Sorumluluk – 40 yaş sınırı

Ve bu sorumluluk küçük yaşlarda (hemen affedilirler) daha az yoğundur. Ama 40 yaşına gelindi mi, artık AFFIN toleransı neredeyse %1’e inmiştir. 40 yaş ayeti lütfen!

<> Ahkaf/15: Biz insana, anne-babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: “Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!”

Evet, BALİĞ olduktan sonra İKİNCİ BALİĞ çağı başladı! Ayete bakıp anlayabilirsiniz. Necip Fazıl der ki: (Nazım’a söylüyor) “Ben kırk yaşına kadar Allah’a inanmayarak EŞEK idim. Tıpkı senin gibi… Ama sen halen inanmayarak, EŞEKOĞLU EŞEK olduğunu kanıtladın.

<> :))

Gerçekten seslerin en çirkini EŞEK sesidir! 40 yaşından sonraki eşekoğlu eşeklerinki ise katmerli çirkin!

<> Lukman/19: Yürüyüşünde orta bir yol tut, sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt. Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir.

Sağol candaş. 🙂 Anında buluyorsun bunları.

<> est, internet sagolsun

İnternet’i bulanlar da sağolsun! (Bilişim’e katkımız az idi ama İLETİŞİM ZigZag’ın ortak çabasıdır.) 🙂

<> amin

Demek ki insanın 40 yaşına kadar TOLERANS’ı var! Bu çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook uzun bir süre! Kelebekler sadece bir tek gün yaşıyorlar!

Şimdi benim, neden 40 yaşında KİTAP YAZMAYA karar verdiğimi anladık mı? Oysa ben 25 yaşımda da iki aşağı bir yukarı yazabilirdim bunları.

<> Ahkaf/15: …Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kirk yıl (yaşın)a ulaşınca…

Evet [candaş] >>> 40 yaşımda harekete geçtiğimi ÖZELLİKLE kitaplarımda en başta yazdım. Buna rağmen gazeteci olarak beşbin kadar makalem falan var.

Bundan sonra YAPACAĞIM hiçbir hatanın TOLERE edilmeyeceğini biliyorum! Allah’ımız BİZ misyonlu kullarına EYYUB as. gibi YÜKLENİYOR! Dağlara tecelli ediyor, dağlar unufak oluyor. Ama bize kaldıramayacağımızdan daha büyük yük veriyor.

Bunu nereden anlıyoruz? Çünkü dualarımızda “Ya Rabbi, bana kaldıramayacağım yükü yükleme” diye yalvarmamız emredildiğinden. [Bakara/286] DEMEK Kİ KALDIRILAMAYACAK  y ü k l e r  de olabiliyor.

Hans von Aiberg, 19/09/2003 (190/08)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 190 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

190-08-affedilme-orani

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar