Ali İmran suresi – Haniflik – Sahabeler – Mezhepler – Batılı müslümanlar – Süfyanilik

Ali İmran=İmran Ailesi. İşte bu sure içinde çok sayıda AİLE var. Onların derneklerinde üye olanlar. 101. ayet de onlara ait. Hatta Allah orada onların “İslam kökenli” olduklarını ve Resulullah’ın kalplerinde olduğu halde nasıl ihanet ederler diye soruyor.

<> 3-Ali İmran/101: Önünüzde Allah’ın ayetleri okunurken ve aranızda O’nun elçisi var iken, sizler nasıl olur da inkara dönersiniz? Oysa her kim Allah’a sıkıca tutunursa, o kesinlikle bir doğru yola çıkarılmıştır.

102, 103, 104 ise BİZ HANİFLERİN DOĞU KANADI.

<> 3-Ali İmran/102: Ey iman edenler, Allah’tan nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkup gerektiği gibi sakının ve ancak müslüman olarak can verin.

<> 3-Ali İmran/103: Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa düşmeyin ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Sizler birbirinizin düşmanları iken O, sizin kalplerinizde bir uzlaştırma meydana getirdi ve O’nun nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz. Bir de siz, bir ateş çukurunun tam kenarında bulunuyordunuz ve O, sizi tutup ondan kurtardı. Şimdi Allah’a doğru gidebilmeniz için, size ayetlerini böyle açıklıyor.

<> 3-Ali İmran/104: Bir de sizlerden, iyiliğe çağıran, doğruyu emreden, kötülükten alıkoyan, önde gider bir topluluk bulunsun! İşte arzularına erecek olanlar, onlardır.

105 ve 106 Bütün MEZHEB KURUCULARININ ve Mezheb imamlarının ve bunların peşinden giderek, mezhebini dininden çok sevenlerin kardeşleridir.

<> 3-Ali İmran/105: Sakın kendilerine açık deliller geldikten sonra ayrılık çıkarıp anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın! Onlara büyük bir azap vardır.

<> 3-Ali İmran/106: O kimi yüzlerin ağaracağı, kimi yüzlerin kararacağı günde, yüzleri kara çıkanlara, “İnandıktan sonra inkar ettiniz öyle mi? O halde nankörlük etmenizin cezası olarak azabı tadın” denilecek.

107’den 110’un ilk bölümüne kadar SAHABE (Asrı Saadet=Asr suresi, Resulullah’ın arkadaşları) adresleniyor.

<> 3-Ali İmran/107: Fakat yüzleri ak olanlar, hep Allah’ın rahmeti içinde olacaklar ve sonsuza dek onun içinde kalacaklardır.

<> 3-Ali İmran/108: İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir. Onları sana hak sebebiyle okuyoruz. Yoksa Allah, alemlere hiçbir haksızlık yapmak istemez.

<> 3-Ali İmran/109: Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah’ındır ve bütün işler, Allah’a döndürülür.

110’un bir bölümü ise, 112 sonuna kadar Sırp dediğimiz Batıl Batılıları anlatıyordu.

<> 3-Ali İmran/110: Siz insanlar için çıkarılmış ümmetlerin en hayırlısı olmak üzere yaratıldınız. İyiliğin yapılmasını emreder, kötülüğün yapılmasını yasaklarsınız ve Allah’a inanır iman getirirsiniz. Kitap verilenler de inansalardı, haklarında hayırlı olurdu. İçlerinde inananlar varsa da, pek çoğu dinden çıkmış fasıklardır.

<> 3-Ali İmran/111: Onlar, incitmekten başka, size bir zarar veremezler. Sizinle savaşa koyulurlarsa, geri dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

<> 3-Ali İmran/112: Nerede bulunursalar, alçaklık damgası altında kalmaya mahkumdurlar; meğer ki Allah’ın himayesine ve inananların himayesine sığınmış olsunlar. Onlar, döne dolaşa Allah’ın hışmına uğradılar ve miskinlik altında ezilmeye mahkum kaldılar. Çünkü onlar, Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlar ve peygamberleri bile bile öldürüyorlardı. Çünkü baş kaldırmışlardı ve aşırı gidiyorlardı.

113-114-115 ise BATILI MÜSLÜMANLARI anlatıyor, Batılı Hanifleri resmen ve apaçık adresliyordu.

<> 3-Ali İmran/113: Hepsi bir değildir. Kitap verilenler içinde, gece vakitlerinde Allah’ın ayetlerini okuyup secdeye kapanan doğru bir topluluk vardır.

<> 3-Ali İmran/114: Allah’a, ahiren gününe inanır, iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar ve hayırlara koşuşurlar. İşte onlar, iyi kimselerdendirler.

<> 3-Ali İmran/115: Ne hayır işlerlerse, asla karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilir.

116-121 ise maalesef, bizim sevdiğimiz, anketlerde alkışladığımız, çok sevdiğimiz, oy verdiğimiz, şeriatını istediğimiz SÜFYANİLERİN adresidir. 116-121 bu alçakları adreslemektedir.

<> 3-Ali İmran/116: İnkar eden kimselerin malları ve çocukları, Allah’tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temellidirler.

116’da İslami sermaye anlatılıyor… Haşhaş afyon falan 117’de Savaş rüzgarları anlatılıyor Taliban’ın.

<> 3-Ali İmran/117: Bu dünya hayatında sarf ettiklerinin durumu, kendilerine zulmeden kimselerin ekinlerine isabetle kavurup mahveden soğuk bir rüzgarın durumu gibidir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine yazık ettiler.

118’e bakın. Şu ardında namaz kıldığımız o sevimli imamı göreceksiniz. Hani mahalle camimizin imamı…

<> 3-Ali İmran/118: Ey inananlar! Sizden olmayanı sırdaş edinmeyin, onlar sizi şaşırtmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların öfkesi ağızlarından taşmaktadır, kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Eğer aklediyorsanız, şüphesiz size ayetleri açıkladık.

Hani her derdimizi açtığımız, “Hocam Kur’an şöyle diyor ama siz hutbede böyle diyorsunuz” diye sırdaş edindiğiniz imam ya da benzerlerinin size 200’lü davrandığını görebilirsiniz. “Sen haklısın” der, “Kur’an doğru söylüyor” der. Seni şaşırtır, sıkıntıya düşmeni ister.

Cemaatini korumak için seni karşısına alır, verir veriştirir, öfkesi ağzından taşar. Kalplerinde gizledikleri HizbulVAHŞET ise daha korkunçtur.

Ve 119. ayeti yazalım.

<> 3-Ali İmran/119: İşte siz, onlar sizi sevmezken onları seven ve kitapların bütününe inanan kimselersiniz. Size rastladıkları zaman, “İnandık” derler, yalnız kaldıklarında da, size öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: “Öfkenizden çatlayın.” Allah, kalplerde olanı bilir.

Ve Ben o imamları, o cemaati, semtimin bütün camilerinin sakinlerini halen çok seviyorum.

Onlara, “Hoca, Müezzin, ya da ey Nur evinin öğretmeni, bakın ayet ne diyor siz ne diyorsunuz?” diyorum. Resmen, “Hans hocam, siz mutlaka Kur’an ve Arapçayı hepimizden çok biliyorsunuz kitap dediğinizi yazıyor” diyorlar.

Ve hemen cemaatlerine yetişiyorlar: “Yaw Hans yeni bir din kuruyor. Kur’an’a dalmış gitmiş. Hadislerden bir tekini bile okumadı bize, bunun yerine yüz ayeti anlattı. Resulullah düşmanı bu adam, bu adam CIA ajanı. Bu Hans dinimizi bozmaya gönderilmiş bir Casus, Papa’nın öğrencisi.”

Onlar yalnız kaldıklarında, benim hakkımda bunları konuşuyorlar… Veya siz Hanifler hakkında…

Siz de ayet okusanız, “Hadisler n’oldu?” diye soracaklardır.

“Cuma günü tatil yapılmaz HARAMDIR” deseniz, “YOK YA! Bir milyar müslüman tatil yapıyor, sen mi akıllısın?” diye soruyorlar.

Ayeti açıp gösteriyoruz “Bunu Allah söylüyor” diye…

Yanıtları şu: “Sen 1400 yıldır atalarımızdan daha mı iyi biliyorsun? Topu topu 37 yıldır müslümansın. Benim büyük dedem şeyhülislamdı, dedem de ünlü bir tarikat şeyhi. Hans efendi biz kuşaklar boyu müslümanız. Sen şurada 37 yılda, dinimizi bize satıyorsun ha?”

<> 2-Bakara/170: Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun” dendiğinde, “Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!?

Hem 😉 hem de :=(((

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 26/10/2001 (013/08)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 013 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

013-08-ali-imran

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar