Hibernasyon – Zaman enerjisi

Soru var mı?

<> Kış uykusuna yatan bazı hayvanlarda metabolizmalarında uyanıncaya kadar herhangi bir değişiklik olmadığı, hayvanların kışuykusu adı altında belli bir süre uyumaları kendilerini yenilemeleri ne yol açıyor deniyor. Bu nedenle insanların KEHF’de olmaları ve KEHF’e girmesi ile SİSTEM olarak. Bunun bir bağlantısı var mı?

 

KEHF tanımı doğru, KOZA tanımı da doğru. DABBET de doğru çünkü; bir saniyeniz 18 dakika oluyor. Yani saniyede bir nefes alıp daha hızlı yaşlanacağınıza, 18 dakikada bir nefes almış ve ömrünüzü uzatmış oluyorsunuz.

Soğukkanlı hayvanlarda ve ayı gibi sıcakkanlılarda metabolizma ve anabolizma asenkronize oluyor. Daha kısa olmakla birlikte ömürleri uzuyor.

Hint öğretilerinde hep NEFES kondüsyonları ibadete alınmıştır.

SAYILI NEFESİ” mümkün olduğunca az kullanarak mesela bir ayı ömrünü uzatıyor.

Bunun ekstrem haline SOĞUK yardımcı oluyor. Soğuk bir tür donma/uyuşukluk oluşturuyor.

En aşırı haliyle düşünelim: Mutlak soğuk derecede zaman, tıpkı ışık hızındaki gibi DONAR! Bu da ömrü uzatır. (Hatta ömür ebedileşir.)

Dabbet (iki zamanlı) ve Dehr (her zamanlı) durumunda ise, GÖK ve YER kavramı MAHŞER MEYDANI kavramı haline gelir. Uzayın küresel çapı kalkar yerine ikiboyutlu evrenin çapı (köşegeni) gelir.

Bu durumda, uzayımız, süper uzaydan bir üste HYPER SPACE (Mutlak misal alemi)ne geçer. Bu uzayda hareket yoktur. Herşey DONMUŞTUR. Nedeni ve sonucu da yoktur. Herşey DURUM halindedir ve hiçbir davranış yoktur.

DEHR denen zaman enerjisi odur ki, Hyper uzay denen ve mutlak olarak hareketsiz (Mumya müzesi örneği) olan Yukarı Misal Alemine bir GİRİNTİ oluşturulabiliniyor.

Bu durumda tüm evren birbirine BLOK HALDE bağlıdır. (Quantlaşma bitmiştir, yekparedir. Siz ayağınız bir bütündür ve dünyada ayak bastığınız yer ile bitişiktir. Tüm ayaklar ve havada duran kuşlar bile hava molekkülleri durumuyla eşit olarak donmuştur.)

Dehr durumunda, örneğin HIZIR, Aşağı misal alemi (Süper Uzay)nin takip edilemez kıpır kıpır tünellerini bir kablo gibi yukarı misal alemine bağlar. O zaman sabit ve ebedi heykel gibi duran o NEFS lokal olarak kıpırdar. Tüm evren durmuş ve donmuştur, fakat o lokal kişi-kimseler hareket edebilmektedirler.

DEHR, yukarı misal aleminde (Sarfatti-Aiberg uzayı) olmayan yegane şeyin >>>> ZAMAN‘ın ta kendisidir.

Bu anlattıklarım konusunda [S] tamamen o deneyimi yaşamıştır. Hanif kanalda size anlatabilir. İzinlidir. (Bilim için anlatacaktır, benim bir keramet taşıdığım anlamında değil.) Kerameti oluşturan Santa’dır. O DEHR‘i getirmekte ve İKİ ZAMANLILARA vermektedir.

O zaman da blok evren devam etmekte, fakat BLOK ZAMAN kalkmaktadır. Burada zaman lokal/Kehf/Hybernation olarak devam etmektedir.

Dehr geri çekilince, yeniden süper uzaya ve oradan da yeniden süper uzay içinde yer alan uzay-zaman evrenimize dönüyoruz.

Hayat devam ediyor anlaşılan…

Hyperspace-cial (Hibernation) denen kış uykusunun sırrı budur candaşım.

<> Buna bir örnek var. Yakutsk’ta bir geniş nehir var. Kışın nehir donuyor. Tabi balıklar da. Ve nehir tırlara yol olarak kullanılıyor. Yazın hepsi uyanıyor. Bir arkadaşım anlatmıştı.

Anlatılan doğrudur [candaş]. Balık “Ölüm noktasına, o donmanın dayanılmaz tatlı uyuşukluk” noktasına kadar geliyor. Ama ölmüyor. Tundralar yeşerene kadar öylece kalıyor.

Arı suyun +4°C derecesiyle sıfır altındaki dereceler arasında bir skala tanımayan BİRLİKTELİK vardır. +4° derecede vücut ısınız korunurken, bunun altındaki soğuklarda ölmeniz önleniyor…

Dökmeden bir hüüüp daha alayım. (Mahsuscuktan sahur yaklaşıyormuş.)

<> afiyet olsun

Ne keyifliydi Ramazan! Kısa sürdü sanki… Davulcunun sesini beklemek (Ben baterist percusyonist diyorum), Sabah namazının MEŞHUT’luğu, Ramazan iftarının da MEŞHUN’luğu MEŞHURDUR.

Bu arada bir tıbbi ipucu: Hatta iki ipucu:

1. Kış uykusunda hücrelerde AĞIR HİDROJEN birikmiyor.

2. Kış uykusunda hücreler ZAMANDA GERİ ile flört ettiklerinden iki yaşlı hücrenin yerini bir genç hücre tersine bir süreçle alabiliyor. (İleride bunları açarım Dr. candaş.)

Jeriatrik süreçte ağır hidrojen suyu, zaman enerjisini fazlaca absorbe ediyor. Kütle ile sorunu var: H2O2, H2O3 >>> Bunlar yaşlılığın sırları….

Zaman enerjisi insanlık tarihinin en başında su tarafından absorbe ediliyordu. Ama bu süreç Tufan sonrasında (on asır yaşayan insanları hatırlayınız) tufan denizinde/gazap denizinde aşırı ağır hidrojen birikmesi sonucu (Deuterium, tritum vb.) izotoplar bu enerjiyi soğurdukça ömürler kısalmaya başladı.

Jeriontolojideki en büyük sorun, hücrelerdeki ağır Hidrojen izotopları ve buna bağlı O2, O3 bağlanmaları…

Bir mekanizma ile eğer ağır hidrojen ve ağır H su molekülleri ARINDIRILIRSA, zaman enerjisi az absorbe ediliyor. (Bu da ömrü uzatıyor)

Zaman enerjisi girdisine DENGE olarak bir nefes alıp veriyoruz. Bunu disipline edebilirsek, zaman enerjisi stoklarız ve hücre içinde ağır H izotop ve suyu barınamaz. O zaman uyku ihtiyacı bile ortadan kalkar. Uyumayan deneklerde hiç döterum ve trityum stokuna rastlanmıyor.

Kişisel olarak inanılmaz boyutlarda Radyasyon aldım. Ama o radyasyon, aslında ZAMAN ENERJİSİNE dönüşebilen bir nicelik olduğundan, kendi radyasyonum beni etkilemedi, tersine gençleşmeme yol açtı. Tıb ehline duyurulur. 😉

<> Peki, Allah’ın bize biçtiği ömür ve bu ilmi gerçeği (ömrün uzaması) nasıl anlamalıyız?

 

Kaderin değişmesi (Örneğin ömrün uzatılması, Yuşa’nın öldürülmemesi) de kaderdir. Kader bütün bunların SON nefesteki halidir. Yani son nefesten sonra değişme olmuyor. Kader işte o haliyle baki kalıyor. Dua ediniz, Allah ömürlerinizi uzatsın.

<> amin

Belki de uzatıyor, siz farkında değilsiniz. Eve bugün sağ salim döndünüz = A ihtimali, ya B olsaydı? Ama Başkanımız FARKINDA’dır.

<> Allah uzun ömür versin Dr.

Duanız duamdır/duamızdır.

Hans von Aiberg, 05/12/2003 (200/08)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 200 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

200-08-hibernation

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar