Matematik – Ruh – Nome – Yaratılış – Kalubela  Dünya Mahşer – Nefs – Secde – Hologramlar – Dabbet arzı

Şimdi geldiğimiz nokta şuydu:

1. Yukarıda AİBERG çizimi, yani külliyen soyut x soyut bir RUH sistemi vardı. Bunu nasıl YARI SOMUT yaparız?

2. Bunun üzerine ARGAND çizimi kuruldu, yani mahşer yapıldı.

3. Daha sonra da DÜNYADAKİ yaşamımız olan Aiberg ve Argand çizimi olmayan bildik MATEMATİK sistem kuruldu. (Salt madde >>> Cebirin negatif ve pozitif iki sayısı).

Bu üç aşamayı kavradık mı?

<> evet

1. Yukarıda RABBİMİZE bir söz verdik

2. ARADA bir MAHŞER kuruldu. (Yukarısı aşağıya KISMEN yansıdı.)

3. Mahşeri göremeden RUH üflendi ve yaratıldık. Ölünce gözümüzü Aiberg çizimi uzayındaki SALT BİLİNÇLE ve Argand çizimindeki MAHŞER meydanıyla mekan edinerek yeniden yaratılacağız.

Yaratıldığımızda şunu anlayacağız:

Biz 1. numaralı çizimde SÖZ verdik, misak alındı bizden.

Biz iki numaralı çizimle mahşerde secde ettik, yani salt ruh olan bedenimize bir de NEFS eklendi.

Bundan sonra bir de DÜNYADA beden eklenerek doğduk.

Bedeni terk ederek NEFSİMİZLE mahşerde olduğumuzu göreceğiz. (Halen oradayız)

Bize binom açılımlarla meğer BİR HOLOGRAM yani hayal gösterilmiş, birkaç salise yaşamışız. Ve her bir günü bin yıl olan Mahşerde ARGAND çizimiyle var olmuşuz.

Artık Aiberg çizimi (saf ruh hali) iptal edilmiş olup artık bundan sonra BEDEN+NEFS ile birlikte mahşerde yaratılacağız.

Bundan sonra KESİNKES BEDENLİYİZ. Artık saf ruh olarak kimse kalmayacaktır. Yani hiçbir şey artık Aiberg çizimiyle TEKBAŞINA saf/pür ruh olmayacaktır. BEDEN ve nefsimiz ile birlikte RUH kombine olacaktır.

Bunları da kavradık mı?

<> evet sağolun kaptan

Sizler sağolun.

Yukarıdaki BERZAH alemini (Aiberg Nefhi sur Horn Hole/Corn Hole-gramlarını) bir yana bırakalım.

Çünkü bizden kulluk söz alındığında hemen ardından MAHŞER KURULDU. Biz orada secde ettik -hemen-. Ve SECDEDEN kalkmadık, o secde içindeyiz. O secde içinde bir kaç saliselik yer tutuyor bu yaşamımız.

Evren O MAHŞERDEN doğdu, yani iki boyutlu bir bilgisayar ekranı içindeyiz -halen-. Oranın adı mahşer meydanı ve mahşer meydanı yani iki boyutluya OL dendi ve oldu.

Ama RUH‘undan üfledi Halik ve iki boyutlu ani bir şişme ile BALON gibi oldu. Ve bu balon genişlemeyi sürdürüyor.

Böylece GÖK ve YER bitişik iken (Tarık ve Dabbe veya Sema ve Arz) şimdi algıladığımız biçimde ikisi ayrıldı ve evren sahte derinlikli bir RİEMANN küre modeli oluverdi.

Yine bu balon hamuru bir yufka gibi yeniden bitişecek (kıyamet budur) bir de bakacağız ki biz mahşerdeymişiz! Aslında bir hologram görmüşüz. Bir hayal yaşamışız, adına da dünyaya doğduk  vb. demişiz.

Aslında doğmadık bir iki salise “Hayal gördük”, yani rüya gördük gibi birşey.

Adına da ömür dedik, dünya hali dünya dağdağası, ğaylesi, çilesi dedik, didik didik birbirimizi yedik ve bir iki salise sonra bir de baktık ki MAHŞERDE secdedeymişiz.

SINAVI verenler elbette ikinci kez secde edeceklerdir, veremeyenler de ilk (doğmadan önceki elesti küm…) aşamasındaki tek secde ile kalacaklardır.

Müslüm odur ki

İKİ

KEZ

SECDE

EDEBİLENDİR

Eğer kıldığı namazdan ğaafil ise, gafil ise, maun olmuştur müslimin namazı…

En iyisi İbrahim atamızın namazı, TAVSİYE EDERİM ;)))

Bir çay molası hak ettim sanırım.

Hüüüps.

<> afiyet şeker olsun

<> (a+b)(a-b)=a² +ab -ab –b² şeklindeki iki bilinmeyenli şeklindeki açılımın, 7 bilinmeyenli olarak açılımın; +ab -ab…si gibi mi kaptanımız buradaki yaşam

Okudum candaş. Daha da karmaşık çünkü her bir derecenin bir HOLOGRAM biçemi (format) var. En üsttekiler Wholegram, Holigram, Hollygram, Hole-gram, Hollow-gram vb.

Bizim bildiğimiz laser hologramı ise esfeli safilin (en aşağı) hologram (Halo uzay).

Burada cinlerle birlikte (Holloweengram ve Halucinasion vb.) ortak hologram olarak yaşıyoruz.

Kendi uzay zamanlarımızda cinler ve biz bir VCD gibiyiz. Ama “Ey cin ve insan mahşeri…” ayeti uyarınca bizler holografik hafızalı DVD olarak birleşiğiz.

Her birimizin çevresinde cinler sosyal olarak yaşamakta, her birimizde ayrıca İblis’in kopyaları olan özel şeytanımız var. Benim, senin onun… hepimizin İLLA ki var.

Şeytanın giremeyeceği tek yer MAHŞER düzleminin altı (Dabbe Arzı), çünkü burası TEK RENK yeşildir. Burada müzik sadece euzu besmeledir.

Yeşildir çünkü 7 renk şişen uzay ile açılmış, uzay şişmezse ne olur? SALT YEŞİL.

(Bunun için Philadelphia denekleri “Yeşil tutkaldan, yeşile yapışmaktan, gök ve yerin kaybolup tek bir şey olmasından” vb. söz ediyorlar.)

Şeytan spinsiz nötrinoları kullanarak dünyadaki (arz) her yere ulaşır. Ama bu arz ŞİŞMİŞ, yani küreseldir. Eğer ARZ‘ı bir tek mahşer düzlemi (Dabbe arzı) haline getirirseniz, nötrino bile bu yeşil yapışma alanına geçemez. Bunun anlamı da açıktır: Şeytan buraya giremez.

Yani şeytansız yaşadığım oluyor bazen. 😉

EĞER siz de arada bir şeytansız kalsaydınız ne olurdu?

Şu olurdu: size artık İNSAN değil, başka bir şey denirdi. Çünkü insan nefsiyle, şeytanıyla, iki meleğiyle insandır. Bunlardan birinin eksiğiyle ya da bunlardan birinin geçici olarak sizden alınmasıyla size İNSAN denemiyor. Pekiyi ne deniyor??

<> şehid?

<> Huri mi?

<> İnsan(sı)

Hayır 😉

D A B B E

Dabbe yeşil alana şeytanını indiremez, insan vasfı bir tür değişir >>> DABBE olur. (Hayvan demek değil)

<> O şeytan ne kadar şaşırıyordur kim bilir? 🙂 benim insanıma ne oldu? diye

Bu şuna benziyor. Şeytan yeşilin üstünde siz de camgöbeği renkli camın içindesiniz. Sanki o aynanın üstünde kalmış, siz de o yeşil cam evrende.

Doğrusu bu gerçek bir cam ve aynadır, çünkü insan gerçekten de TOPRAKTAN (silisyum) yaratılmıştır.

Silisyum temizdir, hijyeniktir. Kaynak suyunun filtresidir, bilgisayarın ve plasmoidlerin tek maddesidir. Silisyum keramik, seramik, çömlek, çin, fayans, camdır, tertemizdir.

Biz silisyumdan geldik silisyuma döneceğiz. Sadık yarimiz yeşilsilisyumdur.

(-Karatoprak dense de- Veysel kör idi unutmayalım.)

Silisyum saksımız, Karbon ise kimyamızdır. O saksı olmazsa kimyasallık oluşmaz ki?

<> 11/6: Arzda bir dabbe(den) yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın; O onun karar ettiği yeri de (müsteqarre) bilir, emanet bulunduğu yeri de (müstevdea), hepsi mübin bir kitabdadır.

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 30/12/2004 (257/04)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 257 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

257-04-kalubela-dunya-mahser-ebediyet

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar