CUMA NAMAZI ÜZERİNE HANİFLİK FARKI – bölüm 2 parça 2

Ali İmran-105: “Kendilerine ap-açık deliller (Allah’ın ipine tutunup tek ümmet kalmalarını emreden ve önceden uyaran ayetler) geldikten sonra parçalanıp (Sünni-Şii) ayrılığa (mezhepçiliğe) düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük azap vardır.

Bu nasıl bir azaptır? Sen namaz kılan, oruç tutan ORJİNİNAL, özgün İslam olan Nasraniliği al ve tam tersine bir din yapan iki mezhebe böl…

Yüce İslam dini gitti yerine iki mezheb geldi: Yahudilikte Ferisilik ve İzraelilik, Hristiyanlıkta Ortodoksluk ve Katoliklik ve Müslümanlıkta Sünnilik ve Şiilik.

Sünniliğin kurucusu Ebu Süfyan ve oğlu Muaviye ile torunu Yezid! Sünniliğin alt mezheblerinin kurucusu ise: İmam-ı Azam, Maliki, Şafii ve Hanbeli… İlk üç imam Mezheb kurmadı. Hatta “Kafir” diye az daha öldürülüyorlardı. Ebu Hanife sadece 18 sayfalık “Fıkhi Ekber” adlı bir kitapçık yazdı. O kitapta iki hadis dışında HEP ayet vardı. Resulullah’ın Hadislerini inkar ediyor diye, ölüm fetvası verildi.

Onu izleyen Ebu Yusuf ve onu izleyen İmamı Gazali, işte bu ikisi MEZHEB KURUCUSUDUR. İmamı Şafii de mezheb kurmadı. Öncekilerde olduğu gibi onun adını kullanarak bu işten “EKMEK ve NAM” yiyenler kurdular. İmam Malik HALEN bile bir mezheb kurmuş değil. Hatta onun Mezhebini Caferilik ve Haricilik karışımı sayanlar var. Ama işin dosdoğrusu İmam Malik şimdi bile bir Mezheb kurucusu değil tam tersine bu işin Calvenist örneği, Hanifliğin araştırmacısı…

Bunun tersine Ahmed İbni Hanbel hemen hemen MEZHEB kuran tek kişi… Ayetleri attı yerine Hadisleri koydu. İki örnek vereyim:

a) MÜSNED (Dayanak) adlı kitabında, güya: zina yapanlara Allah, taşlanıp öldürülmeleri için “ayet” göndermiş. Taş ya da ceylan deresi üzerine yazılmış bu ayeti bir keçi yemiş. Böylece ayetin kendisi yokolmuş ama, “Hükmü Baki” kalmış. Bunun içindir ki, bizler, zina edenleri “Taşlayıp, recm ederek” öldürüyoruz(!)

Kur’an tastamamdır. Korunmaktadır, kıyamete kadar ne bir fazla ne bir eksik, öylece korunacaktır. O halde “KUR’AN EKSİKTİR, KORUNMAMAKTADIR, KEÇİLERİN HER AN YİYEBİLECEĞİ KORUMASIZ BİR KİTAPTIR” diyen bu KAFİR’e karşı halen, “HAK MEZHEBİ” diyecek kalpleri mühürlü var mı aramızda? Kur’an’ın şakası HİÇ yoktur. İster Hanbeli, ister Kur’an’da iki ayet fazladır diyen REŞAT HALİFE ve yolunun yolcuları “SEKAR” denen bir yerde ağırlanacaklardır.

b) ŞERİAT lafını deforme ederek size yeni bir din hazırlayan kişi Hanbel’dir. Şafii ve Hanefiliğin bir bölümü bu sahtekarlığı ve “Taşlayıp öldürmeyi” maalesef olduğu gibi Hanbel’den KOPYA ile almışlardır. İşte ünlü şeriat bu saçma kaynaktan çıkmadadır.

O halde: Mezheb kuran Ebu Süfyan, Muaviye, Yezid, İbni Hanbel, Şafii ve Hanefi öğrencileri “İmamlar”ımızın durumu “SEKAR“lıktır. Cehennemi tutuşturan ateşin ta kendisi yani…

Ali İmran-106: ‘Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin karardığı gün var ya! Yüzleri kararanlara (Monoteistliğe, Hanifliğe) “İNANMANIZDAN SONRA KAFİR Mİ OLDUNUZ? ÖYLE İSE İNKAR ETMENİZDEN DOLAYI TADIN AZABI!” denecektir.

Pekiyi Mezhebsiz olmak bir suç mu? Resululallah’ın bir mezhebi var mıydı? Hz. Ali ne kadar Alevi idi?

ALLAH ve RESULÜNÜN mirası dinimizden çok ATALARIN HATALARI olan mezhebimizi seversek halimiz nicedir? Eğer Doğu-104, Merkezi-110 ve Batı-114’den oluşan HANİFLER isek, MEZHEB’e ne gerek var? Yok illa Mezheb ŞART diyorsak: “SİZ TOPLUCA ALLAH’IN İPİNE TUTUNUN, MÜSLÜMAN OLARAK CAN VERİN” diyen Allah’ın dinine ne gerek var?

Ali İmran-107: ‘Yüzleri ağaranlara (Ali İmran 104/110 ve 114 Doğu-Orta-Batı hanifleri) gelince, onlar Allah’ın EBEDİ rahmeti (Naim Cennet) içindedirler. Orada ebedi kalacaklardır.’: Bir daha eyvah! Bu “Mezhebim var” diyeni bu “EBEDİ NİMET“ten alıkoyuyor. “Mezhebim yerine DİNİM var diyeni ise tersine “Cehennemden alıkoyuyor”…

İnce yol ayırımındasınız Hanifler… Hanif olmayanlara da müjde, çünkü, onlar da Vakıa suresindeki ÜÇ sınıftan ORTA’da yani Ashabı meymene olarak ağırlanacaklar… Ama ÜST kattan vazgeçmek, Allah’ın nimet ve Cemalini görmemek şartıyla… (Zümer-9: “Hiç BİLEN ile BİLMEYEN BİR OLUR MU?” uyarınca CENNETLER de BİR OLMUYOR. Az ile yetinen buyursun atasının dini olan mezhebini uygulasın.

Ali İmran-108: ‘İşte bunlar Allah’ın sana HAK (dosdoğru) olarak okuduğumuz ayetleridir. Allah ALEMLERE (Musevi alemine, Hristiyan alemine ve Müslüman alemine) HAKSIZLIK (ve Zulüm) etmek istemez.’

Bu yüzden Hristiyan alemine yukarıdaki ayetleri analojik olarak rahatça yazdım. Bu yol ayırımında işleri savsaklayamayız, alargaya alamayız, bekletmede tutamayız, akıl sistemimizi kararsız, nemelazımcı, atacı ve kozmopolit “Bana ne” nemalazımcılığı içinde çözümsüz bırakamayız. Bu bir önemli problemdir, sorundur. Her problemin olduğu yerde, “Otomatikman bir çözüm” vardır.

Bir başka yakayı sıyırmak işi de şu olabilir: “Canım sende, ben atalarımdan gördüğümü yapıyorum, günahı onlara, hem işin doğrusunu Mahşerde öğreniriz, olur biter! “: Evet böyle yazan da var aramızda… Atalarımızın mirası olan hatalarımıza örnek olarak sayısız ayetten biri olan Bakara-170’i sunmuştum.

Bakara-170 ve benzeri ayetler şöyle diyor: ‘Onlara Allah’ın indirdiğine (KUR’AN’a örneğin, Cuma’nın tatil olmadığı ayetine) uyun dendiğinde, onlar “Hayır biz atalarımıza (Hadislere) uyarız. derler. Ya ataları hiçbirşeyi akıl edemeyen ahmaklarsa da mı uyacaklar?

O zaman bir Budist çıkıp: “Ben atamdan böyle gördüm” dediğinde, ayetlere göre Allah’ın onu da “AKLI” nedeniyle sınadığı ve bu savunmasının mazeret olmadığını söyleyecektir. Yani yırtarı yok! Benim on kardeşim daha var. Hepimiz atamızın dini olan Hristiyanlığı benimserken, ben atamın dinine uymadım, AKLIMLA ve tahkiken Müslüman oldum. Bu yolla müslüman olana da HANİF deniyor.

İnanmayan Ali İmran-113 ila 115. ayetlere bir daha baksın. “Doğrusunu mahşerde öğreniriz” diyenlere zaten kapı açık: ‘Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır, bütün işler-kişiler O’na döndürülecektir.’ Ama “ÇOK GEÇ!”: Orası yeniden öğrenilecek, sınanılacağımız bir yer değil, herşey burada, son nefesine kadar öğrenememişsen, eyvah ki eyvah!

<> “TTV’deki programlarınızda Kadınların Cuma namazına gitmelerinin farz olduğunu söyleyerek, Allah’ın mabedini pazar yerindeki ayaküstü dedikodu yerlerine ve kabul günlerine çeviren ve gerçek mümin erkeklerin dikkatini dağıtarak Allah’ı zikrden alıkoyan o çenebaz gevezeleri mübarek camiye sokmak istemenizde çok fena maksatlar hissettim.”

 

BİZ ÖNCE İNSANIZ SONRA KADIN VE ERKEĞİZ A SALAK, SENİ DOĞURAN ANNEN BİLE KADIN DEĞİL MİYDİ? BABAERKİLLİĞİ BÖYLESİNE ABARTMANIN NEDENİ HERHALDE SENDEKİCİNSELBİR PROBLEMDİR. Eğer böyle düşünüyor ve Cinsel sapkınlığını dinsel sapkınlık kılıfıyla örtmeye çalışıyorsan, o güzelim anne dişileri, sevgili eş kişileri böyle aşağılıyorsan, sen ALLAH’ın düşmanısındır.

<> “Siz bizim mezheb imamlarımızdan, Peygaberin sünnet ve hadislerinden, yüzüsuyu hürmetine kıyametin kopmadığı sayısız evliyamızdan, İmamı Gazali, İmamı Rabbani ve daha sayısız ulamadan daha çok biliyorsanız, o dini kurun ama ismine islam demeyin. Allah’a kulluk müşkildir.”

 

ÖYLE DOSTUM? YÜCE KUR’AN SADECE 4 MEZHEB İMAMINA ve SENİN SAYDIĞIN İSİMLERE GELDİ. BİZLER HAŞA ANLAMAYIZ. Eğer saydığın isimlerden birisi 1400 küsur yıldır çıkıp da, “YAHU EY MÜMİNLER, CUMA GÜNÜ TATİL DEĞİLMİŞ, TAM TERSİNE İŞGÜNÜYMÜŞ, Hadisler yanlışmış” demediyse, bunu 1400 yıldır “İLK, TEK VE ŞİMDİ BEN SÖYLÜYORSAM“, onlar görmemişlerse BANA NE?

Ben Kur’an okuyorum, Hadis değil! Ben Kur’an’ı GÖREREK okuyorum, görmemişlerse bana ne? Ben Kur’an’ı HANİF olarak okuyorum, “Onlar bakar görmezlerse biz bakmadan görüyorsak” bana ne!

Birbuçuk milyar müslüman “Kurukalabalık” gibi “Cuma gününü” tatil yapıyorsa, sakın “Çoğunluğa mı, sana mı uyacağız?” gibi bir soru sormayayın. Çünkü ben, Cuma-9/10’uncu ayetleri açınca görüyorum. Sen ise Hadisleri görüyorsun ve onları toplayıp bana yazıyorsun: Sözde Resulullah, kendinden 220 yıl sonra yazılmış hadislerinde şöyle buyuruyor:

<> “Cuma günü İslam Aleminin tatil günüdür. O gün bir bayramdır. Ticaret dahil her yer tam gün tatil olur, herşey tatil olur.”

 

AYETE UYALIM, YOKSA BU UYDURMA HADİSE ?

<> “Öğlene kadar Cuma’ya hazırlanırsınız ve Cuma namazından sonra çoluk çocuğunuzla masireye (Piknik) gidersiniz ki bir haftanın yorgunluğunu ailenizle birlikte eğlenerek istirahat edesiniz. Yahudilere Cumartesi günü size maile (Ailecek) istirahat GÜNÜ OLARAK Cuma günü buyurulmuştur. Zevcelerinizle halvetleşmek için de Cuma gecesi (Arap anlayışıyla gece günden önce girdiği için Perşembe gecesine Cuma gecesi diyorlar) akşam ezanı ile Yatsı ezanı arasıdır.”

 

SAÇMA SAÇMA! Cinselliğin, Mart ayındaki hayvanlar gibi kızışma mevsimi olmadığı gibi saati de olamaz. O bir karşılıklı ve elverişli şartlarda oluşacak bir yakınlaşmadır.

<> “En iyi cinsel münasebet Cuma gecesi ve akşam ezanıyla yatsı ezanı arasıdır. Örneğin kışın saat 16.30 da orucu bozarsınız. Bir saat sonra da Yatsı/Terahiv kılınacaktır. Bu bir saat içinde hem iftarı açacaksınız, hem eşinizi aradan çıkaracaksınız. Bir de 4 eşiniz varsa, eşlerinizin tamamıyla adaletle cinsel buluşkuyu kuracaksınız, hemen güsul alıp teravih namazına koşacaksınız. Namazdan çıkınca (Kış geceleri 16 saat ya) itikafa çekilir gibi sabaha kadar zikredeceksiniz.”

Bu ne biçim Hadis? Sözde bunu Hz. Ömer rivayet etmiş. O büyük zata niye böyle iftiralar atılır? (Yine Ömer’e iftira olan bir Hadis: “İçinizden birileri çıkacak ve ben Kur’an’da zina edenleri taşlayıp öldürme cezasını bulamadım” diyeceklerdir. İşte onlar, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklardır.”)

<> “Sabah güsuluyla namazınızı kılınız. Kur’an okuyarak Duhan (Kuşluk namazı 09.00 civarı) vaktini bekleyip, kılın. Sonra en yeni, en iyi ve en temiz elbiselerinizi giyiniz, mümkünse bir daha boy abdesti alınız, güzel kokmak için hacıyağınızı sürünüz, saçlarınızı zeytinyağı ile tarayınız, gözünüze sürme çekiniz.”

Müslüman, hatta batılı her insan, gerek cimadan önce ve sonra “Duş” alır, zaten tertemiz gezer! Zaten temiz giyinmelidir, parfümlenmelidir, taranmalıdır, derli toplu olmalıdır. Bu müslümanın, bizim, uygar insanın HERZAMANKİ hali olmalıdır… Bir hafta pis ve pejmürde gezip, CUMA öğleden önce mi bu temizliği yapacağız? HER AN TEMİZ OLMALIYIZ, abdest ancak bu temizliğin üzerine bir CİLA çekmektir.

<> “En uzak camiyi hedef edininiz ve yola çıkınız. Cami ne kadar uzak olursa adım başına bir hac sevabı alacağınız için en en en uzak camiye yürüyünüz. Cuma Selası okunduğunda asırlık (yüz yaşında veya buna en yakın yaşlarda) bir ihtiyarın önüne geçmeyecek biçimde Allah’ı zikrederek çok ağır ağır camiye yürüyünüz.”

 

İYİ DE HADİS BİR ŞEYİ UNUTMUŞ: CUMA GÜNÜ İŞGÜNÜDÜR, AYETE GÖRE: “İza Nüdiye = Çağrıldığınızda, ezan okunduğunda” HEMEN ALLAH’I ANMAYA KOŞUN ALIŞVERİŞİ BIRAKIN“. Şimdi biz işyerinin içindeyiz ve öğlen ezanını abdestli olarak bekliyoruz. Öğlen ezanı okunuyor, HEMEN dükkanı kapatıp, CUMA NAMAZINA  K O Ş U Y O R U Z. Şimdi “O en uzak Cami”ye AĞIR AĞIR nasıl gideceğiz?

<> “Cuma’yı tadili erkanıyla (Önce-sonra sünnetleri, Zuhru Ahiri ve tesbihleriyle) eda ediniz. Biliniz ki camiden en son çıkan en çok sevaba naildir.”

 

CUMA BİR HUTBE+İKİ REKAT’TIR. HEMEN KILINACAK VE HEMEN YENİDEN İŞYERLERİNİ AÇMAK ÜZERE KOŞUP GİDECEKSİNİZ. Bu durumda nasıl EN SON’a kalmak istersiniz? Ya herkes EN SON çıkmak isterse, 24 saat orada mı kalacaksınız?

<> “Daha sonra maile (Ailece, çoluk çocuklarınızla) mesireye çıkınız ve ta’dilin (Tatil) size ihsanının zevkini çıkarınız.”

 

İYİ DE ORTADA TATİL YOK . YİNE İŞYERİNE GİTMEMİZ, KAPADAĞIMIZ DÜKKANI AÇMAMIZ İSENİYOR. Şu pikniği ertesi gün ya da bir önceki gün yapsak ne olur? Niye ALLAH’IN YEGANE ÇALIŞMA EMRİ OLAN GÜNE TEHİR ETTİK ?

<> “Beni Yedi kudretinde tutan Allah’a yemin ederim ki, şefaatime nail olamaz, ebedi çılgın ateş azabında helak olursunuz.”

 

HADİSLERİ YUTTURMAK İÇİN UYDURULMUŞ BİR YEMİN OLAN: “Beni kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki…” ile başlayan hiç bir hadis’e inanmayın, bu doğrudan “Yezid”in KATKISI ve ÜSLUBUDUR. Ya Ayet ne diyor: “SİZE ALLAH’TAN BAŞKA KİM ŞEFAAT EDEBİLİR?” (Allah’ın müstesna kıldıkları dışında=Yani, Allah Onayı olmadan Resulullah da şefaat edemez.)

Hans von Aiberg, 25 ağustos 2001, 16:16, mail


birinci bölüm | ikinci bölüm: birinci parça | ikinci parça | üçüncü parça

077-02-cuma

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar