Ahırette ellerin ayakların gözlerin derilerin konuşması

<> Soru: İşlenmiş olan günahların, eylemlerin Ruh üzerinde oluşturduğu izlerin organlara yansımasından dolayı mıdır organların şahitliği? Ruhtaki izlerin yansıması, şimdi yaşarken de mevcut olduğuna göre, bu günde ehline organların konuşması anlamındaki okunması mümkün olabilir mi? Münker – Nekir’in bu kayıtlarla ilgisi var mıdır?

<> 36-Yasin/65: Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.

<> 41-Fussilet/20: Nihayet oraya vardıkları zaman kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler.

Bedenimiz gerçekten otonom ve otomatik (istem dışı hareket eden refleks bazında) bir makinedir. Kalbimizin çarpması, kanın alyuvarlarla taşınması, böbreklerin süzmesi ve milyonlarca biyolojik faaliyet, hatta temeldeki makromoleküllerin sistematik dizilişi gibi mikro alemler de her biri kendine VAHYEDİLENİ yapar.

İstemli hareketler bellidir: İSTEYEREK yazıyorum. Ama midemin ve karaciğerimin fonksiyonlarına aynı istemi yaptırtamıyorum. Virüsleri isteyerek bedenimden atamıyorum, bu işi minik askerler yapıyor.

Demek istediğim şu: BEDEN BİZİM DEĞİL! Tüm hücrelerimiz ve altyapıları sadece milyonlarca hayvancığın bir araya gelerek, çok hücreli bir organizma oluşturmasından ibaret.

Her bir hücremizin de bir RUHU var! Kendi başlarına ölüp-çoğalabiliyorlar. Hatta organellerimizin de birer RUHU ve NEFSİ var!

Onlar bizim BEDENİMİZ derken, aslında başka hayvanların sembiyoz olarak bizimle bir arada yaşamasından ibaret. Yani saçımın teli, deri kepeğim, hiçbiri bana ait değil! Hayvancıkların muhteşem bir organizasyonundan ibaret!

Onların sahibi biz değiliz! Dalağım, oniki parmak barsağım vb. benim değil! (Sadece bana emanet.)

Onları dileseydi rabbim, tek hücreli organizma olarak da tutardı. (Etüd ALA suresi.)

Mıknatısın çizgilerine göre dizilmiş demir tozları gibi bir format almışlardır. Yani demir tozları BİZİM değil, bir kağıtın üstüne koyup getirdiler, “Al bunlar mikroorganizmalardır” dediler. Sonra bu kağıdın altına bir mıknatıs (RUH) koyunca, bunlar, o niteliğe göre dizildiler.

Demir tozları, ne kağıda (Nefs), ne de mıknatısa ait değil… Ama adı üzerinde organizma (organize, örgün, örgüt olarak ) dizilmişler.

Bir SET (Cümle) olarak bir arada yaşıyoruz sadece! (Küme/Tümce de deniyor.)

Ama BOŞ cümleyiz. Yani parantez içindeki HİÇBİR eleman bizim değil. Bu benim dudağım! Ama o BEN değilim! O benim dudağım (my lips). My lips aren’t ME! or mine. Who is my own self etc?

Hans von Aiberg, 10/12/2003 (203/05)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 203 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

beden-hayvancilklar

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar