim’e gelen 50 suhuftan sonra İsmail soyuna indirilmiş TEK kitaptır. İbrahim’in 50 suhufu, Musa’nın tabletleri, İsa’nın hiç olmayan kitabı. (İncil hitab’dır, kitab değildir)

Musa tabletleri yere attı ve kırdı! İşte sır burada! O ayeti bulur musunuz? (Kardeşi harun ile ilgili)

Ben de bir çay alayım.

<> Araf/150: Musa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: “Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi? Levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: “Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma.”

Hüüp.

Sağol.

 

“Levhaları yere attı”

“Levhaları yere attı”

“Levhaları yere attı”

Bu Allah’ın bizzat Ateş ile yazdığı tabletlerdir, kitabelerdir. Onu neden yere attı? Sadece kardeşinin yakasına yapışıp kafa atmak için mi?

Bir şey daha: Tevrat bir kerede 1000 kitabe olarak Tur-u Sina’da bir tek defada indirildi.

Yani ne İsa gibi HİTABİ (sözlü, hutbi), ne de efendimiz (ss) gibi 23 yılda ara-ara indirilmedi. BİR TEK KEREDE indirildi.

Cebrail sadece tanıktı.

Kitabeleri Allah özel bir ateşiyle (Ki o ateşi hatırlayınız, Musa’nın da atası olan İbrahim’i yakmayan ateş) yaktı.

Bu özel ateş nedir? İbrahim’i de yakmamıştı, serin ve selametli olmuştu.

Bu çağda ona en kaba misal olarak Soğuk Füzyon’u misal getirebilirim. (Gelecek çağlarda olsaydı yakmayan ateşi/Tesla cold fusionunu anlatabilirdim.)

Ateş nasıl yakmaz? Sihir büyü mü?

Hayır TEKNOLOJİ, tıpkı Nuh’un transatlantiği gibi, Süleyman ve Davud’un uçakları gibi.

<> Enbiya/69: Biz de şöyle dedik: “Ey ateş, İbrahim’e serin ol, selam ol!”

<> Enbiya/69: Kulna ya naru kuny berdev ve selamen ala ibrahym

 

Kul >>> Demek.

Na (inna=Biz) biz

biz dedik ki:

Ya (ey!)

Nar=Ateş

kuny (kûn =Ol)

Kuny >>> İşte bu kelimeye dikkat, burada bir sır var: Cone nedir? Koni ya da HUNİ. Arapça Cone >> Kuny. Bunu atlamış mealci.

<> 1. geom. koni, 2, mk. koni biçiminde makara. 3, bot. kozalak, kozak. 4. (dondurma için) külah.

<> Corn/Horn.

Evet, Corn/Horn da bu aynı kelimeden çıkıyor.

Peki KUNY (kûni) Künnes ise, HUNY (Hûni) Hünnes değil mi?

<> evet

Şimdi Hunnes ve Künnes (chaos ve cosmos) varsa, bir de OSMOS olması gerekmez mi? (İkisi arasında geçirgen bir şey)

<> Elbette (Membran)

Yani OMNİ bir sünnetullah!

Şimdi bunu irdeleyelim.

Huny (huni) kelimesi nereden geliyor?

HURT’tan. Arapça HURT nedir?

<> zarar vermek?

<> sert

(İngilizce’si değil, arapça h-v-r-t.) (Kelime İngilizce değil >> Doğrudan arapça okunuşunu yazdım.) Hurt için bir sözlüğe bakar mısınız? Bahçede kullanılan bir nesne. 😉

<> hortum

Evet  H O R T U M  ! Yani gizli değişkenlerin ödeme-dengeleme veya S.E.R.P. veya PRS.

<> maHRuT derken conic demek.

Evet, sözü ağzımdan aldın. 🙂

Bunların tamamı SANSKRİTÇE.

(Bu arada ben de Kur’an Hologram mantığımı size va’z etmeye çalışıyorum -umarım sıkılmıyorsunuzdur-.)

<> zevkle izliyorum

<> kesinlikle

<> hayır

Kulna ya naru kuny berdev ve selamen ala ibrahym

Şimdi yeniden ayete bakalım: Ateş -ki cansızdır- fakat Rabbimiz ona “EY ATEŞ!” diyor. Yani kişiler dışında hiçbir zaman bir nesneye, mesela “Ey topluiğne alnıma yapışma!” denmez.

EY (Ya) dendiğine göre

Ey hitap ünlemidir.

HİTAP

hatırladınız mı HİTAP neydi? (Kitap yazılmamış hitaptır demiştik tersi?)

Eğer hitap yazıya geçerse KİTAB olur.

Mesela İsa’ya KİTAB değil HİTAB geldi. Ama bu Levhi mahfuzdaki Ana Kitaptan geldiği için, İncil yine de kitaptır. (Ana kitabda yazılıdır.) Anlaştık mı?

<> evet

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 02/09/2004 (251/03)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 251 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

251-03-sanskritce-etimolojiler

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar