Tesettür faciası – Etimoloji

Nur 31. ayette başörtüsü değil saç kelimesi var.

Hani yazmıştım ya, KAR oldu Kara veya BL terkibi (BLEU=mavi ve BLANCHE=Beyaz gibi…)

Aynı bağlamda, ŞAR saç değil, Eşarp idi. Hımar da saç idi. Ama ne olduysa, nasıl olduysa, birden Kur’an ile birlikte yer değiştirdiler.

Arap kadının buna hakkı var. Şu anda bile Mekke 50 C sıcaklıkta. Onlar eşarbı ŞEMS(güneş)iye(lik) diye kullanıyorlar. Fakat dünyanın her yanı çöl değil ki? Arapların ŞEMSİYE (güneşlik) dediği, bizim iklimde yağmur içindir. Ama şemsiye şemsiyedir…

<> İyi ki kutub’a indirilmemiş Kur’an, yoksa yazın ortasında insanlara post filan giydirirlerdi.

Evet… O kadar Araplaşmışız ki, Osmanlı ikliminin her yerine yağmur yağdığı halde, biz tuttuk ARAP çölündeymişiz gibi ŞEMSiye dedik. Araplık ruhumuza işlemiş…

Hani nasıl ki “Yağdanlık, çaydanlık” gibi kelimeler var ya… Şemsiye de Turan dilinde Yaşdanlık’tır. (Sonradan Yağmurluk gibi bir şey oldu) Yaştan-yağmurdan koruyan anlamında YAŞdanlık. (Umbrella ve Parapluie de bu anlamdadır zaten.)

ŞAR ve HIMAR da yer değiştirildi, değiştirdiler. (Şems+iye gibi)

Eğer Allah hanımların şuralarını buralarını değil de saplantı gibi sadece SAÇ’larını örttürmeyi dileseydi, ayete humurihinne yerine şuriyinne diye yazardı (Saçlarını).

Hımar aynı zamanda mısır püskülü demek, eşarpla ne ilgisi var.

<> Mısır’ın saçları!

Evet bu doğru, Mısır’ın başörtüsü olmaz. Mesela Hami dillerinde (Danakil başta Cibuti dilleri ve Somalia dilleri) lepiska (sırma saç) için ıhmır diyorlar. Herşey açık değil mi? Koskoca Sudan ve Somali YANLIŞ mı konuşuyorlar? Ve Habeşliler?

<> hımar-tımar

Evet, tımar/tamir düzeltmek, -at için taramak-. Manevi anlamda yatıştırmak ve okşayıcı konuşmak. Nilotlarda da ninni söylemek.

Dikkat ediniz ki, anlamlar birbirine ters değil, yani biri ak biri kara geliyor değil. Tıpkı BL terkibi gibi.

(Hatırlayınız BLack siyah gibi. Dün yazmıştım sanırım, Kelimelerin RENK özelliği vardır.)

Bu nasıl oluyor? Şöyle oluyor: BL’leri toplayınız. Analitik olarak her biri ayrı bir renk ama topladığınızda bu 7 renk, hangi renk olur?

<> beyaz

BLANCHE. 7 renk BEYAZ olarak sentezlenir.

İşte Sanskritçe böyle bir dildi, lisandı. Sonra 7 ayrı renge ayrıldı. (Blo, Blod, Blond, Blind=Black, Blanche vb.) (Türkçe’deki BuLut da MAVİ demektir aslında.)

<> 5/6’da cünüplük koşulu olarak eşle beraberliği ve tuvalet olayını VE bağlacı ile vermiş. Biliyorsunuz mantıkta VE ile bağlanan önermeler, her iki de doğru veya yanlış iken doğrudur. Yani biri için başka, diğeri için başka bir abdest türü çıkmamalı buradan. Bunun nedenini açıklar mısınız?

Ayeti Arapça alt alta yazacağım, izin lütfen…

Baktım, tuvalet değil “İnziva” tipi bir kelime var. Kimi eşiyle birliktedir, kimi de bekardır, böyle bir şey.

<> Tuvalet nerden çıkıyor o halde?

Öyle bir kelime yok. Eş ile birlikte veya kendisiyle birlikte olup da boy abdesti zorunluluğu diyor. Tuvalet yok. (Defi’ul haced yok orada) Eşli veya eşsiz inzalden söz ediyor. Alt alta yazınca çok kolay çıkıyor. 🙂

<> Anlaşıldı, işte bu… sağolun. Mantığı rahatsız eden bir durum vardı. Çk şkr bilgiyi ulaştırana

Kur’an idi. Ben Kur’an’ı yorumlamam, DİREKT ne ise onu söylerim. “Bana göre” asla demem! Ben kimim ki? “Allah’a göre…” diye anlatırım…

mrscp’nin söylediği gibi, “Acaba Allah ne düşünüyor Hans? Aklından ne geçiyor?”

“Allah’ın aklından neler geçiyor?” diye bir empati yapmaya çalışırdı o…

Kur’an’a hakim de, Dabbe değildi, ama konuşurken çok samimiydi… Hawking…

<> Zamanın Kısa Tarihi adlı kitabının sonunda bu ifadeyi kullanıyor.

<> Meallerde wc olayı seremoni haline getiriliyor bir şekilde ve mantığı zorluyordu bu husus.

Boşuna çaba… Dışımızı elbette temiz tutacağız. Ama gerçek şu ki, mideden itibaren ta sonuna kadar biz kusmuk musmuk dolu canlılarız. Önemli olan bunları dışarı verip kokutmamak ve sızdırmayıp temiz tutmak.

Kime karşı? Allah’a mı? Haşa! Allah’ın iğrenmesi yoktur, ama UYGARLIĞA karşı olmamız gereken budur.

Tükürükten başlayarak aklına gelen herşeyi düşün… İnsanın içi değil dışı temiz, inanılır gibi değil ama bu bir gerçek…

İkisi de KİRLİ oldu mu, işte Allah o zaman “Kalk uyar… ELBİSENİ temiz tut” diye ikaz ediyor. (Müddesir başıydı sanırım veya müzemmil başı…)

<> Müddesir/1: Ey giysisine bürünüp kenara çekilen!

<> Müddesir/2: Kalk da uyar!

<> Müddesir/3: Rabbinin yüceliğini duyur!

<> Müddesir/4: Temizle giysilerini!

<> Müddesir/5: Uzaklaştır kendinden pisliği!

Teşk. Abdest ile bağlantılı başka bir soru var mı?

Hans von Aiberg, 27/05/2004 (233/02)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 233 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

233-02-sar-himar

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar